- Kategori
- Çalışma Yaşamı
Türkiye’de okuyarak iş sahibi olma devri bitti
Ki aslında zaten böyle bir şey olamazdı. Söyleyin bana, hangi işi kitap okuyarak öğrenebilirsiniz? Gerçek şu ki Türk sadece kelle koparmayı bilir. Fetihlerde askerin ihtiyaçları nedeniyle bazı işleri zaten yapmak zorundalardı ve bu sayede birtakım zanaatları öğrendiler. Hayatın bütün alanlarında teknik beceri gerektiren işlerde yabancılar öncü-öğretici oldular. Ama hayat çok karmaşıktı ve onu yaşamak için sadece kılıç kullanmayı bilmek yetmiyordu.
Cumhuriyetin kazanımları yanında yanlışları da oldu. En büyük yanlış iş, meslek ve sanatların kitapla öğrenileceği bilgisiydi. Bu öylesine abartıldı ki önceleri bilgili ve kültürlü olmak için okunurken zaman içinde iş sahibi olmak için okumanın zorunlu olduğu insanlara anlatıldı. Kaz çobanı bile üniversiteye koştu. Ama üniversitede kaz yoktu; kitap okuyup geliyordunuz. Evinizde patlamış lambayı değiştiremeseniz bile sadece kitap okuyarak aldığınız yüksek puanlarla 3 bin 5 bin maaş alıyordunuz.
Üniversite bitirenlerin maaşları yüksek olunca kaynakçı kaynağı atıp üniversiteye koştu. Ama kaynakçıların ve kaz çobanlarının sayısı o kadar çoktu ve üniversiteye alınacak kişi o kadar azdı ki ülkenin başbakanının girse en dandik fakülteye puan tutturamayacağı, kim 500 milyar ister’in final soruları ayarında bir ÖSS sınavı kondu. Sorunun cevabını biliyordunuz ama soruyu okuyuncaya kadar süre doluyordu. Bu durumda tabii ki hızlı okuyan aptalların kazanma şansı süper zekâlılardan daha fazla oldu. Bunun sonucu sınıf hatta okul birincileri üniversiteyi kazanamadı; çift dikişçiler kazandı. Bu arada kapitalizmin tanrıları bazılarına yürü ya kulum diyordu. Popüler hale gelen ve kazandırmaya devam eden özel üniversitelere bal kaymak özel dershaneler eklendi. Pi sayısını en iyi anlatan malı götürüyordu. Dershaneye gitmeyenlerin üniversiteyi kazanamayacağını YÖK kanalıyla söylettiğiniz zaman bazı dershaneler banka gibi çalışmaya başladı. Kelle başı 5000’den aşağı öğrenci kaydetmiyorlardı. Ülkenin başbakanı tayfası kasalarını doldurduktan sonra Kerim Korkut’un uyarıları üzerine halk homurdanmaya başlayınca işin cılkı çıkmadan kurtulayım diye dershaneleri kapatacağını söyledi.
Halkta akıl diye bir şey yok. Yöneticiler cahil ve kötü niyetli. Düşünebiliyor musunuz 5 milyon anne baba 5 milyon çocuğunu bir iş sahibi olması için üniversiteye yolluyordu. Ama gerçek şaşmaz, yanlış yol bir yere gitmez; 5 milyon akılsız anne babanın 5 milyon çocuğu avucunu yaladı; 15 yıl okuyan çocuğu muhasebeye çırak olarak bile almadılar. Cahil ve kötü niyetli yöneticiler vizyonlarla halkı kandırmaya devam ederken 5 milyon anne baba başlarını avuçlarının arasına alıp kara kara düşünmeye başladı. Ceketini satmış çocuğunu okutmuştu ama kimse çocuğuna iş vermiyordu. Daha doğrusu çocuğuna göre iş yoktu. Çünkü ortada büyük bir yanlış vardı: Kitap okuyarak iş, meslek ve sanat sahibi olunamazdı. Kerim Korkut ta 2008’lerde bu ülkenin halkını uyardı ama boş. 2023,2071 vizyonlarının sahibi büyük başkan işsiz 500 bin gencin durumu ile ilgili bir açıklama yapar umarım. Başbakana naçizane tavsiyemiz Ağaç Hareketi eğitim sistemini gözden geçirmeleri.
Okuyan, mezun olan 5 milyon üniversiteli var. Bu ülkeye ne kadar öğretmen, memur, kâtip, hâkim vs gerekli ki. Bardak doldu işte. Üniversite sınavını kaldırıyormuşsunuz. Onlarca yeni üniversite kurmuşsunuz. Herkesin üniversite okumasının yolunu açacakmışsınız. Ama işte bilmediğiniz bir şey var. Gençler üniversitede bilgi ve kültürünü artırmak için okumuyorlar. Anne babaları onları sumen altı 3000 maaş beklentisiyle üniversiteye yolluyor. Dershaneleri yıllarca ihya ettikten sonra kapatıyorum diyerek balık hafızalı halkımızı kandırıp oyunuzu yükselttiniz. 4. seçim de sizin. Başkanlığınız hayırlı olsun. Kutlamayı üniversiteyi birincilikle bitirip buna rağmen iş bulamadığı için intihar eden gencin mezarının başında yaparsınız artık!
Lanet olsun! Kerim Korkut ne zaman haklı çıksa halkım kaybediyor!