Türkan hocamızın ardından

Ölüm haberini ilk aldığımda yolda yürüyordum. Kızım telefonda "Anne Türkan hanımı kaybettik" dedi. Sesi oldukça üzgündü haklı olarak. O daha yeni tanışmıştı Türkan hoca ile ve daya yeni "Deniz yıldızı" olmuş, gönüllü çalışmak istiyordu.

Haberi aldığımda çakıldım kaldım olduğum yere. İçimden birşeyler de öldü bu haberle. Derin bir iç çekiş ardından yanımdakilere verdim haberi. Onlarala paylaşma ihtiyacı duyarak tek başıma ağır geldi bu ölüm. Daha önceki akşam Fethiye Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği başkanı ile telefonda görüşmüştüm. Her an her şey olabilir demişti Saliha hanım. Bende uyutuluyor daha bir süre devam eder demiştim içimde unut yeşertmek istercesine. Ama yanılmıştım....

Ve onu kaybettik..

Kızlarımızın gelecek umudu olan, hayallerini, ufuklarını genişleten biricik insanı kaybetmiştik...

Ama işin gerçeği o gitmiş , biz kalmıştık...

O yaşamı boyunca yurdu ve insanları için mücadele verdi.

Kızlarımıza, sizi zorla evlendirmelerine izin vermeyin dedi.

Kendi kararlarınızı kendiniz verin dedi.

Her zaman merak edin, soru sorun, araştırın dedi.

Çok çalışın eğitiminizi tamamlayın mutlaka dedi.

Cebinda daima taşıdığı bir kızımızın mektubundan güç aldığını söylerdi. İlkokula giden bir kız çocuğumuzun mektubu " Sayenizde berdelden kurtuldum okuyacağım " diyen mektubunu.

Onu, kişiliğini, yaptıklarını anlatmaya bu sayfalara sığmayacak kadar değerli bir insan Prof. Türkan Saylan.

Son katıldığı etkinlik, Fazıl Say ve arkadaşlarının düzenlediği destek gecesinde görmüdüm onu. Tekerlekli sandalyesinde dimdik durmaya çalışıyordu ağrı ve sıkıntılarına inat. Konserde keman çalan bayana gıygıycı diye espiri yapmaya çalışıyordu tüm içtenliği ve canayakınlığı ile. Konser sonrasında giderken salladığı el bizlere veda gibi geldi ve aynende öyle oldu. Veda eden eli bizleri saygıya davet etti. Hakkı olan saygı ile dakikalarca ayakta alkışlar ile uğurladık onu.

Hükümetimizin bakanları; sizlere teşekkür ediyorum cenazesine katılmadığınız için.

Çocuklarımız ve özelliklede kızlarımızı için bir umut ışığı yakmasına karşın onu karalama ile saf dışı etmeye çalışmanızı asla unutmayacağız.

Çocuklarımızın tarikata değil çağdaş okullara gitmesini savundu son nefesine kadar.

Ne darbe, ne şeriat diyerek demokrasiyi savundu.

Kuvvetli şüpheli olarak evine ve ÇYDD bürolarında LAW silahı, suikast silahı, darbe planları arandığında O "Biraz daha yaşamam gerek" dedi. Tüm yöneticilerin serbest bırakıldığını gördükten sonra da veda etti bizlere.

Çocuklarımızın çağdaşlaşma yolunda eğitime gönül koyan Türkan hanımın son sözleri, "Burs verilen öğrencilerin sayısını 36 binden 100 bine çıkartın"

İşte böyle büyük bir insan gitti ve bizi geride bıraktı.

Görev sırası bizlerde. Cehaleti ve geri kalmışlığı yenmenin tek yolunun Çağdaş bir eğitim olduğunu unutmayalım.

Herkesi göreve davet ediyorum.

Unutmayalım ki kızlarımızın bize ihtiyacı var....