Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '15

 
Kategori
Aile
 

Türk toplumunda erkek oğlanı ve kız evladı

Şu zamanlarda kafamı çok meşgul eden bir vaka var. Düşünüyor düşünüyor çıkmaz sokağa girer gibi geri vites yapamayan kadın sürücülere benzetiyorum bu konuyla kendimi bağdaştırdığımda.

Karmaşıklık  yordayışımızda.

Şans eseri mi kaderin bir cilvesi midir bilinmez seçilmiş; iki evli insanın hayatında bir bebek olarak süzülüyoruz Dünya'ya, kimileri ailesi olmadan süzülüyor bu hayata, ya sokakta bir cami kenarında bir çöp kenarında ya da bir analık babalık etrafında,yetiştirme yurdunda....

Göbek bağının kesilmesiyle nefes almaya yeltenerek ilk hayat mücadelemizi veriyoruz. Ve neden doğarken gülmüyoruz da ağlıyoruz? Biz doğduğumuz da ağlarken neden insanlar gülümsüyor, ve biz öldükten sonra biz gülüyor onları mı ağlatıyoruz dilemması hep anlamlı gelmiştir bana. Neden? Niçin? Ne zaman? Nasıl? Kim? 5N 1K kuralını bunun üzerine mi yorduyorum emin değilim.

Ağladıktan sonra emmeyi öğreniyor,emmeyi öğrendikten sonra yemek yemeyi,yemek yemekten sonra emeklemeyi sonra yürümeyi sonra koşmayı sonra konuşmayı.... Hep öğreniyoruz bu hayatta. Öğrenirken bulunduğumuz çevrenin yordadığı gerçeklerle süzüldüğümüz hayatta yoğruluyoruz. İnsanların farklı olmasının sebepleridir büyüdüğü aile,yetiştiği çevre,gördüğü şeylerdir onu insan kılan,yaşadığı duygulardır gerçek duygularını gün yüzüne çıkaran onlardır bizim onları tanıma yöntemimiz,onlardır onların kendilerini tanıma yöntemleri. Sonra okuma yazma öğrenmek,arkadaş edinmek diye devam ediyor bu süreç. Daha da sonrasında arkadaşları eleyerek,evleneceğin adama dek bir çok kategori sunuyoruz kendimize. Sonrada malum çoluk çocuğa karışmak onu yetiştirmek...

Nasıl yetişirsen,yetiştiğinin getirileri ve götürüleriyle yoğuruyorsun çocuğunun hayatınıda. Onu giyme,duvarı boyama,üstünü kirletme,sokakta kavga etme (gerçi kimi kavgacı da yapmıyor değil çocuklarını),oyuncaklarına sahip çık,odanı topla,kaşığı düzgün tut,bir kere de söz dinle gibi bir çok emirle hakim oluyoruz onların hayatınada. Sonra onlarda başka hayatlara...

Söz gelimi şu ki; sen çocuğunu nasıl yetiştirirsen oda kendi çocuğunu öyle yetiştirir. Sen nasıl ona sahip çıkarsan oda o kadar sahip çıkar ve ona ne kadar anne baba eksikliğini hissettirmezsen bir şekilde oda kendinde eksiklik hissetmez. Babasız büyüyen bir kız çocuğu özgür olmayı sever, başka erkekleri babası yerine koymayı tercih eder,sahiplenilmek duygusunu buna budar. Annesiz büyüyen bir kız çocuğu ise; erken yaşta anne oluverir,kendinden önce evin yemeğini çamaşırını bulaşığını düşünür, kendi hayatından önce kardeşlerini düşünür ve yanlışa daha az yordanır.

Öyle bir toplumuz ki BABA evresini ve ERKEK ADAM olma durumunu daha sünnet edilen oğlanlara bir özgüymüş gibi aktarırız,altınlar takar müzikler eşliğinde kutlarız,ama bir kız çocuğunun regl döneminde genellikle ona ilk olarak tokat atılır ve susturulur,duyulmaması gerekir utanç gibi aktarılır. Bu oğlanlara övgü gibi aktarılan durumun aslında kızlarımıza,kadınlarımıza ne denli zarar verdiğinin farkındalığını hala tadamayan bir toplumuz. Hep inanmışımdır; Allah herkese öyle bir anne baba verir ki iyi de olsalar kötü de olsalar sorumluluklarını bilselerde bilmeseler de hep onlardan öğrenmesi gereken ve hayatlarına yordaması gereken şeyler olduğu için o anne ve babayı verir.Kimi ne de vermez hayatında en büyük onu yordaması gerektiği içindir...  Ben yorduyorum ve yordamaya devam ediyorum. Ya siz?

Geleceğe yönelik hedefler ve yordama kurallarını oluşurmanın zamanı çoktan gelmiş geçiyor. Ve neden benim olmuyor dememeliyiz her ne olsun istiyor ve olmuyorsa, olmamasının nedenini en çok yaptığımız davranışta aramalıyız.

Velhasıl; birini sevmeden önce ailesini tanıyın, birini tanımaya çalışmaya ailesini öğrenmekten başlayın,çocukluk anılarını dinlediğiniz de onun eksiklerini, onun en güzel mutluluklarını ve onu nelerin mutlu ve mutsuz edeceğini nasıl yetiştiği ve ailesinin sevgi pıtırcığı olup olmadığı size bir çok sorunuzu yanıtlamakta yardımcı olacaktır.

Sevgilerle... 

 
Toplam blog
: 13
: 230
Kayıt tarihi
: 21.08.13
 
 

Merhaba;    İdealist bir öğretmenim. Hayatı kendi sınırlarında yaşayan, sınırlarına başkalarını d..