Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '08

 
Kategori
Siyaset
 

Türkiye'de demokrası ve koltuk sevdalılığı...

Türkiye'de demokrası ve koltuk sevdalılığı...
 

demokrasi için mücadele


Demokrasi tanımı aslında herkesin bildiği gibi, tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Fakat bu kavram özellikle Türkiye’de kişiden kişiye değişen bir kavram olmaktadır. Her hangi bir kurum veya kuruluş başkalarına göre ters bir eylemde bulunduğunda ortaya atılan “nerede demokrasi” sözüdür. Bugün içinde bulunduğumuz zamana bakarsak, en çok konuşulan konu yine demokrasidir. Ama her nedense AKP’nin kapatılması davasında demokrasi kavramı hiç kullanılmıyor. Bugün AKP iktidara seçmenlerin %46.66 bir oyu ile gelmesinden sonra yaptığı yanlışlar çerçevesinde kapatılma davası açılmıştır. Ben burada demokrasi kavramını göremiyorum.

Hani herkes eşit haklara sahipti ve herkesin söz söyleme hakkı vardı. Seçmenlerin %46.66 sının oylarını hiç sayarak kapatma kavramının arkasına saklanan kişiler acaba demokrasiyi nasıl açıklayacaklar. Bugün 1950’li senelere baktığımız zaman aslında aynı senaryoyu görebiliriz. Demokrat parti seçmenlerin çoğunu arkasına alıp yola çıkmışken aniden bir darbe Türkiye’yi 30 yıl geriye götürmesine neden oldu. Halkın kendi özgür iradelerini sınırlayamayacağını bilen bazı kesimler sadece böyle demokratik dışı eylemlerle kendi isteklerini yerine getirmeleri, belki kendilerini rahatlatıyor ama Türkiye’nin geleceğine zarar verdiklerini düşünmüyorlar bile….

AB hayali ile yaşadığımız bir dönemde, AB’nin Türkiye’yi kabul edeceği ümitleri bu perspektif içerisinde düşünürsek galiba hayalden öteye gitmeyecektir. İlk önce demokrasinin kavramını televizyonlara çıkıp anlatan siyaset adamları koltuk sevdasından vazgeçip, kendi partileri içerisinde demokrasiyi sağlamaları lazımdır. Özellikle bahsettiğim istediğim partiler MHP ve CHP’dir. Eğer bu gün Türkiye lider karakterli bir insan çıkaramıyorsa bunun tek suçluları koltuk sevdalılarıdır. Eğer ki koltuk sevdasından vazgeçip yeni nesillere yol açmayı düşünseler bence bugün sorunumuz AKP’nin kapatılması olmayacaktır. Halkta çok iyi biliyor ki partiler içerisinde lider karakterli hiçbir kimse yoktur. Bence bundan dolayı ki halk, en ideal ve liderlik karakterine en yakın isimi seçmiştir. Yeni bir Özal veya yeni bir Demirel’in çıkması, hem Türkiye de siyasi kaygıları giderecek hem de demokrasi dışı eylemlere kalkışılmayacak.

Sonuç olarak bizler %46.66 halka saygı duymalı ve bu üç sene içerisinde %46.66 oyu alan partiyi diğer seçimlerde nasıl engellenebileceğini (demokratik yollar çerçevesinde) düşünmeliyiz ve eylemlerde bulunulmalıyız..

 
Toplam blog
: 2
: 544
Kayıt tarihi
: 05.07.08
 
 

Selçuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler 4. sınıf öğrencisiyim. 23 yaşındayım ve siyasete karşı il..