Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

24 Şubat '11

 
Kategori
Eğitim
 

Türk Öğretmeninin yirmi dört düsturu!

Türk Öğretmeninin yirmi dört düsturu!
 

Ders yılı başında iyi ve ideal vatandaş fabrikası demek olan Türk mektepleri iki aylık bir dinlenmeden sonra, tekrar işlemeye başlıyor. Dünya, asırların görmediği büyük ve korkunç hâdiseler içindedir. Türk mektebi, vazifesini yaparken dünyanın bu fevkalâde hallerine ve memleketin duygu, düşünce ve bilgi bakımından en fazla muhtaç olduğu esaslara karşı çok uyanık bulunmak zaruretindedir. 

Ders yılı başında, on binlerce muallim, profesör ve öğretmen tekrar vazifeye başlarken, hele mesleğe yeni giren yüzlerce genç, kendilerini işe verirken birer iman temeli halindeki vazife şartlarını zihinlerinde ve gönüllerinde daima uyanık ve aydınlık bir şekilde bulunduracaklardır. Biz, işte muvaffak olmak, mektebi, ideal birer vatandaş fabrikası halinde işletebilmek için elzem gördüğümüz esasları yirmi dört düstur içinde topladık: 

1- Talebe karşısında daima samimi olunuz. Çocuk, muallimi kolay tanır. Tavrında yapmacık, sözlerinde mübalâğa, hareketlerinde insicamsızlık varsa, derhal bunun farkına varır. Samimî ve tabiî olmıyan bir profesör ve öğretmen, Eflâtun da olsa itimat kazanamaz. 

2- İlk günlerde talebenizi her bakımdan tanımaya çalışınız. Ailelerini, sıhhatlerini, zekâ ve kabiliyetlerini, evvelki bilgilerini öğrenmeye uğraşınız. Bu bilgi hem işinizi kolaylaştıracak, hem de otoritenizi arttıracaktır. Kendilerine isimleriyle hitabettiğiniz çocuklar size kolay bağlanır. 

3- Kıyafetiniz düzgün ve muntazam olsun. Asla şık ve pahalı değil, temiz ve dikkatli; çapulcu bir öğretmen, talebeye intizam telkin edemez. (Başkasının terbiye vazifesini üzerine alan, ilk önce kendini terbiye etmek mecburiyetindedir.) Düzgün kıyafet otoritenin büyük yardımcısıdır. 

4- Konuşmanız dikkatli ve şuurlu olacaktır. Kelimeleriniz onların seviyelerine uygun, cümleleriniz kısa ve muntazam, telaffuzunuz harfleri belirtecek şekilde olmalıdır. Muallim dilini edinmek için, ilk günlerde temrin yapınız. Sesinizi sınıfa göre idare edeceksiniz. Türkçeyi güzel söyleyeceksiniz. 

5- Konuşma gibi yazınızı da güzelleştirmek mecburiyetindesiniz. Harfleri mümkün olduğu kadar muntazam çizeceksiniz. Tahtaya veya çocuğun vazifesine daima bir şey yazmak mecburiyetindesiniz. Bu yazı, onların imreneceği ve taklide özeneceği bir örnek olabilmelidir. 

6- Yalnız yazının değil, yazdıklarınızdaki ifadenin de düzgün ve kuvvetli olması, otoritenizin kudret kazanmasına hizmet eder. Her Türk muallimi hangi dersi okutursa okutsun, Türkçeyi iyi ve kuvvetli yazmak ihtiyacındadır. 

7- Konuşma, yazı ve ifade güzelliği gibi, eliniz de resim çizmeye yatkın olacaktır. Hele küçükler için, tarifi birkaç çizgi ile yapmak, çok defa bir zarurettir. Çocukların aklı gözündedir. Resim, bilhassa küçük sınıflarda bir muvaffakiyet unsurudur. 

8- Jimnastik ve spora asla yabancı olmıyacaksınız. Çevik ve çalak olmanız, hem sizin sıhhatiniz, hem de arkadaşlık edeceğiniz çocuklarla icabında beraber koşmak ve tırmanmak için lâzımdır. Beden terbiyesinin bir mecburi hizmet olduğu devirde muallim, mütekait ve hantal vaziyette kalamaz. 

9- Sınıfın havasının temiz, çocukların, sıralarında rahat olmasını temin etmek, ilk düşünülecek işlerdendir. 

10- Sıhhat ve rahatlık şartlarından sınıfların güzelliğini de unutmamak lâzımdır. Önce, çirkinleştirecek sebepleri ortadan kaldırınız. Masrafsız yapılabilecek süs vasıtaları bulunuz. Temizlik, intizam, birkaç güzel resim ve mümkünse daime birkaç çiçek. 

11- Telkin vazifeniz, ders verme mükellefiyetinizden mühimdir. Çünkü karakter, bilgiden üstündür. Bunu asla unutmayınız! 

12- Telkin edeceğiniz en mühim esas, millî aşktır. Her Türk profesörü, muallimi, öğretmeni mutlaka kuvvetli bir Türk milliyetseveri olacaktır. İnanmıyan, inandıramaz. Türklük idealini uyanık bulunduracaksınız. Şövenliğe, yani yabancı düşmanlığına tenezzül etmemek şartiyle. 

13- Memleket müesseselerine, tarihine, âdet ve ananesine daima hürmet telkin edeceksiniz. Çocuk, milliyetini, memleketini, dinini, devletini, hükümetini, anane ve âdetlerini sevecektir. Kanunları, kaideleri, hükümet emirlerini hiçbir vesile ile tenkid ve istihfaf (küçümseme) edemezsiniz. 

14- Sınıfta, çocuklar arasında, daima neşeli olmaya alışınız. Neşe, kudret ve hareket âmilidir. Bedbin bir muallim, çocuk mizacı için meşum olabilir. Eğer durgun ve mahzun mizaçlı iseniz, kendinizi islâh etmek, tebessüme alışmak imkânsız değildir. Güleryüzlü, fakat asla sırıtkan değil! 

15- Ölçülü ve muvazeneli olmak, muvaffakiyetinizin temellerindendir. Neşenizde, iltifatınızda, darılmalarınızda ölçü. Ne pelte gibi yumuşak, ne odun gibi sert! 

16- Çocukların haysiyetine riayet ediniz ki, saygınız artsın. Yalanını tutsanız da, herkesin içinde yüzüne vurmayınız. Onlarda, izzetinefsi beslemelisiniz. 

17- Hazırlıksız hiçbir derse başlamayınız. Bilginize ne kadar güvenirseniz güveniniz; hazırlık, her derece ders için ilk şarttır. Mektep derslerine muallimin üç tür hazırlığı vardır: 1. Umumi hazırlık. Yani, işine ve şubesine ait bilgi. Bunu, tahsili az çok temin etmiştir. Fakat daima fırsat buldukça o bilgi tazelenmeli ve kuvvetlendirilmelidir. 2. Senelik hazırlık. Bunu, ders programları umumi çizgilerle anlatır. Fakat muallim kendince hususi bir şekilde bir senede okutacaklarını, öğreteceklerini tasarlamalı ve taksim etmelidir. 3. Günlük hazırlık ki, muallimliğin muvaffakiyeti için esaslı bir şerttır. 

18- Şemasız derse girmemeyi âdet edininiz. Ders şeması, işe nasıl başlayacağınızı, neler anlatacağınızı ve nerede bitireceğinizi, söyliyeceğiniz misalleri, müracaat edeceğiniz vasıtaları ihtiva eder. Şemasız ders, pusulasız yol gibidir. 

19- Dersleri asla lâkırdıya boğmayınız. Her derste iş daima sözden üstündür. Hele lüzumsuz söz, zarardır. 

20- Çocuklar derse iştirak etmelidirler. Misalleri, neticeleri onlara buldurmaya, müşahedeleri kendilerine yaptırmaya, âlet ve vasıtaları birlikte kurmaya eşvik etmelisiniz ki, bir ders elbirliği ile hazırlanmış bir yemek halinde pişsin. 

21- Derste talebenizin yalnız birkaçına hitabetmeyiniz. İşleri, aralarından seçtiğiniz bir ikisine münhasır bırakmayınız. Talebenizin hepsi ile uğraşınız, hepsine kıymet verdiğiniz kanaatı hasıl olmalıdır. 

22- Derslerde talebeyi konuşturunuz. Kelimelerin, cümlelerin doğruluklarına, nihayet fikirlerine dikkat ediniz ve bu konuşmaları düzeltmeyi ihmal etmeyiniz. 

23- Vereceğiniz vazifelerin çoğu sınıfta ve ders zamanının bir kısmında yapılabilecek mahiyette olmalıdır. Evlerde yapılacak vazifeler, çocukları saatlerce uğraşmaya mecbur edecek şekilde olmıyacaktır. Hele mihaniki vazifeden (düşünmeden, ölçülerek değil de yalnızca alışkanlığın verdiği kolaylıkla veya yalnız kasların hareketiyle yapılan) çekininiz. Vazife, zevk ile yapılabilmelidir. 

24- Mektep hayatında bilgiyi seçmek mühim bir iştir. Her bildiğinizi sırası gelmiştir diye söylemeyiniz. "Az bilgi, fakat sağlam" esasını unutmayınız. Öyle malûmat ki, işe yarasın, karaktere hizmet etsin. Meselâ, küçüklere elektrik nazariyesini vermek, boş, fakat bir zilin tamirini, bir motorun kullanılmasını öğretebilmek daha çok faydalıdır. 

Aziz Türk profesör ve öğretmeni! Yeni yılın hayırlı ve bereketli olsun. 

Kaynak: Öğretmen Rehberi, Hüseyin Yıldırım, Kültür Matbaası, Ankara: 1966, 26-29. 

 
Toplam blog
: 17
: 3175
Kayıt tarihi
: 09.02.11
 
 

Eğitimciyim. Yaklaşık on yıldır eğitim yöneticiliği yapıyorum. Eğitim yönetimi ve öğretmenlik mes..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara