Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Aralık '17

 
Kategori
Sosyoloji
 

Türkiye'de Sanal Alışveriş Yapmak: Sanal Köy Bakkalı Deneyimi

Türkiye'de Sanal Alışveriş Yapmak: Sanal Köy Bakkalı Deneyimi
 

Artık birçoğumuz internetten alışveriş yapıyoruz. Annemizin zamanındaki gibi yakınımızdaki çarşıda aradığımız bir şey yoksa dükkan sahibine sipariş vermiyor veya saatlerce, günlerce ve hatta bazen yıllarca bulunması çok zorunlu ürünleri aramıyoruz.

En akla gelmeyecek ürünler bile internette en fazla bir saatlik bir araştırmayla rahatlıkla bulunabiliyor. Bu noktada günümüzün bazı önemli satıcılarını belirli platformlarda toplanmaya ve bir nevi Neo-Esnaf türünün doğmasına neden oluyor.

Ancak kabul edelim ki artık internetten alışveriş yaparken yüzyüze alışverişlerde yaşadığımız bazı sorunları yaşamak istemiyoruz. Pirincin üstüne güzellerini koyup alttan çürüklerini kaba koymaya kalkan ahlaksız esnaf, normalin üç katı fiyata birşeyleri size itelemeye çalışan uyanık girişimci, siparişinizi önemsemeyen tok satıcı veya dükkanına girdiğinizde sırf onun kafasındaki müşteri tipine uymadığınız için sizi tersleyen cins tüccarları internette görmeyi beklemezsiniz.

Bu açıdan kurumsallaşmış platformlar piyasa fiyatlarında ürünler, kapıya teslim kargo hizmeti ve kaliteli ürün gönderimi gibi belirli standartları oturtmayı amaçlayan kuruluşlardır.

Bununla birlikte bu kuruluşlar kendi tedarik ettiği malları değil, birçok bağımsız girşimcinin (çoğunlukla dükkan sahibi esnaflar) halihazırda dükkanlarında satmakta olduğu malları satan platformlardır. Dolayısıyla yeni nesil bir kalite anlayışını değil bu yeni nesil anlayışla birlikte eski nesil kendi bildiğini okuyan esnafın elektronik versiyonuyla muhatap oluyoruz.

Şimdi dürüst olalım. Sadece internetten değil normalde bir alışveriş yaptığınızda müşteri olarak size gösterilmesini istediğiniz tavır "müşteri her zaman haklıdır" değil mi?

Bunu isterseniz biraz açalım. Bir para verdiğinizde;"

1) Öncelikle paranızın karşılığı olan ürünü almayı

2) Ürün ile ilgili bilgilendirilirken doğru ve detaylı bilgilendirilmiş olmayı

3) Ürününüzün size en sağlıklı şekilde ulaştırılmasını

4) Bir sorun yaşayacak olursanız satıcının sizin memnuniyetinizi esas alarak sizi mağdur etmemesini

5) Bu süreç içerisinde size "Bir arkadaş bir dost gibi" değil de profesyonel bir satıcı gibi davranılmasını istersiniz.

Aksi takdirde "Abicim ürün biraz çürük çıktı ama günlük yaşamda oluyor böyle şeyler abicim. Aramızdaki hukukta bunun lafını etmeyelim lütfen. Bugün sana yarın bana" denmesini pek istemezsiniz.

Ancak bu uzun girizgahtan sonra dün yaşadığım bir olayda bu sorunu bir kez daha yaşadım... Bir ürün aldım. İki günde kargoya verilmesi gerekiyordu ama verilmedi. Satıcıya "Kargolamanız gecikti" diye bir uyarı mesajı gönderdim. Ertesi gün de ürün kargolanmadı. Ertesi gün ürünün iptalini sağladım. Bunun üzerine satıcı hakkında olumsuz bir yorum yazdım ve diğer kullanıcıları bilgilendirmek istedim.

Bilin bakalım ne oldu? Aradan 3-5 gün geçtikten sonra üşenmeden özelden mesaj atan satıcı açtı ağzını yumdu gözünü. Ben nasıl olur da "Özel bir sorununuz mu var? Özel bir gününüz veya bir sağlık sorununuz mu var? Bu yüzden mi göndermediniz" diye sormamışım!"

İnternette bir şirketten alışveriş yaparken şirket müdürünün ailevi bir problemi mi oldu diye sormayı bugüne kadar hiç düşünmedim açıkçası. Zira kurumsal firmalara böyle birsoru sormayı ileri düzey gereksiz ve bir o kadar da salakça buluyorum. Ne gerek? Babamın oğlu mu ki? Ayrıca bana ne? Ben parasını verip ürününü almak isteyen sıradan bir müşteriyim. Satıcının bakıcısı değil ki?

Neyse efendim. Satıcının çocuğu olmuş. 10 günlük babalık iszinini de internetteki müşteri hesabını kapatıp aile saadeti kasarak geçirmiş. Tabi bizim sipariş yalan oluyor doğal olarak. Yani beyefendi internet satışını bayağı bayağı normal bakkal dükkanı anlayışıyla yürütüyor. Kafa bu olunca adam Türkiye çapında aksattığı siparişleri için müşterilerine özelden mesaj yazıp sövüyor ve siparişleri Allah'a emanet ediyor.

Tüm bu saçmalığa rağmen vatandaşın çocuğu olduğunu öğrendiğim için olumsuz puanımı geri çektim, hak etmemesine rağmen çocuğunun şerefine kendisine tam puan verdim ve özür de diledikten sonra evladına sağlık ve mutluluk dilediğim bir mesaj yazıp anasayfadan yayınladım.

Peki bizim esnafımız hızını alabilmiş mi dersiniz? Hayır! Anasayfadan müşteriye şu an azğıma almak istemeyeceğim ifadelerle hakaret yazıyor. Evet, 2017 model internet marketimizin işletmecisi siparişimin üzerinden bir hafta geçtikten sonra yazdığı hakaretine gerekçe olarak "Neden benim baba olduğumu hesaba katmadın?" diyor. 

Yani müşteri haksız... Hem de insan akıl ve mantık sınırlarının çok ötesinde bir gerekçeyle... Şimdi diyebilirsiniz ki "Kardeşim sen de olumsuz eleştiri yazmasaydın" Ben de diyorum ki ben normal yurdum esnafından alışveriş yaparken (iyi ve ahlaklı olanları tenzih ederek söylüyorum) amatör, müşteriye nasıl davranılacağını bilmeyen ve uygunsuz satış yapanlardan sıkıldığım için internetten alışveriş yapıyorum.

Ürünü görmüyorum, özelliklerini okuyorum. Satıcıyı da görmüyorum, yazdıklarına güveniyorum. En uygun fiyatı bulduğumdan ve en uygun şartlarda satış sağlanacağından emin olduğumda alışveriş yapıyorum.

Beklediğim şey tabi ki profesyonel bir hizmet. Köyümün marketindeki "Gardaş cumaya gittim, dönücem" zihniyeti değil ki! 

Uzun lafın kısası, biz teknolojiyi batıdan aldık. Geliştirmediğimiz teknolojiyi batıdan 100 yıl geriden gelsek de eş zamanlı olarak aldık. Peki mantığını ne yaptık. Mantığımızın gelişimi hala 50 yıl geriden geliyor. Sadece teknolojiyi aş zamanlı alınca aynı çağı yaşamış olmuyoruz. Biz teknolojisi 2017 zihniyeti 1957 model alışverişler yapan melez bir çağı yaşıyoruz. Maalesef...

Ve ben mağdur ettiği müşterisinden özür dilemek yerine ona anasayfadan hakaret etmeyi marifetten sayan enteresan satıcıyı elbette sanal alışveriş platformu yetkililerine bildirdim. Ancak ne değişir ki? Bu, müşterisinin canına okuyup bir de üstüne ona eziyet etmeyi marifet sayan binlerce tüccardan sadece biri...

 

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..