- Kategori
- Eğitim
Türkan Saylan'ı anlamak
Türkan SAYLAN; O bir cumhuriyet kadını, Atatürk'ün istediği, hayal ettiği bir Türk insanı. merhumenin çok güzel bir lafı oldu. Gazetecilerin ''Başarınızı neye borçlusunuz'' sorusuna verdiği çevap çok küçük ama bir o kadar da manalı bir kelime '' Yaptıklarımı asla yeterli bulmam'' İşte başarının sırrı. O kadar ufku açık ve kendi adına hiç bir şey beklemeden insanların hastalıklarına çözümler üreten, çalışan, türk kadınını çağdaş medeniyet seviyesine yükseltmek için elinden gelen her türlü çabayı harcayan ve bunda da başarılı olan bir ablamızdı Saylan.
Onu hastanede hastalarının başında, anadolunun ucra köşelerindeki köylerde, kadınların yanı başında, kız çocuklarının aydınlanması için okullarda, öğrenci yurtlarında velhasil ezilen, yalnız bırakılan her insanın yanında gördük. O siyaset gütmeden sadece aydınlanmak, çağdaş olmak, bilim ve medeniyet ışığında yürümek ve yürütmek için çalıştı. Onun çocukluğunda kadınlar insanların içinde konuşma hakkına bile sahip değildi. O çağlarda kadınlar erkekleri yolda görünce bir kenara büzülür erkek geçene kadar bekler. O günlerde kadın toplumun içinde yok, adını bile anmak ayıp sayılıyordu. Şimdi genç kızlar genç erkekler moda gibi turban savunuculuğu yapıyorlar. Onların benim çocukluktaki yaşadığım ortamı tanımalarını isterdim. Şimdi genç kızlar turbanı özgürlük olarak algılıyorlar. Oysa turbanı savunmanın belki bir yere kadar dinsel inanç de kültür de ne derseniz deyin normal gibi görünmesine rağmen dinsel dayatmanın diğer bir şekli olduğu gerçek bir olgudur.Benim 12 senem imam hatip lisesinde geçti. İlk 1985de imam hatibe gittiğimde kız çocukları sadece kuran derslerinde başını bağlıyordu. İdareci öğretmenler kızların başlarını zorla bağlatıp başını bağlamayanların okul koridorlarında bacaklarına sopayla vurup -Saçın görünüyor yürü kafanı kapat diye zorladıklarına ve Dışarda ailesi ile veya yalnız başına dolaşırken saçlarını açan kızların bazı derslerden sınıfta kaldıkları gerçeğini unutmayalım. Önce çocukları zorla kalıplara sokup sonra da avazı çıktığı kadar kızların bu insan hakkıdır diye bağıran din bezirganlarının karşısına çıktı Türkan SAYLAN üniversiteye giden çocuklarında hemen peşine takılan mollaların onları dinsel ögelerle donatmaya çalışıp orta çağ karanlığına itmelerini demekratlar ibretle ve hayretle seyrederken o bir ışık yaktı. bazı çocukların ortaçağ karanlığına düşmesini engellemeye çalıştı. İşte o Atatürk'ün kızı olmayı bunun için hak etti. Ben Atatürkçüyüm diyenler kendilerini sorgulamalıdır. insanımızı gözlerimizin önünde otaçağ karanlığına çekmeye çalışan bu güçlere karşı ne yaptık. eğer örnek almamız gereken birisi varsa Al sana Türkan SAYLAN. Karanlıktan şikayet edene kadar bir mum da sen yak.
Onu hastanede hastalarının başında, anadolunun ucra köşelerindeki köylerde, kadınların yanı başında, kız çocuklarının aydınlanması için okullarda, öğrenci yurtlarında velhasil ezilen, yalnız bırakılan her insanın yanında gördük. O siyaset gütmeden sadece aydınlanmak, çağdaş olmak, bilim ve medeniyet ışığında yürümek ve yürütmek için çalıştı. Onun çocukluğunda kadınlar insanların içinde konuşma hakkına bile sahip değildi. O çağlarda kadınlar erkekleri yolda görünce bir kenara büzülür erkek geçene kadar bekler. O günlerde kadın toplumun içinde yok, adını bile anmak ayıp sayılıyordu. Şimdi genç kızlar genç erkekler moda gibi turban savunuculuğu yapıyorlar. Onların benim çocukluktaki yaşadığım ortamı tanımalarını isterdim. Şimdi genç kızlar turbanı özgürlük olarak algılıyorlar. Oysa turbanı savunmanın belki bir yere kadar dinsel inanç de kültür de ne derseniz deyin normal gibi görünmesine rağmen dinsel dayatmanın diğer bir şekli olduğu gerçek bir olgudur.Benim 12 senem imam hatip lisesinde geçti. İlk 1985de imam hatibe gittiğimde kız çocukları sadece kuran derslerinde başını bağlıyordu. İdareci öğretmenler kızların başlarını zorla bağlatıp başını bağlamayanların okul koridorlarında bacaklarına sopayla vurup -Saçın görünüyor yürü kafanı kapat diye zorladıklarına ve Dışarda ailesi ile veya yalnız başına dolaşırken saçlarını açan kızların bazı derslerden sınıfta kaldıkları gerçeğini unutmayalım. Önce çocukları zorla kalıplara sokup sonra da avazı çıktığı kadar kızların bu insan hakkıdır diye bağıran din bezirganlarının karşısına çıktı Türkan SAYLAN üniversiteye giden çocuklarında hemen peşine takılan mollaların onları dinsel ögelerle donatmaya çalışıp orta çağ karanlığına itmelerini demekratlar ibretle ve hayretle seyrederken o bir ışık yaktı. bazı çocukların ortaçağ karanlığına düşmesini engellemeye çalıştı. İşte o Atatürk'ün kızı olmayı bunun için hak etti. Ben Atatürkçüyüm diyenler kendilerini sorgulamalıdır. insanımızı gözlerimizin önünde otaçağ karanlığına çekmeye çalışan bu güçlere karşı ne yaptık. eğer örnek almamız gereken birisi varsa Al sana Türkan SAYLAN. Karanlıktan şikayet edene kadar bir mum da sen yak.