Türkiye 11. Kent Konseyi Platformunu izlerken

15-16 Haziran 2013 tarihleri arsında Türkiye Kent konseyi Platformu’nun 11. Söke Belediyesi'nin katkılarıyla Davutlar Grand Hoteli’nde gerçekleşti. Bu Platformda Söke Belediyesi'nin davetleri üzerine katılma, izleme fırsatını buldum. Öncelikle böylesine değerli bulduğum bir platforma katıldığımdan dolayı çok değerli bilgiler aldım ve dışardan gelen bazı konuklarımızla tanıştım. Belediyemizin bu nazik davetine sonsuz memnun oldum ve  teşekkürlerimi unutmadan sunmak istiyorum. Konseyle ilgili bazı düşüncelerimi burada sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bize verilen programa göre Gündemin 1. Günü saat 10.00 da saygı duruşu ve İstiklâl Marşıyla başladı. Divanda Söke Belediye başkanı M. Levent Tuna,  Divan Başkanı olarak yer aldı. Daha sonra sırasıyla 11. Türkiye Kent Konseylerinde görev alanların konuşmalarına yer verildi. Davetliler arasında eski Başbakan Yardımcısı ve Ankara Eski Belediye Başkanı Murat Karayalçın, Kuşadası Kaymakamı Mustafa Ayhan, Kuşadası ve Davutlar Belediye Başkanları, İzmir’den, Dikili’den, Tire’den, Burhaniye’den, Mardin, Kızılltepe’den  ve Diyarbakır’dan Kent Konsey Başkanları ve üyeleri bu toplantıya katılmışlardı. Bunlarla birlikte Söke, Kuşadası, Davutlar ve çevre ilçelerden gelen basın mesupları da vardı.

Etkinliğıin ilk açılışı Söke Belediye Başkan yardımçcısı, 11. Kent Könsey Başkanı M.Levent Tuna açıklayıcı bir konuşma yaptı. Sayın M.Levent Tuna özetle: Sayın konuklarımız 11.Kent Konseyi Platformuna “ hoş geldiniz” dedikten sonra sözlerine şunları ekledi:

“ Daha iyi bir çevre, yaşabilir çağdaş kent yaratmayı kendine amaç edinen kent konseyleri olarak Prinene, Miletos, gibi bugün bile ünieversitelerde şehircilik ve mimari bilim dallarında örnek olarak, tüm dünyada okutulan, örnek gösterilen kentlerin kurulduğu bir bölgede yaşıyoruz. Antik çağlarda, bu bölgede yaşayan insanlar mimari Pirene ve Miletos gibi kentler kurmuşlardır. Tarihçi Herodost’un deyimiyle “ Gökyüzü altındaki en güzel yeryüzü toprakları olan dağlarında yağ, ovalarından  bal akan Güneybatı Ege’nin bu verimli toprakları çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Bizlere düşen görev de geçmiş kültür mirasımıza sahip çıkıp, günümüzün yaşanabilir, çağdaş kentlerini kurmak ve yaşatmaktır. Bizler yapacağımız 2 günlük çalışmada, yaklaşan yerel seçimler ışığında,kent konseyleri olarak,nasıl biryerel yönetim beklentisi içerisinde olduğumuzu tartışacağız” dedi.

Daha sonra  Söke Kent Konseyi kadın kolları başkanı Hatice Sarınç söz alarak  şunları söyledi: “

Kadın meclisi 5392 sayılı Belediye Kanunu’nun 76. maddesine dayanılarak hazırlanmş Kent Konseyi yönetmeliğine ıstinadan oluşturulmuştur. Yönetim anlayışı içinde dil,din, ırk, kültür, sınıf,eğitim ve düşünce farkı gözetmeksizin kent çinde yaşayan tüm kadınların kent yönetiminde ve kararaları süreçlerinde daha aktif bir rol almalarını demokratik katılımın ve katılımcının bu yapının güçlendirilmesini hedefleyen kent konseyi altında ğönülülük esasına dayalı olarak oluşmuş bir yapıdır. Kadın mevlisinin amacı kadrınladın toplumsal yaşamın üretim, iş, siyaset, kültür, sanat, ve başka alanlarda söz sahibi olması kent vekadın sorunları ve sorumlulukarı konunda bilinçlemesine, kadınların ihtiyaç ve sorunlarından yola çıkarak taleplerinin belirlenmesi, çözümler ve projeler  ürnetilmesinde etkili çoğunluk olarak temsil edilmelerini  “ sözlerini vurladı.

Türkiye 11. Kent Konseyleri’nin Söke Kent Konseyi ev sahipliğinde Kuşadası’nda gerçekleştie. Bu toplantıyan katılan Kuşadası Kaymakamı Mustafa Ayhan ‘da kısa ve özlü bir  konuşma yaptı:

“Türkiye’de 200 üzerinde kent konseyi olmasına karşılık katılım sayısının 70 kalması yeterli sayı değil. Tüm Türkiye’den katılım olsaydı iyi olurdu. Kent Konseylerinin yapılanmasında eksiklikler olduğunu düşünüyorum. Türkiye demokratik, zira insanlarımız demokratik değil. Kent Konseylerinin yapılanmasında eksiklikler olduğunu düşünüyorum.” Şeklinde yapıcı bir şekilde bazı eleştirilerde bulundular  ve başarılar dilediler…

Türkiye 11. Kenk Konseyi Platformunda deneyimli siyaset ve devlet adamı Sayın Murat Karayalçın‘da konuştu.Sayın Karayalçın : 26 Mart 1989 tarihinde yapılan yerel seçimlere önseçimi kazanarak Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak seçime giren Karayalçın, seçildiği bu görevini Eylül 1993 tarihine kadar sürdürdü. Karayalçın Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin 11-12 Eylül 1993 tarihinde yapılan 4.Olağan Kurultayında Genel Başkan seçildi, T.C. 50.Hükümetinde Başbakan Yardımcısı, Devlet Bakanı ve Dışişleri Bakanı olarak 1994 - 1995 tarihleri arasında görev yaptı.

Sayın Murat Karayalçın son günlerde İstanbul’da meydana gelen Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’na değindi. Yapılan hareketlerden bir yerde bir siyaset adamı olarak rahatsız olduğunu beyirtti. Sonra şimdiki Hükümetin almış olduğu projelerden söz etti. Yapılacak plan ve projelerinde özellikle Plan ve bütçe konusuna değildi. Bu kent Konseyinde kent vizyonunun oluşmasında hemşerilik,katılım ve entelektüel kişilerin yer almasını özellikle vurgu yaptı. Bir siyasetçi olarak bazı eleştirilerde bulunuldu. Yapılacak çalışmalarda katılımın fazla olmasını  istedi.Yine bunlar arasında yapılacak çalışmalarda iş birliğinin oluşmasını gelişmesini istedi. Bu kent konseylerinde katılımcılığın bir demokrasi gereği olduğunu belirtti.

Türkiye 11. Kent Konseyi platformunda kadın meclisi kolları, bu platformunda ve konseylerde görev alan üyelerin sunumu gerçekten yararlı oldu. Kadınlara karşı şiddet, kadın hakları, küçüm yaşlarda evlilk konusu, küçük ve çocuk gelinler, çocuk hakları, Siyaset ve kadın, kadın ve spor gibi konular hakkında konuşmacılar ilgi çekici bilgiler sundular. Ayrıca Dilber Özgün’ün “Telkırma Sergisi”, kaybolan sanatlardan keçecilik üzerine hazırlanan el emeği, göz nuru sergiler ve kadınlarla ilgili şiddet konulu resimler bir hayli ilgi çekti. Yapılan bir konuşmasından dolayı bir hayli alkmış aldı.. Kent Konsey üyeleri hazırlı olarak gelmişlerdi.

Yapılan konuşmalar yerinde ve anlaşılır bir Türkçeyle ortaya konuldu. Ben bir Sökeli vatandaş olarak eksikleri bulma çabasında değilim. Yalnız Söke Deresine pek dokunan dolmadı. Söke Deresi konusunda da birşeyler söylemelerini isterdim. Çünkü Söke Deresi çok kirli akıyor. Suları da kapkara akıyor, acaba neden? Kent Konseyleri’nde görev alanların bu konuya da  değinmelerini bekliyorum. Çünkü Söke Deresinin kirli akması güzelim Söke Ovası’na hiç yakışmıyor…Gelecek günlerde buna bir çözüm bulmalarını bekliyorum. Söke Deresinin görünümü pek hoş değildir… Bu da benim acizane bir eleştirim olsun…

Ben 16 Haziran 2013  günü Aşağı Mendreres Havzasında Beşparmak Dağları Ekolojik  Zenginlik, Tehditler ve Pılatformunda yapılacak Kaz Dağı ve Marda gibi yerlere gidemedim. O gün benim konuklarım vardı.

Türkiye 11. Kent Konrseyi’nin Söke Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştiğini, amacına ulaştığını tahmin ediyorum. 11. Kent Konseyi Platformu’nda tüm görev alanları kutluyor , başarılarının devamını diliyorum. Uzaktan ve yakından onur veren konuklarnımıza da selam ve saygılar  sunuyorum.