- Kategori
- Dilbilim
Türk milletinin çocukları okumuyor, okutulmuyor

Türk milletinin çocukları okuyor mu, okutuluyor mu? Okuyor ve okutuluyorlar elbette diyebilirsiniz. Kanıtınız da diploma almış evlatlarımız ile diploma almak için can atan milyonlarca gencimiz. Okuyor çocuklarımız, okutuluyorlar da... Diplomalar da mükafatları, anne babaları ve çocukları mutlu eden mükafatlar: diplomalar...
Diploma merkezli okuma... Peki okuma bu mu? İngiltere bir milyon kelime sayısına geçen yıl ulaştı. Her birimiz kaç kelime ile yazıyor veya konuşuyoruz?... Msn yazarlığı (merakı) zirvede. Kelimelerin harflerini yutarak yapılıyor bu yazışmalar. Gerekçe daha pratik olması. Türkçeyi Türkçe gibi yazarsak pratik olmuyor.
Diplomalı genç evlatlarımız günlük yayımda olan kaç gazetenin adını söyleyebilirler; süreli yayımda olan kaç derginin adını biliyorlar? Abone odukları dergi var mı? Defterlerinde not edilmiş kaç şairimizin şiiri var?...
Bir üniversite diploması aldığımız zamana kadar okuduğumuz Türkçe kitaplarındaki şiirlerin, öykülerin, denemelerin, anıların... bir daha arasak bulamıyacağımız gerçeği vardır. Vardır vardır ama yıl bitimiyle birlikte atarız o kitapları. Attığımız kitaplarda tadına doyamıyacağımız şiirler, öyküler çöptedir artık. Okul kitapları evin düzenini bozar, yalnızca evin düzenini bozmaz, hassas annelerin sinirini de bozar.
Türk milletinin çocukları okumuyor, okutulmuyor dedim. Bu milletin çocukları okumuyor da büyükleri okuyor mu? Okumadıklarını, 'gazetenizi alabilir miyim' deyip aldıktan sonra beş dakikalık zaman içinde gazeteyi iade edenlerden biliyorum. Elimdeki Milliyet ise; Hasan Pulur ne yazmış, Taha Akyol ne yazmış, Melih Aşık ne yazmış diye merak eder insan. Güngör Uras ve daha bir dolu yazar... Elimde Tercüman gazetesi varsa ve meraklı meslektaşım elimdeki gazeteyi okumak için istemişse Behiç Kılıç ne yazmış diye merak edip okumalı değil mi, yok öyle olmuyor sağına soluna bakılıyor ve dağınık bir şekilde 'teşekkür ederim'denilip iade ediliyor.
Bir de kibarız ki sorma, teşekkür etme be kardeşim oku, oku... Okur yazar her çocuğa gazete alıyorum veya aldırıyorum. Bir büyük başlangıç bana göre... 'Bir insanı sevmekle başlar herşey' demiş Sait Faik, ne iyi demiş. Düğün davetiyelerine de yazarız: bu sevgi özsözünü.Bu sevgi de başka bir okyanus, ona daha sonra yazayım. Şimdi işimiz okumayla...
Bu milletin çocukları okumuyor, okutulmuyor... Tersi olsa büyük adamların ağzından çıkan laflar can yüklü, sevgi yüklü, vatan yüklü, tarih yüklü, kültür yüklü, vefa yüklü, felsefe yüklü, hoşgörü yüklü... olmaz mı?
Ortaokul Türkçe kitabımdan bir anı yazısından, Ahmet Rasim'den bir cümle ile noktalayayım yazımı: 'Okumak, bu bana ana nasihatıdır, kabil değil terk edemem.' Edemem, ben de edemem, ya siz?...