Türkiye toplumunun "asgari müşterekleri" ve bölücülük...

Yeni nesil belki anlamakta zorlanır diye "asgari müşterek"in günümüz Türkçesiyle karşılığını söyleyelim önce: Asgari müşterek için; herkesin kabul edebileceği en temel ortak değerler, diyebiliriz...

Şimdi bir düşünelim bizim toplumumuzun "asgari müşterekleri" nelerdir? Ama önce, bir toplumun ortak değerleri nelerdir bunları sıralayalım:

Din, dil, milliyet(kavmiyet), vatan, bayrak, tarih, bayram(sevinç günleri), yas günleri, rejim, devlet, hükumet....

Eminim bu "değerler manzumesi" ne katılacak başka maddeler de bulunabilir... Ancak, bir ülkede yaşayan ve "millet" olan toplum şu saydıklarımı genel olarak "değer" kabul eder.

Ama bu "değer"ler herkes için geçerli olmayabilir... Bu bakımdan bunlar üzerinde düşünüp "asgari müşterekerimizi" bulmaya çalışalım:

1-Din: Türkiye toplumunun büyük çoğunluğu Müslüman'dır... O halde, dinimizi asgari müşterek içinde sayabilir miyiz?... Sayabiliriz, diyeceğim ama "ne kadar din, nasıl bir din" denildiğinde pek de aynı inanca sahip olmadığımızı görüyoruz.

2- Dil: Sosyoloji biliminin milleti oluşturan değerler arasında başta saydığı olgudur dil... Ancak, ülkemizde, özellikle ayrılıkçı Kürt siyasi hareketinin kışkırtmaları ile dil ortak değer olarak görülmez hale geldi...Yani, Türkçe'nin yanında Kürtçe "resmi dil" olarak dillendirilir oldu.

3-Milliyet(kavim): Bu ülkede herkese Türk dense de, kavmiyet olarak bir çok insanın Türk olmadığını, Kürt, Laz, Çerkes gibi etnik yapıların olduğunu biliyoruz... Bunu bazıları ideolojik mesele yapıyor, bazıları da yapmıyor.

4- Vatan: Bu ülkede yaşayan herkes bu topraklardan besleniyor...Varlığımız, biraz da vatanımızın varlığına bağlı...Dünya üzerinde vatansız toplumlar yaşamış olsa bile(Yahudiler gibi) bunlar küçük istisnalardır; genel olarak vatansız millet veya toplum olmaz.

5-Bayrak: Üzerinde hiç tartışma olmaması gereken milli mefahirimiz... Ama bakıyorsunuz, bu bayrak altında hür yaşamış kimi ayrılıkçılar, bayrağımıza düşman oluyor...Toplantılarında bayrak asmıyor... Hatta, bugün Selahaddin Demirtaş'ın Almanya toplantısında, bizim bayrağımız hiç asılmadığı gibi Azeri bayrağının ay yıldızı de kapatılıyor...

6- İstiklal Marşı: Devletin bağımsızlığının sembolü olan İstiklal Marşını ta ilk mektepten öğreniriz... Ancak, İstiklal Marşı olan "şiir"in içeriğini kaç kişi benimsemiştir tartışılır...

7- Tarih:  Şu coğrafyada yaşayan insanlar aynı tarihi olayları yaşamış olmalı; aynı acılarla acılanmış bulunmalıdır...Ama, bakıyorsunuz, bırakalım tarihi bir vakayı ya da bir kişiyi, bütün bir devleti reddeden anlayışlar var... Koca Osmanlı'yı yok sayana daha ne söyleyebilirsiniz ki...

8- Bayram (sevinç günleri): Bu vatan ve bu devlet altında yaşayan insanların tamamının sevinç günlerine ortak olması beklenir... Nihayetinde adı üstünde bayram bu...Ama, görüyoruz ki, bazı kesimler bu toplumun temel değerlerinden olan Bayramlara da iştirak etmiyor. Kurban Bayramımız için neler söylendiğini burada tekrarlamayacağım.. Sanatçı makulesi niceleri neler demediler...

9-Rejim: Cumhuriyet ve Demokrasi... Bunlara itirazı olan var mı?... Görünüşte yok, ancak bunların yapısı ve uygulanışı konusunda da pek asgari müşterek oluşturamadık. Bazıları için "cumhuriyet" sadece CHP'nin içinde vardır; bazıları için "demokrasi"nin fazlası da zararlıdır... Vesaire...

Bundan sonrasını saymayacağım... Zaten özünde siyaset taşıyan değerler farklılık yaratacaktır, bu son derece doğaldır...Ancak, Cumhurbaşkanlığı makamı gibi TBMM gibi devleti temsil eden makamların,mekanların herkes tarafından saygın bulunması gerekir, beğenilmese bile... Burada da zaaflarımız olduğu aşikar... Bazıları için Atatürk'ün yerini zaten kimse dolduramadı...TBMM de içinde Atatürk varken kutsaldı.. Vesaire...

Lafı fazla uzatmadan toparlayalım: Aslında şu Cennet parçası coğrafyada, sadece Vatan, Bayrak, Devlet üçlüsünü "Asgari Müşterek" olarak kabul etsek yeter... Diğerleri farklılık arzetse de birlik ve beraberlik içinde yaşayabiliriz.

Ne var ki, yukarda değindiğim gibi, HDP Eşbaşkanı Selahaddin Demirtaş, Almanya gezisinde Türk Bayrağı asmadığı gibi, hızını alamıyor Azerbaycan bayrağını da katlayarak ay-yıldızını görünmez yapıyor...

Vatan konusundaki tutumlarını da biliyoruz: pek açıkça söylemeseler de Türkiye'den toprak koparıp ayrı bir "vatan" peşinde oldukları anlaşılıyor.

Becerebilirlerse ayrı bir devlet istediklerini yıllardır biliyoruz zaten...

Hal böyle olunca, Türkiye toplumunun büyük çoğunluğu "asgari müştereklerde" birlik olsa da, bölücü Kürt siyaseti bu asgari müşterlere de iştirak etmiyor.

Devletin bunlarla mücadelesi de burdan kaynaklanıyor... Burada asıl sorun şu ki, bugünün devleti eskiye göre, silah gücü açısından daha donanımlı olmakla beraber, toplumun teröre karşı birliğinde bir çatlama oldu... Terör vasileri Türkiye üzerinde bunu başardılar...

Bunun sonucu olarak, şehit Binbaşının annesinin acılar içerisinde Cumhurbaşkanını kastederek söylediği, "Onun askerleri oğlumu vurdu" anlamındaki sözlerini manşetlere taşıyan gazeteler çıkabiliyor bu ülkede. Ana yüreği, evlat acısıyla, doğru yanlış her şeyi söyleyebilir, kimse buna bir şey diyemez...Ancak, iyi niyetli, bir medya, asgari müştereklere iştirak eden bir gazete bunu manşetten verebilir mi?...Bunun istismarını yapabilir mi?

Bütün bunlara bakarak diyoruz ki; Türkiye bugün geçen yüzyılın başındaki Milli Mücadele'nin aynını veriyor... Düşman hem içerden, hem dışardan saldırıyor.

Yine de bizim "asgari müştereklerimiz"e olan bağlılığımız, bu saldırıları püskürtmeye yetecektir inşallah!..