Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '14

 
Kategori
Fotoğraf
 

Türkiye Cumhuriyeti Galatasaray Lisesi diploması

Türkiye Cumhuriyeti Galatasaray Lisesi diploması
 

Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı ilan edildiği mazbatada 'Türkiye Cumhuriyeti' ibaresi silinmişmiş...


                                                ***


İnsan aklına, bilgisine ne kadar güvenirse güvensin, ne yazık ki her zaman doğruyu göremeyebiliyor.


Bunun çeşitli sebepleri var ama en önde gelenler, aşırı özgüven neticesinde meydana çıkan rehavet, doğru yere doğru açıdan bakmamak ya da aklın başka bir şey ile meşgul olması.


Kısa insan ömründe telafisi mümkün olmayan bu yanlışlıklar, geri dönülemez hatalar, ileride çok ciddi sıkıntılara yol açabiliyor.


Bu sebeple, iş işten geçtikten sonra hataları gidermektense, daha henüz o iş sürerken hata yapmamaya özen göstermek, sanırım en doğrusu.


***


Raflardaki fotoğraflardan, içlerinden öyküler çıkartabileceklerimi seçmeye çalışıyorum.


Gençler yanyana dizilmişler. Fotoğraf çok net ve ellerinde tuttukların 'şey'in üzerindeki yazı da kolaylıkla okunabiliyor.

 

''T.C. Galatasaray Lisesi Bitirme Diploması''.


Seksenlerin ortalarına doğru liseyi bitirmemizin üzerinden ancak aylar geçtikten sonra diplomamıza kavuşabilmiştik ki, o da zaten kesinlikle böyle 'süslü püslü' değildi.


Günümüzde ise neredeyse 200 (tam olarak 196) üniversite ve 5.000.000 üniversite öğrencisinin olduğu ülkemizde, bırakın lise diplomasını artık üniversite diploması bile geçer akçe değil.


Öyle elinde dosyasının içinde diploman ile okul koridorlarında kravatlı ceketli verilen 'mezuniyet' pozları da çooook eskilerde kaldı.


Tertemiz yüzleri ile objektife gülümseyen, hayata umutla bakan gençler şimdi yerlerini, keplerini havaya fırlatan kalabalıklara bıraktılar.


Şu yukarıdaki fotoğraftaki çocukların yüzlerindeki masumiyete bir bakar mısınız?


Durun bakayım, size söylerken ben de şimdi farkettim. Sanki içlerinden birini, bir yerlerden çok iyi tanıyor gibiyim. Yooo sadece birisi de değil, onun hemen arkasındaki de hiç yabancı değil gibi.


Rahmetli Mehmet Ali Birand ve hemen arkasında da sınıf arkadaşı Asaf Savaş Akat'mış meğer, o parlak temiz yüzlü delikanlılar.


Ben fotoğrafı satın alırken dosyanın üzerinde yazana odaklandığım için yüzlerine pek dikkat etmemiş olmalıyım ki, o anda bu genç insanları tanıyamamışım.


Son zamanlarda neredeyse herkes, ''Aman sen ne güzel fotoğraf okuyorsun'' dedikçe, demek biraz havalara girmiş ve o özgüvenle de hatalar yapmaya başlamışım.


Başka bir şeye odaklanıp bu fotoğrafı almayıp tezgahta bırakabilir ve sonradan da bunun farkına varıp kendi kendime kızabilirdim çünkü her zaman böylesine 'ilginç' fotoğraflar bulmak o kadar da kolay olmuyor. İnsan eline nadiren geçen bu fırsatları yanlışa düşmeden olumlu olarak değerlendirebilmeli.

 

***


Sonuç olarak özetle söylemek gerekirse, sanırım yaptığın işte ne kadar iyi olduğunu düşünürsen düşün ve hele çevren de seni ne kadar överse övsün, insanın 'arada bir de olsa' durup düşünmesi, aynaya bakıp kendisine ''Ben ne yapıyorum?'' diye sorması gerekiyor.
 

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..