Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '10

 
Kategori
Siyaset
 

Türk kimliği

Son yıllarda ülke olarak yaşanan süreci tüm yönleriyle ele aldığınız zaman, göreceğiniz manzara Kurtuluş Savaşı öncesinden ya da o savaş sırasında yaşananlardan çok da farklı bulunmamaktadır.

O günlerde de Türkler aşağılanıyor, ve kendi basımıza içinde bulunduğumuz durumdan kurtulamayacağımıza inanılıyordu.

Aslında savaş sırasında da bu durum değişmedi.

O zaman da gerek Atatürk…

Gerekse onun yol arkadaşları için neler söylenmedi ki…

Devrin yabancı basını ya da mütareke basını olarak da adlandırılan gazeteler…
Atatürk’ü…

Onun mücadelesini küçültmek, aşağılamak için ellerinden geleni yaptılar.

“Ne başıbozuk çete “ oldukları kaldı…

Ne de “eşkıya oldukları…”

Kısacası aleyhlerinde söylenebilecek her şeyi söylediler.

Aslında emperyalistler için söylenecek çok şey yok.

Onlar!

Tam parçalamanın eşiğine getirdikleri bir ülkeden kovuldular.

Aslında kovulmak da değil…

Tam anlamıyla denize döküldüler.

Sadece kendi ülkesini değil, diğer ezilen ülkelerin de kurtuluşuna önder olan
onlara yol gösteren bu büyük adamı hiç mi hiç unutmadılar.

O gün tüm milleti etrafında birleştiren, bu gün de fikirleriyle topluma önderlik eden Atatürk’ü…

Ama sadece Atatürk’ü de değil, o dönemi hatırlatan ve topluma milli bilinç kazandıran tüm kavramları topluma unutturmak için ellerinden geleni yaptılar.
Önce “Atatürk’te tartışılmalı “söylemleriyle başlattıkları süreci daha sonra Kurtuluş Savası’nın yapılmadığına kadar vardırdılar.

Sonra ders kitaplarından başta Atatürk ve milli duygu uyandıran tüm kavramlar temizlendi.

Ders kitaplarındaki asılsız ermeni soykırımı iddiaları bile onları kızdırmaya yettiğinden onlarda bu temizlikten nasiplerini aldı.

Onu…

Okul tabelalarından TC. ve Milli kelimelerinin kaldırılması izledi.

Sonraki aşamada sıranın artık okul adlarından şehit, gazi unvanlarının kaldırılmasına geleceği açıktı…

Ve sonuçta öyle de oldu.

Atatürk’ün söylediği ve ülke içindeki tüm kimlikleri de içeren “Ne mutlu Türk’üm diyene.” sözü bu süreçte en çok tartışılan konu oldu.

Tabi İstiklal marşı…

Öğrenci andı da bu tartışmalardan hep payını aldı…

Zaman içinde o hale gelindi ki…

Bu gün artık PKK lideriyle Atatürk’ü eşit gören yayınlar bile ulu orta yapılabilmektedir.

Ümraniye soruşturması öncesinde hükümet in teşvikiyle çıkan bir gazetenin yazarı da 6 nisan günlü yazısında…

“Mesela 2008 yılının 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Anıtkabir’e sel olup akan milyonlarca yurttaşın yaptıklarıyla Öcalan’ın köyüne hücum eden terör örgütü yandaşlarının yaptıkları arasında ne fark vardı?” diye utanmadan sorabiliyor.
Kendisinin ulus bilinci olmadığından bilmiyor olabilir.

Ama ben söyleyim Atatürk; emperyalizme karsı bağımsızlık savası veren bir ulusun lideri.

Ve tüm uluslar, kurtuluşlarını borçlu oldukları liderleri her ulusal günde anarlar ve ziyaret ederler.

Apo ise tüm batılı emperyalistlerin desteklediği onların kucağındaki bir örgütün lideri. Ve BOP’ un taşeronu.

Sizce ikisi de aynı şey mi?

08-04-2010
Nusret KEBAPÇI

 
Toplam blog
: 207
: 398
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben Ankara'da yaşayan kendi halinde okur yazar  bir öğretmenim...     ..