Türkiye'de cumhurbaşkanı olmak!

Yönetim şekli cumhuriyet olan ülkelerde devletin başkanına bir zamanlar "reis-i cumhur", son zamanlarda da "cumhurbaşkanı" dendiği herkesin mâlumudur. Cumhurbaşkanı sıfatıyla devletin başı olan kişi, ABD gibi ülkelerde hem devletin hem de hükümetin başkanı olurken; Türkiye gibi ülkelerde yalnızca devletin başıdır, hükümetin başı ise başbakandır. Dolayısıyla Türkiye gibi ülkelerde cumhurbaşkanını meclis, ABD gibi ülkelerde ise halk seçer.

Ülkemizde Türkiye Cumhuriyeti’ni, Türk milletinin birlik ve beraberliğini temsil eden cumhurbaşkanı; devlet organlarının düzenli çalışmasını ve Anayasa’nın uygulanmasını gözetirken birtakım yetkilere de sahiptir. Bunlar arasında yasaları onaylamak, reddetmek ya da düzeltilmesi için meclise geri yollamak; başbakanı, bakanları, genelkurmay başkanını, bazı kurumların başkanlarını, YÖK üyelerini ve üniversite rektörlerini seçmek ve atamak; uluslar arası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak; kararnameleri imzalamak gibi çoğunlukla denetleyici ve tasdik edici görevler sayılabilir. (Ayrıntılı bilgi için: http://www.cankaya.gov.tr/tr_html/gorev.html)

Ancak bence bir cumhurbaşkanı bununla yetinmemelidir. Özellikle de Türkiye gibi jeopolitik ve stratejik önemi olan; içinde patlamaya hazır, hassas noktaları ve grupları barındıran bir ülkede bir cumhurbaşkanı; başkanı olduğu cumhuru, yani halkı tanımalıdır. Halkın içine girmeli, bir kıraathanede birkaç bardak çay içebilmeli, bir pazar yerinde alışveriş yapabilmeli, sıradan bir vatandaş gibi sevinebilmeli; ağlayabilmelidir. Halkının hassasiyetini bildiği konularda, onları rahatlatacak gerek millî, gerek demokratik ve gerekse lâik demeçleri verebilmelidir. Tarafsız olmalı, herkese eşit mesafede durmalı ve hiç sebepsiz krizlere yol açacak durumlara müsaade etmemelidir. Evvela yürütmenin başı olan hükümetlerle ilişkilerini iyi ayarlamalı, ülkenin moral seviyesini yükseltmeye çaba sarf etmelidir.

İhtimal ki hükümetler yanılıp, vatanın ve milletin menfaatine çalışmalar yürütemeyecek ve hatta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüyle "Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler." İşbu zamanlarda cumhurbaşkanı Türk gencine örnek ve önder olurken, Türk gencinin damarlarındaki asil kanı bulmasına da yardımcı olabilmelidir. Ne var ki, bulunduğumuz şartlar ve ortam, milletimizin başında böyle birinin bulunmasına fırsat ve imkan tanımamaktadır. Kaldı ki böyle biri olduğu da meçhuldür.

Uzun lafın kısası Türkiye gibi ülkelerde cumhurbaşkanının işi, bilmem ne kadar doğru siz karar verin ama; resmi evraka imza atmaktır ve bence bu en kısa zamanda değişmelidir.