Türkiye Avrupa Birliğini Dağıtabilir!

Kendini AB'nin "Ağabeyi" sayan Almanya, Türkiye ile hesabını Avrupa Birliği üzerinden görmenin hazırlıklarını yapıyor.

Alman Başbakanı Merkel, muhalefet lideri Schulz'la yaptığı televizyon tartışmasında, Türkiye'nin durumunu ittifak üyeleriyle Ekim'de görüşeceğini ve Türkiyenin AB'ye girmesinin kapısını kapatacağını söylüyor.

Türkiye'nin Avrupa Birliğine girmesine hiçbir zaman taraftar olmadığını itiraf eden Merkel, binlerce FETÖ'cüyü ve PKK'lıyı kendi ülkesinde ağırlarken, bir yandan da Türkiye hapishanelerindeki bir kaç Alman vatandaşı için "hukuk" isteğinde bulunuyor!!!

Elbette, ekim ayı eylül ayından sonra geldiği için, Alman Başbakanı öncelikle seçim ayı olan eylülü hedefliyor. Yani, bu sözlerin ne kadar gerçekçi olduğunu Almanya seçimlerinden sonra test edeceğiz.

Buna rağmen, Alman seçimlerine Türkiye -özellikle de Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan- damgasını vurmuş bulunuyor. Bu damga, "kim daha fazla Türkiye/Tayyip Erdoğan karşıtı" üzerinden yürüyor.

Peki, İngilterenin de terk ettiği AB üzerinde Almanya'nın sandığı kadar etkisi var mı?

Aslında bu sorunun cevabı ne yazık ki bir parça Evet.. .Ancak, yine de Almanya tüm Avrupa Birliği ülkelerini istediği gibi domine edebilecek güce sahip olamaz.

Esasen Avrupa Birliği Brexit'ten sonra eski gücünü kaybetti. Almanya belki mukadder sona yaklaşmanın sıkıntısını da yaşayarak Türkiye karşıtlığı üzerinden güç kotarmaya çalışıyor.

Dünyadaki ekonomi otoriteleri önümüzdeki on yılların gelişmekte olan ülkeleri parlatacağını ve otuz yıl sonra, bugünkü ekonomik güç sıralamasının tamamen değişeceğini söylüyor.

Bunun işaretleri de bugünden ortaya çıktı. Avrupa Birliği'nin büyümesi yavaşlarken, tüm saldırılara rağmen Türkiye'nin büyümesi artarak sürüyor.

Almanya'yı telaşa kaptıran işte budur. Bu yüzden kendi başlarına yola getiremedikleri Türkiye'yi ve Tayyip Erdoğan'ı Avrupa Birliğini kullanarak pes ettirmek peşindeler.

Fakat, tarih göstermiştir ki, Avrupalılar ekonomik çıkarları söz konusu olduğunda birbirlerine çelme takmaktan asla geri durmazlar. Yani, Almanya için Avusturya dışında kimse en küçük fedakarlıkta bulunmaz.

Eğer, Merkel'in bu sayıklamaları sadece 24 Eylül'de yapılacak seçimlerde üç beş fanatik Almanın oyunu almaya yönelik değilse, Ekim'den sonra ense traşını önünde görecektir.

Şu saatten sonra, ne siyasi olarak ne ekonomik olarak Avrupa, Türkiye'yi görmezden gelemez. Yakın bir gelecekte hem enerji yollarıyla hem ekonomik ve siyasi dinamizmi ile Türkiye vazgeçilmesi mümkün olmayan partner olacaktır.

Almanya bunu bilmez mi?..Elbette biliyor. Ne var ki, biraz da Amerikanın güdülemesiyle bu gidişi durdurmak için şekilden şekile giriyor. Nafile bir çaba bile olsa...

24 Eylül seçimlerinden sonra, bugünki küstah Almanya'nın yerine çok ılımlı ve Türkiye dostu bir Almanya alabilir.

Bugün, tüm AB ülkelerini Türkiye'ye karşı kışkırtmaya çalışan Almanya, yarın hepsini satıp Türkiye'nin koluna girerse hiç şaşırmayacağız.

Biz onların ciğerini biliriz ne de olsa...