Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '09

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye tarihinin en utanç verici cinayeti

Türkiye tarihinin en utanç verici cinayeti
 

Çoğu kişinin “Hrant” adını duymaktan bıktığını biliyorum. Biraz önce anma toplantısının yapıldığı caddeden geçerken birinden şu sözleri duydum: “N’olmuş kardeşim bir adam ölmüşse, böyle yolları kapatmanın ne âlemi var?”

Oysa cadde kapatılmamıştı bile… Yol kenarına park eden polis ve televizyonların canlı yayın araçları, zaten günün her saati yoğun olan Şişli Halaskârgazi caddesindeki trafiğin biraz daha tıkanmasına sebep olmuştu. Yanımdan söylene söylene geçen vatandaş ona isyan ediyordu.

Keşke böyle bir anma töreni olmasaydı; keşke trafik tıkanmasıydı; keşke ben şimdi bu yazıyı yazıyor olmasaydım. Bunların hepsi olabilirdi. Ve aslında ne kadar da kolaydı bu...

Bunun için tek yapılması gereken de bu alçakça cinayete engel olmaktı.

Katili ve azmettirenleri aramaktan kolaydı.

Onları bulup yargılamaktan kolaydı.

Onları hapiste vergilerimizle beslemekten kolaydı.

Canını devletine emanet etmiş bir güvercinin öldürülmesine seyirci kalmanın utancını taşımaktan kolaydı.

Ama yapamadık. O mendebur kurşuna engel olamadık.

Bizler zaten olamazdık. Bilsek olurduk da nereden aklımıza gelebilirdi ki bir ilde bir cinayet planı yapılır, neredeyse bütün ahalinin ondan haberi olur, sadece ahalinin değil, ilgili bütün devlet kurumlarının yetkilileri de işlenecek cinayeti bilir de hiçbir önlem almaz!

Türkiye’de icabında fizik kurallarının bile tersine işleyebildiğini biliriz ama yine de en temel görevi vatandaşlarının can güvenliğini korumak olan devletin bir vatandaşının öldürülmesine böylesine seyirci kalmasını aklımız alamazdı.

Cinayetten sonra ortaya saçılan rezillikleri görünce bu ülkede daha şaşıracağımız çok şeyin olduğunu gördük. Katil zanlısının eline bayrak tutuşturup birlikte hatıra fotoğrafı çektiren güvenlik görevlileri; katil zanlısının suçuna ortak olmak isteyen beyaz bereli futbol maçı seyircileri; katile güzelleme yakan “ozan” ve “türkücü”ler, katillere kol kanat geren güvenlik görevlileri, cinayete değil cenazede atılan sloganlara tepki gösteren şık faşistler…

Adeta bir toplumun ruhunun tüm karanlıklarına ışık tutup görünür hale getiren bir ölüm oldu Hrant’ınki…

Meğer ne kadar ölümsever bir toplummuşuz biz.

Meğer öldürülmek ne kadar da sıradan bir şeymiş bu ülkede…

Meğer ne kadar potansiyel katil barındırıyormuş bu toplum…

Meğer derinlerimizde ne kadar da yoğun bir ırkçı damar varmış.

Meğer utanmak denen erdemi çoktan kaybetmişiz biz…

Benim gibi kırklı yaşlarını sürenler için siyasi cinayetler alışılmadık bir olay değil. Biz gözümüzü bir kan deryasında açtık. “Sağ - sol kavgası” adı altında kardeşin kardeşi vurduğu, daha doğrusu vurdurulduğu bir dönemde yaşadık ilk gençliğimizi… Okullar eğitim değil kavga yeri, sokaklar savaş alanıydı. Boylu boyunca yere serilmiş ceset görüntüleri hiç yabancımız değil.

Ancak bu cinayetin onlardan bir farkı var. Bu cinayet Türkiye tarihinin en utanç verici cinayeti… Hayır, Hrant Dink’le ya da onun Ermeni olmasıyla alakası yok bunun... Türkiye tarihinde hiçbir siyasal ya da adi cinayet bu kadar uzun bir sürede işlenmedi. Hiçbir cinayetin bu kadar çok faili olmadı. O mahkemede birkaç kişi yargılanıyor ama aslında vicdanlarda yargılanan daha kalabalık bir şey. Tümüyle çürümüş, tel tel dökülen bir sistem… “Bebeklerden katil yaratan” bir sistem; durmadan Ergenekonvari çeteler yaratan bir sistem…

Bu cinayet sadece işlendiği anda değil, daha Dink yaşıyorken işlenmeye başladı ve hâlâ da devam ediyor; o trafiğin tıkanmasından yakınan adamın sözlerinde, sanıkların mahkemedeki fütursuz tavırlarında, onlara türkü yakma alçaklığında, Dink’in sözlerini göz göre göre çarpıtıp ceza veren yargıda…

Dink’in öldürülmesine dair her gün yeni bir şey öğreniyoruz. Her öğrendiğimiz bilgi de bizleri bir defa daha dumura uğratıyor. “Bu kadar hainlik olamaz!” diyoruz, “bu kadar ihmal olamaz!”, “bu kadar vurdumduymazlık olamaz!”, “bu kadar rezillik olamaz!”

Ama olmuş, oluyor ve korkarım daha da olacak.

O yüzden Dink cinayeti ötekilerden farklı…

O nedenle Hrant adını daha çok duyacağız. Duymak istesek de istemesek de…
Vicdan denen şeyden zerre kadar nasibinizi aldıysanız, suçu Hrant'ı ananlarda değil, onu öldürenlerde, öldürülmesine göz yumanlarda aramayı deneyin bir kere de…
.........


Foto: radikal.com.tr

 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..