- Kategori
- Siyaset
Türkiye'de ne kadar Kürt yaşıyor ve kime oy veriyorlar?

Hürriyet’ten Yalçın Doğan, Gezici Araştırma şirketinin verilerini kaleme aldığı yazıda, ülke gerçeğini gözler önüne serdi.
Ülke gerçeklerine kısaca bir göz attıktan sonra, bu gerçeklerin kimin işine yaradığına bir bakalım.
Ülkede 14 milyon Kürt yaşıyor… Yani ülke nüfusunun yüzde 17.9’u kürt.
Bunların yüzde 39.7’si eğitimsiz…
Yüzde 36.7’si işsiz…
Bu durum kimin işine yarıyor…
Tabi ki iktidar partisi ve terör örgütünün…
Yani sizin anlayacağınız, doğadaki feodalite tüm hızıyla devam ediyor.
Bu düzenin sürmesini isteyenler kim?
Başta terör örgütü, onun siyasi kanadı ve ülkeyi on yıldan beri yöneten iktidar…
Son on yılda sıfıra yakın terör, nasıl oldu da bu hale geldi?
Bu kadar işsizliğin yüksek olduğu, cehaletin kol gezdiği bir ülkede, terör olaylarının artması gayet normal! Terör örgütünün insan kaynağı bulmada zorluk çekmemesi gayet doğal!
İşsiz gençler kendilerini terör örgütünün kucağında bulurken, ağaların şıhların, aşiret reislerinin yönlendirdiği cahil halk da bir koli gıda maddesine, birkaç torba kömüre oy veriyor.
İşte BDP’nin dışındaki muhalefet partilerinin bölgeden oy alamamalarının nedeni bu!
Hatırlarsanız, Ramazan ayında Sayın Başbakan bir açıklama yaparak, bölge halkına AKP’li Kadın Kolları aracılığı ile 350 bin koli gıda yardımı yapıldığını açıklamıştı.
Devletin olanakları ile hazırlanan veya tehditle, şantajla vergi yolsuzluğuna bulaşan iş adamlarına hazırlatılan gıda kolileri, AKP’li gençler veya kadınlar aracılığı ile halka dağıtılıyor.
Bu kolileri alanlar iktidar partisine oy veriyor. Biraz milliyetçi davrananlar ve gelecekte oluşması muhtemel Kürt devletinin değişik kademelerinde görev almayı umanlar ise terör örgütünün siyasi uzantısına oy veriyor.
Bu arada 2007 seçimleri ile ilgili bir anekdotu aktarmak istiyorum. Bölgesel partinin yetkilileri o zamanlar, tıpkı bu gün olduğu gibi partilerinden istifa ederek bağımsız aday olarak seçimlere katılmışlardı. Cahil bölge halkının oyunu alabilmek için örnek olarak bastırdıkları seçim kâğıtlarını kullanıp, seçim kâğıdının başında tuttukları iple, kendi adlarının bulunduğu mesafeyi halka göstermişler ve her seçmenin cebine bu uzunlukta bir ip koymuşlar.
Seçim bölgelerindeki çalışmalar neticesinde hazırlanan ipler tükenmiş. Ve birkaç seçim bölgesine ip olmadığı için ip yerine don(!) lastiği kullanmışlar. Seçmen sandık başına gidince elindeki don lastiğini seçim kâğıdının üzerine koyup, bir uçundan tutarak sündürmüş ve rast geldiği yerdeki isme veya partiye oyunu kullanmış.
Sonuç olarak, o bölgelerdeki seçmenlerin oyu, hiç alakası olmayan yerlere gitmiş.
Bu anekdotu niye anlattım. Yukarıda söylediğimiz gibi bölge halkının yüzde 39.7’si cahil! Bu yüzden nereye çekersen oraya gidiyor. Hiçbir iktidar veya yönetici de bu halkı eğitelim diye düşünmüyor. Çünkü bu iki kesimin işine yarıyor. Birisi iktidar partisi, öbürkü de terör örgütü ve onun siyasi uzantısı!
Gezici Araştırmanın çok çarpıcı bir bulguları da var:
İşte o bulgular:
*BDP seçmenin yüzde 68.9’u Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne güveniyormuş.
* BDP’li seçmen belli ölçüde PKK sempatizanı, PKK ile kucaklaşmaya sıcak, ama Meclis’e güven duyuyor. Büyük sürpriz. Bu güven duygusu Meclis’teki bütün partilere büyük mesaj içeriyormuş.
* MHP’ye: BDP’lileri düşman görmeyin mesajını da veriyormuş.
* CHP’ye: BDP’lileri anlamaya çalışın diyormuş.
* AKP’ye: BDP’leri her fırsatta bu kadar suçlamayın ve itmeyin derken, bölge halkı olarak size yüzde 60 oy veriyoruz diye ekliyormuş..
* BDP’ye: Sizin yeriniz Meclis. Biz sizi Meclis’te haklarımızı koruyun, yeni haklar elde edin, diye seçtik. Meclis dışında toplumu karşınıza alacak eylem ve sözlerden sakının diyormuş. BDP’lilerin bu söyleme ne kadar sıcak baktıkları, çatısı altında bulundukları TBMM ve türk halkına yaptıkları hakaretlerden anlaşılıyor!
* BDP seçmeninin Meclis’e güven duyması, PKK’ya onca sempatiye rağmen, Kürt Sorununda çözümün her şeye rağmen, silahta değil, siyasette olduğunu gösteriyor. Desenize bu ankete güvenen iktidar partisi Oslo görüşmelerini bu yüzden yaptı!
* BDP seçmenindeki Meclis’e güven duygusu Batı’dan Doğu’ya gittikçe, her ne kadar azalıyorsa da, azalmanın parametreleri eğitimsizlik ve işsizlikmiş. Gerçi yeni eğitim sistemi ile bu sorunlar ortadan kalkar. Yakında halk olarak ‘Dindar ve kindar’ bir nesil yetiştirmenin mutluluğunu hep birlikte tadarız!
Sonuç itibarıyla, halkı bu düzeyde cahil bırakan iktidar ve bölgesel ağalar bu işin kaymağını yemeye devam edecek. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Oslo görüşmeleri, kan duracaksa sürmeli sözleri veya Adnan Menderes’in anıt mezarını ziyaret etmesi kendisine ve partisine bir yarar getirmez. Olsa olsa hayranlık duyduğu merkez sağ siyaset özlemini bir nebze olsun giderir.