Türkçeye garazınız ne kardeşim?...

Ben “Haberler”in yalancısıyım…

Söylendiğine göre, “Ergenekon Destanında”, pardon “İddianamesinde” Fatih ÜREK’ün adı “Azılı işkenceciler” arasında geçiyor muş…

İşin “İddianamesinde” değilim ben… Söz de tutarım, bana “Ergenekon yazma abi… Başına iş alırısın...” dedi, ben de söz tutuyor ve yazmıyorum.

Benim derdim başka, fıstığı yeşil hani…

Fatih ÜREK, bu işi duymuş ve aynen şöyle söylemiş…

“ Ama yani artık çüş, yazıklar olsun... Çüş benim ne alakam var... Çok güldüm, hem komik hem trajikomik şeyler"

Düzden “Komik” mi yoksa “Trajedili” veya “drajeli” ya da “tabletli Komik” mi orasını bilemem.

Ama arkadaş, biraz daha dikkat yahu… Yani “Çüş” n’oluyor?

Genellikle dizilerde geçen “O ha oldum… O ha yani…” gibi laflara alıştık, gündelik hayatımızda kullanıyoruz da bu “Çüş” yeni mi girdi, yoksa ben mi kaçırdım, orasını bilemiyorum.

Oysa ne güzel “Türkçe”miz var değil mi ya…

Gerçi bizim yaştakilerin konuşma ve yazmaları içinde biraz Arapça, biraz Farsça, az buçuk Fransızca, İngilizce, olmadı daha başka dillerden kelimeler var ama…

Ama “Çüş” yok…

Hani nereden ne bulduysak almış kullanıyoruz, ama bu “Çüş” biraz fazla geldi…

Yani “Yazılı” dilde diyorum…

Günlük konuşma dilimizde baktığımızda daha ne “Çüş”lükler var da, hani diyorum ki bu türden “Yabancı”(!) kelimeleri hiç değilse “Yazılı” lügatimizin, pardon sözlüğümüzün içine almasaydık…

Biraz da ayı(p) oluyor yani…

Gazetelerin internet sayfalarından bu haberi okuyunca birden bire “O ha…” oldum yani… Söylenecek söz mü şu…

“Çüş…”

Ayıp vallaha ayıp… Biraz olsun kendimize ve dilimize sahip çıkalım diyorum…

Hani hep birlikte “O ha…” seviyesine doğru yol almaktayız da, hiç değilse “Çüş…” seviyesine ulaşmayalım…

Diyorum…

Aslında hep ben diyorum, dönüp eko yapar gibi ben dinliyorum…

Ama günün birinde “Çüş…” olursanız, bu yazımı yâdınızdan geri çağırın…

Çağın teknolojisi olan bilgisayar hafızasından geri çağırırı gibi…

<ı>

Bir gün erinde gecinde gerek olacağı açıkça ortada ne de olsa...

05 EYLÜL 2008