Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Haziran '13

 
Kategori
Sosyoloji
 

TÜSİAD "Biz kimseyi durup dururken eleştirmeyiz"

TÜSİAD "Biz kimseyi durup dururken eleştirmeyiz"
 

Eski çamlar bardak oldu (Görsel alıntıdır)


Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin "Çekirge Toplantıları" ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken; "Ecevit ve Demirel'i boykot eden TÜSİAD, hükümeti boykot etmeyi düşünüyor mu" yönündeki bir soruya "Ben Ecevit'i, Demirel'i boykot etme konusundaki tarihi bilgiye çok hakim değilim. Bunu da kabullenmekte sıkıntım var, böyle bir söylemi kabullenmekte de sıkıntım var. Ben artık 50'li yaşları geçtim, boykotlar çok geride kaldı … Hep birlikte ülkemizin geleceği (için) sevdiğimiz, canımız, her şeyimiz, varlığımıza anlam kazandıran ülkenin meselelerini çözmek için hep beraber kararlılıkla çalışırız. Fikrimizi her ortamda söyleriz, ısrar ederiz" diyor.

*

Kısaca hatırlayalım; TÜSİAD, 1971'de sendikaların ve solun yükseldiği, aylarca süren grevler nedeniyle fabrikalarda üretimin durduğu günlerde güçlü sendikalar ve sola karşı kurulmuştu. 

Meral Tamer'in dediği gibi "Büyük sermaye böyle bir ortamda sendikaların yükselen gücüne karşı, kendini koruma dürtüsüyle TÜSİAD’ı kuruyor. Çünkü ülke solcuların, sendikaların eline geçer mi, mallarımız elimizden gider mi endişesini duyuyorlar. Yani TÜSİAD’ın kuruluşunun sınıfsal bir yanı var."

Şimdilerde bu endişe unutuldu ve TÜSİAD’ın kuruluş yıllarıyla ilgili olarak, Ecevit iktidarını protesto için gazetelere verilen tam sayfa ilanlar bile "bilinmiyor".

*

1981'de rahmetli Ali Koçman TÜSİAD Başkanıdır ve TÜSİAD’ı “Büyük sermayenin çıkarlarını korumak için kurulmuş bir baskı grubu” olarak tarif etmektedir.

12 Eylül darbesinin etkisindeki Türkiye’de TÜSİAD, iş dünyasının taleplerini duyurmada öne çıkarak TOBB’u bile gölgede bırakır.

TÜSİAD, Anadolu’ya açılma kararı alır ve 1991'den itibaren TÜSİAD’ın Anadolu’daki örgütleri SİAD'lar kurulur. TÜSİAD aynı yıl, “çıkar grubu” olmaktan vazgeçerek, etkili bir Sivil Toplum Kuruluşu olma yolunda ilk adımları atma gereğini duyar.

1993'ten itibaren TÜSİAD artık Tepebaşı’ndaki kendi mülkü merkez binasına taşınmış, 20. yılında kendini yeniden tanımlayarak aldığı “Etkili bir Sivil Toplum Kuruluşu (STK)” olma kararını 2001'e gelindiğinde başarıyla uygulamaktadır artık. 
Bir dönem Mustafa Koç'un da başkanlığını yürüttüğü, o günlerde Türkiye’de "konuşulması bile tabu olan konular" TÜSİAD imzalı raporlar olarak peş peşe yayımlanır ve kamuoyunun gündemine oturur olmuştur. Demokratikleşme, yargı reformu, eğitim-öğretim, istihdam vs. dedikçe, siyasetçilerin şimşeklerini de her geçen gün daha fazla üzerine çeken TÜSİAD’la DİSK adeta el ele vermiştir.
2011'e gelindiğinde TÜSİAD, Türkiye’de son yıllardaki iktidar kaymasında, kaybedenlerin tarafındadır artık.

“İşadamları daha az konuşsun” diyen son derece tahammülsüz Başbakan’a rağmen, hâlâ en etkili STK’lardan biri olan TÜSİAD'ın önceki başkanı Ümit Boyner; yeri geldiğinde “Biz kimseyi durup dururken eleştirmeyiz. Kendi doğrularımızdan yana olmaya ve doğru bildiğimizi de söylemeye ve demokratik standartlar konusunda, sürekli resimde kalmaya devam edeceğiz,” diyordu.

TÜSİAD’ın son dönemiyle ilgili olarak akıllarda kalan en çarpıcı imaj, 2005’te Başbakan Erdoğan Mustafa Koç’u ağır bir dille eleştirdiğinde, dönemin DİSK Başkanı Süleyman Çelebi’nin, Koç’a sahip çıkan açıklamalarıdır. 

* * * 

Bugün gelinen nokta Gezi olaylarında polisin müdahalesine rağmen, Divan Otel'in sahibi olan Fenerbahçe'nin önceki Asbaşkanı ve KOÇ ailesi mensubu Ali Koç’un, otelin kapısını kapatmaması, otele polis alınmaması ve otelde yardımların kesilmemesi yönünde aldığı "takdir edilesi" tavırdır. Haber, Cumhuriyet gazetesinin internet sitesi cumhuriyet.com.tr ile Twitter'da yer almış, ancak Koç ailesi kaynakları, Ali Koç'un kesinlikle böyle bir talimat vermediğini ve açıklama yapmadığını belirterek iddiayı düzeltseler de Koç ailesinin bu duruşu kamuoyunca beğeniyle karşılanmıştır. 

40 yılda köprülerin altından çok su akmıştır. Çam ağacından yapılmış bir kaptan su içme zevkini tatmış olanlar bilir, nasıl desem; bilen bilir, mis gibi çam kokar o bardaktan su içerken. Demek istediğim "Eski çamlar bardak oldu".

 
Toplam blog
: 276
: 1102
Kayıt tarihi
: 19.11.12
 
 

Evli, 2 evlat babası, 1965'te doğdu, inançlı, müziksever, insansever, yurtsever, iyi yüzer, ünive..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara