- Kategori
- Deneme
Türk kahveli sütlaç tatlısı
Tuz Gölünden Bir Estantene
Gündem değişse de, yeni yeni medyatik olaylar çarşaf, çarşaf manşete düşse de; ağırlığı ve derinliği olan hadiseler kolay, kolay hafızalardan silinemiyor.
Bu gün, kalemim size kahveli sütlaç tarifi yazacaktı.
Sizde afiyetle tadına bakacak, lezzeti test edecek; ya gülümseyecek ya da yüzünüzü ekşiterek tepki verecektiniz.
Masanın başına oturunca, iki harfin ağırlığı ve derinliği geldi elime yapıştı.
Ciddi konular dururken, sütlaç yazmak da neyin nesi der gibi gözlerimin içine baktı!
Mecbur kaldım gündemdeki sıcaklığı olmayan konuya dokunmaya.
Devleti yönetiminde nöbet devralanlar, kendilerine sunulan nimetin nerden, nasıl geldiğine bakmadan; kerametin kendilerinde olduğunu zannediyorlar.
Bu gün yönettikleri Devletin adı TÜRKİYE CUMHURİYETİ olmasaydı, canlandırmak istedikleri Osmanlı Ruhu yaşasaydı: şimdi iktidarda olanlar padişahın kulu olacak el etek öperken kameralara poz vereceklerdi.
Allah’a kul olmak varken, kula kul olmayı özlemenin eşrefi mahlûk olarak yaratılan ve halife olarak yeryüzüne indirilen insana yakıştırmak; insanlığa ihanet değil mi?
Neden söz edeceğimi anladığınızı sanıyorum.
Hadisenin ağırlığı ve derinliği altında ezilen kalemler: Türkiye Cumhuriyeti kimliğini T.C adı altında hafifletmeye, ağırlığından kurtulmaya; derinliğinde boğulmamaya çalışıyorlar.
Üstelikte sosyal medyada gösterilen tepkileri hafife almanın yollarını arıyorlar.
İsimlerinin başına T.C koyanları akıllarınca küçümsüyor ve sığlıkla suçluyorlar.
Ünlü bir köşe yazarı Twitter de “ Eskiden PKK Türkiye Cumhuriyeti dememek için T.C derdi” diye yazıyor.
Görüyorsunuz değil mi? İktidarın icraatı göründüğü kadar masum ve sıradan bir icraat değil!
Yazarın da ifade ettiği gibi, bir terör örgütü yıkmak istediği, bölmeye yemin ettiği bir devletin adını telaffuz etmemek için (T.C) demeyi tercih ediyor.
Şimdi bizim sormak hakkımız değil mi?
Emperyalist Ülkelerin kiralık katili PKK’nın çizgisine inmek, Türkiye Cumhuriyeti adına ve rumuzuna; teröristler gibi bakmak yanlışların en büyüğü değil mi?
Türk Milletini, Onun Devleti Türkiye Cumhuriyeti’ni yok farz etmek, tabelalardan silmeye cüret etmek o örgüt mensuplarının safında yer alma anlamı taşımaz mı?
Türk adına, Devletin kimliğine kem gözle bakanlar, gerçek niyetlerini gizlemek için: ona sahip çıkanlara karşı ağır kelimelerle tehdit savurarak sindirmek, yolunu açmak istiyor.
Sosyal medyada isimlerinin başına Devletinin rumuzunu koyanlarda ona sahip çıkmanın haklı gururunu yaşıyor.
Görüyorsunuz değil mi?
İki harfin ağırlığı ve derinliği sığ düşünenleri içinde boğuyor, ağırlığı altında eziyor.
Bu gün Türk kahveli sütlaç tarifini veremedim. Borçlandım size! En kısa zamanda borcumu ödeyeceğim sözüm söz.