- Kategori
- Güncel
Türk sorunu- 2
Ta Selçuklular'dan beri bu toprakların huyundan ve suyundandır. Bir türlü rahat edemeyiz. Başımıza olmadık işler açılır. Bir gaile biter, öbürü başlar.Seksenlerin başından itibaren ara vermeden devam eden bölücü terör yetmezmiş gibi ve suni olarak çıkarılan " Kürt Sorunu " ile ne yapacağımızı düşünürken şimdi de bir " Türklük Meselesi " ortaya atıldı.Yeni anayasa çalışmaları sessiz sedasız yolunda giderken, birdenbire, bir düğmeye basılmış gibi "Türklüğün" anayasadan çıkarılması gereği tartışmaya açılıverdi.Milletimizin çok büyük bir bölümünü gerçekten rahatsız eden bu tuhaf kampanyaya neden gerek duyuldu bilmiyoruz ama bir hayli gürültü koparacağı kesin.
Milletin kahir ekseriyetini rahatsız etmeyen ve onun kimliği demek olan " Türk Milleti" kavramı neden anayasadan kovulmak isteniyor? Geçenlerde basında bu kampanyayı yürüten ve soyadında Türk sözü geçen biri şöyle döktürmüş: " Tarih boyunca mevcut olmayan sahte bir Türklükten 75 milyonu kucaklayan bir millet çıkarmasını parmaklarını oynatmadan sabırla bekliyorlar "
Bu satırlar eğer bilgisizlikten ileri gelmiyorsa bin küsür yıllık Kaşgari Mahmud'u ve Divan-ı Lügat-i Türk'ü, Yusuf Has Hacip'i ve Kutadgu Bilig'i ve bunlardan çok daha eski Orhun anıtlarını ve orada yazılı olan " Ey Türk Budunu! Titre ve kendine dön! " sözlerini hatırlamamasında kasıt aramak gerekir.
Öyle bir kasıt ki Yunus Emre'nin arı duru Türkçesini, Fuzuli ve Ali Şir Nevai'nin o güzelim Türkçe beyitlerini, Karamanoğlu Mehmet Bey'in " Şimden gerü hiç kimesne divanda, dergahta, barigahta ve dahi her yerde Türk dilinden özge söz söylemeye" haykırışını, Osmanlı Devletinin kurucusu Kayı Boyu'nun hangi milletten geldiğini ve Orhan Bey'i bile inkara kalkan zehirli bir ard niyet..
Maalesef konu o hale geldi ki her önüne gelen eline bir çekiç alıp millet binasını çekiçlemeye ve onu bir arada tutan çimentoyu tuzla buz etmeye başladı.Halbuki ne güzel hayallerimiz vardı.20232te küresel güç, 2071'de cihan devleti olacaktık.Bütün bunları da toplumsal barış içinde, ayrılmadan bölünmeden gerçekleştirecektik.
Endonezya'dan Fas'a kadar fokur fokur kaynayan İslam coğrafyasında ileri sanayi ülkesi olmaya aday, geleceği göz kamaştıran bir Türkiye var.. Gelin ne olur, bu Türkiye'ye yazık etmeyelim.Kürt sorunu, Alevi- Sünni sorunu, o sorunu, bu sorunu derken bir de Türk sorunu çıkarmayalım.
İlle de birşeyleri değiştirmek istiyorsak birinci meclisin yaptığı anayasayı esas alabiliriz. Ne diyordu 1924 Anayasası : " Türkiye ahalisinde din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle Türk ıtlak ( adlandırma) olunur "
Türkiye sınırları içinde yaşayan herkesi dini - mezhebi ve etnik ayrıma tabi tutmadan " Türk vatandaşlığı " ortak paydasında buluşturmak en doğrusudur.Bundan dinini, vatanını, bayrağını seven Kürt de gocunmaz, Laz da, bilmem hangi etnik grup da..
BDP- PKK'ya gelince onlara dur durak yoktur. " İlk hedefimiz Türklük'tü " diye bayram edecekler. Ondan sonra sıra özerkliğe ve bağımsız Kürdistan'a gelecek..