Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '12

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Türkiye ekonomisinin arızaları/Çöplük üretimi

Türkiye ekonomisinin arızaları/Çöplük üretimi
 

Vatandaşın cebindeki paraya göre üretim yapılır mı ya! Kaç liran var hemşerim? 3 lira. O zaman sana 3 liralık don dikiyorum ha! Başbakan 150 milyar dolara dayanan ihracattan bahsediyor. Bunun içinde İsmail emminin cebindeki paraya göre dikilen 3 liralık dondan var mı? Niye yok, ülkenin her yanı bunlarla dolu. Yok, çünkü Rus Aleksandıroviç kafamıza fırlatır donumuzu.

Ama İsmail emmi giyer. Parası o kadar. Kaliteyi bilmez. İki gün giyer, atar. Giydiğinde rahatlık ve lüks yoktur. Parasıyla rezil olur. Ayakkabı alır böyle. Pantolon alır böyle. Yediği içtiği de böyledir. Meyve suyu alır affedersin sidik gibi;  zehir zıkkım olur.

İsmail emmiler bu çileleri çekerken ülkenin yöneticileri first class yaşamlarıyla ağızlarından köpükler saçarak utanmadan sıkılmadan Türk ekonomisinin ihtişamından bahsederler; bütün dünya krizlerle boğuşurken Türkiye’de kriz olmadığı için övünürler. İsmail emmiler yırtık donlarıyla idare ettikleri için senin ülkende kriz yoktur Allah’ın serserisi! Yunanlıya giydiremezsin ama Papandreo’nun kafasına geçirir!

Gözlerinizin bozuk olması gerekmez; gerçekleri göremiyorsanız körsünüz demektir. Türkiye’de insanların kullanımına uygun olmayan, dayanıksız, kalitesiz neden yapıldığı bilinmeyen ve ülke üretiminin neredeyse yarısını bulan bir çöplük üretim halkımızı perişan etmektedir. Türkiye’de kalitesizlik ne kadar ucuz ise kalite de o kadar pahalı. Bunun ortası yok. Kalitesiz üretenler de, kalite üretenler de halkı kazıklıyor. Yağmur yağıyor. Yolda şemsiye. Tanesi 3 lira. Üç adım gitmeden bir rüzgâr, çat diye kırılıyor. 3 liraya şemsiye olur mu? Olursa işte böyle olur. Ama başbakanın umurunda mı? Nasılsa onun şemsiyesi Sandy kasırgasında bile kırılmıyor.

Cebindeki son parayı veren vatandaş buna mı üzülsün yoksa ıslandığına mı? Geçende yolda yaşlı bir kadın gördüm. Şemsiyesi kırılmış, perişan vaziyette yağmurun altında yürüyor. Avrupa’nın 6. büyük ekonomisiymişiz; güldüm tabi! İnsanların kullanamayacağı ürünleri niye üretiyorsunuz? 3 adım sonra kırılan şemsiyeyi ben senin affedersin… Tövbe tövbe! Vatandaşın bedduasıyla mı para kazanacaksın? Her şey işportada satılıyor. Ucuz. Kanıyor, inanıyor, alıyoruz. Almaya da mecburuz; çünkü paramız ona yetiyor. Ama aldığımız şeyler ihtiyaçlarımızı karşılamıyor. Yediğimiz içtiğimiz burnumuzdan geliyor.

Almayın diyorsun. Kaliteli yerlerden alışveriş edin diyorsun ama her taraf bunlarla dolu. Öyle ki bazı isim yapmış mağazalar bile bu çakma ürünleri araya sıkıştırıp bizleri kazıklıyorlar. Çin malı diyorsun ama bizdeki Çin’i görmüyorsun. Merdiven altı diyorsun, her taraf merdiven beyim, her taraf! Senin ekonomiyi teslim ettiğin kimseler sadece rakamlarla konuşuyorlar. Şu kadar üretim, şu kadar ihracat… Ne üretildiği onları ilgilendirmiyor. Bu ülkenin insanlarının neler çektiği bu sorumsuz yöneticileri ilgilendirmiyor!

Çöplük üretimin ekonomi uzmanlarınca bir açıklaması yapılmalı. Ben ekonomi yayınlarında hiç bu konuya değinildiğini görmedim. Oysa ülkemizin çok ciddi bir sorunu. Bir ülkenin yarı tüketimi çöplük üretime dayanır mı ya! Bunları kim nasıl üretiyorsa belli kriterler sınırlamalar getirilsin. Biz gerçi Türkiye’nin yönetimine geldiğimizde üretime standartlar getireceğiz. Belli bir kalitenin altında üretim yapılmasına izin vermeyeceğiz. Üretilen her şey Ekonomi Ana Birimi’nden onay almak zorunda. Çöplük üretim halkın parasını çöpe atmaktır. Bu ürünlerden ödenen bedel kadar yararlanıldığını hiç kimse söyleyemez. Bence bu şekilde üretim üretenlere de bir şey kazandırmıyordur. Tırnak çakısı alıyorsun tırnağını kesmiyor. Böyle bir şey olur mu? Halkı aptal yerine koyanlar hesabını verecekler! 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..