- Kategori
- Dil Eğitimi
Türkçede "ki", "de", "ile", "mi", "ne"
Trabzon'da çıkardığım dergi, 1993
-Kİ SÖZCÜĞÜ -Kİ EKİ
- Ki SÖZCÜĞÜ
Dediler ki ıssız kalan türbende
Vahşi güller açmış; görmeye geldim.
R.Tevfik Bölükbaşı
Söyleme ki duymasın. Daha dinlememişti ki birden evden uzaklaştı.
Örneklerde görüldüğü gibi sözcükleri, tümceleri bağlama görevini üstlenmiş olan “ ki ” bağımsız sözcük olarak ayrı yazılmış; ünlü uyumlarından etkilenmemiş. Sözcük olan "ki " bağlaçtır . “Ki” İlgi tümcesi kurar; tümcede bağlaç ya da (,) görevindedir. “Ki” ilgi öğesi dilimize Farsçadan girmiştir. (Tümce Türleri, İlgi Tümcesi bölümüne bakınız.)
- Kİ EKİ
Akşamki yağmur, yarınki iş, dünkü olaylar, bugünkü gazeteler ,bahçedeki çiçekler, ondaki kitap, evdeki iş, onunki, komşununki...
Koyu yazılan “-ki” eki sonuna geldiği sözcüğü zaman, yer belirten birer önad yapmıştır.Büyük ünlü kuralına uymamıştır.
“Bugün , dün” sözcüklerine ulanan ki eki küçük ünlü uyumuna uyarak “ –kü ” biçimini almıştır. Örneğin, bugünkü, dünkü vb.
Kalın yuvarlak ünlülerin “u” bulunduğu sözcüklere “-ki” küçük ünlü kuralına uymadan ulanmaktadır : o-n-un-ki , komşu-n-un-ki...
Orhan’ın boyu uzun , Erdem’inki kısadır. Komşunun kuzusu bizimkinden iri. Kalemimi evde unutmuşum; sizinki yanınızda mı ?
Koyu yazılan “-ki” sözü edilen adlardaki belirtilen (tamlanan) durumundaki sözcüğün yerini tutuyor. Belirtilen durumundaki sözcük geldiğinde “-ki” eki düşer. Belirten (tamlayan) eki “in / -ın , -im / -ım” üzerine gelen “-ki” eki büyük ünlü uyumuna uymaz, bitişik yazılır.
Örneğin, arabanın lastiği = arabanınki, gözlüğün camı = gözlüğünki...
Belirtili ad tamlamalarında belirtilenin yerini tutan “-ki” ekine ilgi adılı denir . Önad olan “–ki ” ekiyle ilgi adılı olan “ –ki ” örneklerde incelendiğinde şu özellikleriyle birbirinden ayrılır:
. İlgi adılı yerine belirtilen durumundaki adı getirdiğimizde “ –ki ” eki düşer.
Örneğin, Salonun lambası söndü, odanınki yanıyor. ...odanınki=odanın lambası
. Sıfat olan “-ki” kalmalı durum eki “-de” almış adlara gelir .
Örneğin, Sınıftaki öğrenciler çıktılar. = Sınıftakiler çıktılar. “-ki” eki ikinci tümcede ilgi adılında olduğu gibi düşmemiştir. Burada önad olan “sınıftaki” sözcüğü ikinci tümcede adlaşmıştır; çünkü belirttiği ad “öğrenciler” düşünce önad olma özelliğini yitiriyor .
Yapım eki göreviyle kullanılan “-ki” özellikler göstererek sözcüklere ulanır . Sözcüğe, içinde bulunma, aitlik, bağlılık anlamı kazandırır.
Örneğin; geceki, çocuğunki, seninki, masadaki, yazıdaki, sanki (san-, Sanki yağan kar değildi .) vb.
Ek, kök ve gövdelere doğrudan ulanabilir.
Örneğin; öteki, beriki, yarınki, akşamki, önceki, şimdiki, deminki, karşıki, sonraki vb.
“-Ki” eki adın –de / -da ya da –ın / in çekimlerine geldiğinde sözcük önad, adıl görevini üstlenir.
Örneğin; bendeki, yoldaki, içindeki, yerdeki,arkadaki, yukarıdaki , alttaki , çarşıdaki ... sözcüklerinde önad; seninki , onunki , komşununki , çocuğunki ... sözcüklerindeyse adıl görevindedir.
Yazımda ek olan –ki ile sözcük olan ki ‘yi tanımak için şu yöntemi kullanabiliriz. Ek olan –ki tümceden çıkarıldığında tümcenin anlamı bozulur, oysa bağlaç olan ki tümceden çıkarıldığında tümcede anlam bozukluğuna yol açmaz. Ek olan –ki bitişik, bağlaç olan ki ayrı yazılır.
Mademki, sanki, meğerki, çünkü, belki sözcüklerinde ki bağlacı kalıplaşmıştır. Bu nedenle “ki” bağlacı bitişik yazılmıştır.
Sözcüğe bitişik yazılan ki’den önceki ünlü harf yuvarlak dar ise ( u ,ü ) uyum sağlamak amacıyla ki küçük ünlüuyumuna uyarak “i” düz sesi yuvarlak dar ünlü “ü” olarak yazılır . Örneğin , dünkü vb.
Arapça “halbuki” bağlacına karşılık kullandığımız “oysa ( o ise )” bağlacına ki bağlacı ulandığında oysa bağlacıyla birleşip kaynaşmasına karşın kimi kez ayrı yazılmaktadır. Bu durum yazımda kuralsızlığa yol açmaktadır.Bağlaç olan oysa’ ya ikinci kez ki bağlacının ulanması gerekmemektedir .
“Bu yazıda değinmek istediğimiz ikinci ayrım, dilbilgisinde sıklıkla kullanılan zaman ve kip ayrımıdır .... Bu iki kavramın birbirine karıştırılması di’li geçmiş zaman kipi, gelecek zaman kipi gibi kullanımların yaygınlaşmasına yol açmıştır.Oysa doğru ve bilime daha uygun kullanımın şimdiki zaman, geçmiş zaman, gelecek zaman ya da yeterlik kipinin geçmiş zamanı, gereklilik kipinin şimdiki zamanı vb. biçiminde olması gerekir. (Ahmet Kocaman,Türk Dili Dergisi ,Mayıs-Haziran 2006,s.67
. DE SÖZCÜĞÜ -DE EKİ
- DE SÖZCÜĞÜ
.Arkadaşım da gelsin. ( Diğerleriyle birlikte bize katılarak ...)
.Sen de haklısın. ( Diğerleri gibi.)
.Evvel sen de yücelerde uçardın ( Şimdikiler gibi .)
Şimdi ingilere indin mi gönül
Karacaoğlan
.Orhan da geldi. ( Öbür gelenler gibi, onlara katılarak...)
.Bunun sonunda ölüm de var. ( Başka tehlikeler olduğu gibi . )
.Bu kitabı da okuyunuz . ( Önce okuduklarınız gibi . )
De sözcüğü gibilik, eşitlik, katılma ilgileriyle sözcükleri birbirine bağlıyor. Büyük ünlü uyumuna uyarak de, da biçiminde yazılıyor.
. Bu işi Orhan da, Turgut da yapabilir.
Bu örnekte de bağlacı eşit özneleri birbirine bağlıyor.
. Ben onu da, bunu da, ötekini de gördüm.
Bu örnekteyse de bağlacı nesneleri birbirine bağlıyor.
. Ben sevmem haksızlığı da, ikiyüzlülüğü de, yalanı da.
Bu örnekte de bağlacının yüklemleri bağladığını görüyoruz.
Olumsuz devrik tümcede “ne” yerine “de” bağlacı gelebilir .
Örneklersek:
. Ben sevmem ne haksızlığı, ne ikiyüzlülüğü, ne yalanı.
.Ben sevmem haksızlığı da, ikiyüzlülüğü de, yalanı da.
. Bilemediniz ne sen ne o.
. Bilemediniz sen de, o da.
Var olan anlam ilgisine dayanarak sözcükleri, tümceleri bağlayan de sözcüğü (bağlaç) tümceden çıkarıldığında anlamda bir bozulma olmaz.
-DE EKİ
. Bahçende çiçekler açtı.
. Okulda sınav var.
. Beşikte bebek uyuyor.
. Uçakta kimseler yok ki!
Yukarıda sıralanan örneklerde –de eki adın kalmalı durum ekidir. Ünlü ve
-De eki sözcüğe bitişik yazılır. İkinci örnekte büyük ünlü uyumuna uyarak –da, üçüncü,dördüncü örneklerde ise ünsüz benzeşmesi nedeniyle –te, -ta biçimini almıştır.
. “İLE” BAĞLACI VE İLGECİ
Bağlaç ve ilgeç olarak kullanılan ile ayrı yazıldığında değişikliğe uğramaz.
. Araba ile Ankara’ya gittim.
. Radyo ile yapılan yayınlar etkili mi?
. Uçakla gelmiş.
. Parayla aldım.
. Dinlenceye benimle çıkar mısın?
Yukarıdaki örneklerde ile sözcüklerin ya da kavramların arasında ilgi kuruyor. İlgeci tümceden çıkardığımızda sözcükler arasındaki anlam ilgisinin bozulduğunu görürüz. Yani sözcükler arasında anlam ilgisini kuran sözcük ilgeçtir.
. Ali ile Orhan dün akşam sizi aradı.
. Kirazla vişne yaz mevsiminde çıkar.
. Kitaplarıyla çantasını okulda bırakmış.
. Çalışanla çalışmayan bir olur mu?
. Yedi ile sekizinin toplamı on beştir.
Yukarıda sıralanan örneklerde ile görevdeş sözcükleri birbirine bağlama görevi görüyor; bu nedenle bağlaç olarak adlandırılır. Örnek tümcelerin üçüncüsünde nesne, diğerlerinde özne göreviyle kullanılan sözcükleri bağlıyor.
İle sözcüğü bitişik yazıldığında büyük ünlü uyumuna uyar. Ünsüzle biten sözcüğe ulanan ile’nin i ünlüsü düşer, e ünlüsü de büyük ünlü uyumuna uyarak a olur. Ünlüyle biten sözcüklere ulanan ile sözcüğü i ünlüsü y koruyucu ünsüzüne dönüşür.
. Mİ İLGECİ YA DA SORU EKİ
. Ben mi? (Sözcüğe soru anlamı katıyor, onu tümce değerine çıkarıyor.)
. Onlar işinize yarar mı? (Tümceye soru anlamı katıyor.)
. Güzel mi güzel çocuk. (Çok anlamında pekiştirme yapıyor.)
. Birden karşıma çıkmasın mı? (Tümceye şaşırma anlamı katıyor.)
. Mayısta kar yağmasın mı? (Tümceye yadsıma anlamı katıyor.)
. Trabzon’a geldi mi bana uğrar. (Tümceye zaman kavramı veriyor.Zaman anlamı katan - ince, -diği eklerinin yerine geçiyor. Temel tümceğe koşul anlamı katıyor.
. Çalıştı mı başarır. (-irse eklerinin yerine geçerek zaman anlamı yaratıyor, koşul belirtiyor.)
. İnattır, yapmadı mı yapmaz. (Diretme anlamını yaratıyor.)
. Siz de geziye katılacak mısınız? (Soru kavramı var, gerçek soru tümcesi.)
. Çocuklar oynuyor mu? (Soru kavramı var, gerçek soru tümcesi. Ünlü uyumlarına uyarak –mu olmuş.)
. Sular mı yandı? (Yanıt istemiyor, sözde soru tümcesi olsa da sonuna (?) konur.)
. O, bugün mü, dün mü geldi, bilmiyorum. (Dolaylı soru yan tümcede. Bunun için tümcenin sonuna (?) konmaz.)
Bu yazınızın iyi olup olmadığını, boşluklar, yanlışlar var mı yok mu diye okuduğunuzda anlarsınız. (Soru kavramı temel yargıda yok, yan tümcede var. Bu tümcede de dolaylı soru var, bu nedenle tümcenin sonuna (?) konmamıştır.
Yukarıda sıraladığımız örnekleri incelediğimizde soru eki olarak adlandırılan –mi ‘nin sözcük olarak ilgeç olduğunu görürüz. Çünkü kavramlar arasında anlam bilgisi kuruyor. Soru eki ya da ilgeç olarak adlandırılan –mi tümceye soru anlamı kattığından soru eki olarak adlandırılır. Bazı tümcelerde de soru anlamı yan tümcede bulunduğundan tümce sonuna (?) konmadığını örnek tümcelerde gördük. Örnek tümcelerin kimisi yanıt istiyor (gerçek soru tümcesi), kimisi ise yanıt istemiyor (sözde soru tümcesi) bu iki tür tümcenin sonuna (?) konur.
Soru eki ya da ilgeç olarak adlandırdığımız –mi her zaman sözcükten ayrı yazılır, ünlü uyumlarına uyar.Kimi kez kalınlaşır, kimi kez de yuvarlaklaşır. Örneğin, Bu mu?
İlgeç göreviyle kullanılan mi birinci tekil kişi eki –m adın –i durumunu aldığında mi /-m-i karıştırılmaktadır.
Örnek:
ver-gi-m-i ver- : eylem kökü
-gi : yapım eki
-m : iyelik eki
-i : adın –i durumu
vergi mi? ver- : eylem kökü
-gi : yapım eki
-mi : soru eki
Önümden niçin alıyorsun çayımı (çay-ım-ı : -ım : iyelik eki, -ı : adın durum eki)
Çayı mı içti? (-mı : soru eki)
Çayımı içti. (-ım : iyelik eki, -ı ad durum eki)
. NE...................NE BAĞLACI *
Ne... ne bağlacının geçtiği tümcelerde yüklem olumlu olur genel doğrusunun yanında yüklemi olumsuz olan tümceler de bulunmaktadır.
..YÜKLEMİ OLUMLU TÜMCELER
- Ne bağlacı ayrı eylemlere, ayrı tümcelere gelirse:
Onu ne gördüm, ne tanıdım. Ne sel bastı, ne deprem oldu.
- Eylem, “ne”li özne ya da tümleçlerin arasına girerse:
Ne şiş yansın, ne kebap. Ne bana bu sözü söylesinler ne başkasına.
- Eylem , -ip, -erek, -erken ekli ulaçlardan biri olursa:
Ne Aydın’ı ne Yüksel’i görüp konuştum. Ne kapıyı ne pencereyi zorlayarak açtım.
Ne eve gelirken, ne okula giderken gördüm.
- Eylem, -diği, -eli beri, -inciye kadar, -ince, -dikçe, -dikten sonra, -den önce ekli ulaçlardan biriyse:
Ne ülkede konuşulan dili, ne oranın geleneklerini bilmediğinden çok yadırgandı. Ne çay ne kahve içmeyeli beri rahat etti. Ne sen, ne o gelmedikten sonra ben yalnız ne yapayım.
..YÜKLEMİ OLUMSUZ TÜMCELER
Bu durumlarda “ne....ne” bağlacı yadsılığını yitirip karşılaştırmalı “hem” bağlacı görevi üstlenir.
- Eylem, “ne” ile bağlanan özne ya da tümleçlerden önce gelirse:
Açmıyor gönlümde ne gül ne karanfil.
- Ne bağlacı koşul bildiren eylemsiyle yan tümcecik oluşturursa temel tümcenin yüklemi olumsuz olur.
Ne sen ne ben bu işe karışmasaydık böyle olmazdı.
- Eylemden önce yadsımalı bir ünlem ya da belirteç bulunursa:
Ne Trabzon’a ne Bayburt’a hiç gitmemiş. Ne ona ne bana sakın alışmayın.
- Tümcede “ne”li özne ya da tümleçlerin yerine başka bir öğe gelirse:
Ne sen, ne o ikinizde bilemediniz. Ne şiir ne öykü hiçbiri hoşuna gitmiyor.
*Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, 1955