- Kategori
- Siyaset
Türkiye`ye hayır, Ukrayna neden geç kaldı, öyle mi?...
Vilnius Zirvesi`nden görüntü. Resim Avrupa Parlamentosu sitesinden alıntıdır
Litvanya başkenti Vilnius`ta 28-29 Kasım, 2013`te gerçekleşmiş Avrupa Birliği 3. Doğu Ortaklık Zirvesi beraberinde bir takım sorular getirdi. Şimdi sırasıyla sorulara bir göz atalım.
Neredeyse Zirveden 10 gün önceye kadar Ukrayna`nın da AB ile “Ortaklık Anlaşması” imzalaması bekleniyordu. Yani böylece Rusya`nın etki alanında olan en önemli ülkelerden biri gibi Ukrayna tam olarak yüzünü Avrupa`ya döndürmüş olacaktı.
Ukrayna`yla beraber Gürcistan ve Moldova`nın da anlaşmayı imzalaması gündemdeydi.
Ermenistan ve Beyaz Rusya (Belorus) ise Rusya`nın korkusundan AB`den mesafeli davranmayı tercih ediyordu.
Azerbaycan ise, Ukraynalı bir gazetecinin sözüyle söylersek “en dengeli” siyasetine sadıktı. Yani AB ile ilişkileri reddetmiyor, ama Rusya`yı da tam kızdıracak adımlar atmıyor.
Zirveden önce Rusya başarabildiği her şeyi yaptı ki, en azından Ukrayna`yı AB`den uzak tutsun. Başardı da. Ukrayna parlamentosu AB ile “Ortaklık Anlaşması”nı reddetti.
Gürcistan her zamanki gibi Rusya`ya zaten arka çevirmiş, AB yolunda daha bir net adım attı.
Zaman zaman aynı dili ve tarihi paylaşan Moldova Romanya`nın da içinde olduğu AB`ye kavuşma sürecini hızlatmış oldu.
Ermenistan ve Beyaz Rusya meselesinde karanlık bir şey yok zaten.
Azerbaycan`a gelince, her kesin merak ettiği konu. Çünkü yalnız Azerbaycan Ermenistan`la sorunlar yaşamasına bakmaksızın tüm komşularıyla, artı tüm global siyaset oyuncularıyla dengeli siyaset yapmayı sonunadek başarabiliyor. Evet, Vilnius Zirvesi`nde de en doğru ve en başarılı adımları atan tek ülke Azerbaycan oldu. Yani AB`ye arka çevirmiyoruz, ama aynı zamanda AB`ye çok da ihtiyacımız yok gibi. O yüzden AB ile yalnız vize konusunda bir anlaşma yapıldı.
Tüm bunların ışığında bir de Türkiye-AB ilişkileri göz önüne alınırsa…
Evet, nerdeyse AB`nin temelleri atıldığı günden Türkiye onunla işbirliği içinde. Yani AB üyesi olmak için gereken her şey yapıldı. Ama Türkiye`yi bir türlü AB`ye almıyorlar.
31 Temmuz 1959`da Türkiye Avrupa Ekonomik Topluluğuna üyelik başvurusu yapıyor. Yani hemen hemen hele o zamanlar için fazla etkin olmayan Avrupa birleşme niyetlerinde Türkiye de yer almakta kararlı. Ama aradan tam 54 yıl geçmesine bakmaksızın hâlâ Türkiye AB kapısının dışında bekletilmekte.
Peki, bağımsızlığı 20 yılı zar zor aşmakta olan Doğu Bloğu ülkeleri nasıl olur da hemen AB`ye alınır, Ukrayna için AB her şeyi yapmaya hazır olur, ama koskoca Türkiye Cumhuriyeti bekletilir?
Belki siyaset adamları bir şeyler söyleyebilir, ama bana göre tek sorun Türkiye`nin bir Türk devleti, hem de Müslüman ülkesi olması. Şimdi birlik konusunda her zaman sorun yaşamakta olan Müslümanlıkla belki başedebilirler de, ama arkasında 300 milyon Türk`ün olduğu Türkiye ile başetmek zor AB için. Artı, Türkiye AB`ye üye olmadan bele zaten Türkler Avrupa`yı fethediyor. Bir de 75 milyonluk Türkiye`ye resmen kapı açılırsa ne olur? Zor olur AB için, değil mi?
İşte Türkiye`yi AB dışında tutan tek neden bu.
Peki, Türkiye bu kadar bekletildikten sonra yene de mi AB üyeliği için çaba harcamalı? Bence, değil. Türkiye`nin birlik kuracağı ülkeler Batıda değil, Doğudadır. Türk milletinin Atayurdu Türküstan`da her kes her zaman Türkiye`ye kucak açmaya hazır. AB kapılarında bekletilerek küçük düşürüleceğine, Türkiye`nin Türküstan ellerinde en yüksek düzeyde ağırlanmayı tercih etmesi daha doğru olmaz mı?
Zaten AB Türkiye`ye “hayır”, “dünkü çocuk” Ukrayna`ya “neden geç kaldın” diyor? Peki, almamız gereken dersi almadık mı hâlâ?