- Kategori
- Türkiye Ekonomisi
Türkiye’nin sosyo-ekonomik yapısı iktidarlardan bağımsız gelişiyor

esenlertime.com'dan...
Anneannemler 5 kardeşti , annemler 4 kardeş… Biz 3 kardeşiz, benim çocukların ise 2 kardeş. Yeni evlenenlere bakıyorum ya uzun süre çocuk yapmıyorlar veya 1 çocuk yapıyorlar.
Bunları niye yazdım?
14 yıllık AKP iktidarı, uzun süre 3 çocuk, ondan sonra da 4 çocuk yapılmasını ısrarla telkin ve teşvik etmişti. Dinleyen oldu mu? Çevrenizde, son 15-20 yılda evlenen çiftlerden 3-4 çocuk yapanına hiç rastladınız mı? Ya hemen hemen hiç yoktur veya yüzde 1, binde 1 gibi istisnai bir seviyededir. Bu iktidara bayılan yakınlarım var. Hiçbirisi 2’den fazla çocuk yapmadı.
Ülke genelinde de durum aynı. Bunu TÜİK istatistikleri çok net gösteriyor. Nüfus artış hızımız süratle düşüyor. 1970’lerde, 80’lerde binde 25’lerde gezinen yıllık nüfus artışı, 2000’de 18’lere düşüyor. 2011’deki nüfus artışı ise binde 13’e gerilemiş.
Görüldüğü gibi, kimse çocuk yapmak için iktidarın telkinine, teşvikine bakmıyor. İhtiyaca, bakabileceği sayıya ve şartlara bakıyor.
x x x
Türkiye ekonomisindeki duruma gelince; yıllar içindeki iktisadî gelişmeleri en açık biçimde ortaya koyan gösterge, “yıllık büyüme” rakamlarıdır.
Çeşitli devirlere göre, TÜİK’in verdiği büyüme rakamları aşağıdadır:
Dönem Ortalama büyüme (%)
1923-1929 10.8
1930-1939 6.0
1940-1045 -6.6
1946-1953 11.5
1954-1962 3.7
1963-1977 5.8
1980-1989 4.1
1990-2001 3.4
2002-2011 5.4
2012-2015 3.3
Rakamlarda dikkat çeken üç dönem var. İlki, eksi büyümenin olduğu 1940-45 dönemi. Çok normal, 2’nci Dünya Savaşı yılları. Dünya ekonomisi çukura girmiş, tabii Türk ekonomisi de!
İkincisi, savaş yıllarından sonra gelen, 1946-53 arasını kapsayan çift rakamlı büyüme… O da çok normal, dibe vuran bir ekonominin savaş sonrası sıçrama yapması hali.
Üçüncüsü ise, yine savaş yıllarının arkasından gelen 1923-29 dönemine ait çift rakamlı büyüme. Aynı sebepten sıçrama yapan büyüme yılları.
Türkiye’nin, hatta dünyanın sosyo-ekonomik düzeni iktidardaki kişilerden bağımsız olarak şekilleniyor. İktidarda Ahmet değil de Mehmet olsaydı, yine karşımızdaki tablo üç aşağı, beş yukarı bu olacaktı.
Övünülecek veya dövünülecek bir durum var mı?