Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '07

 
Kategori
Sivil Toplum Kuruluşları
 

TÜSİAD düşüncesi ve millet...

TÜSİAD düşüncesi ve millet...
 

"TÜSİAD YİK Başkanı KOÇ: "Birtakım siyasi partiler, kuruluşlar ve kesimler, Türkiye'yi Batı'dan koparmayı bir siyasi alternatif görüyor. Türkiye, bugünkü kadar Avrupa ile bütünleşme ihtiyacı içinde olmadı" dedi…

KOÇ "Bizi kesinlikle geriye götürecek olan bu görüşlerini seçim vesilesiyle ülke genelinde yayma gayreti içindeler. Bunun en somut örneğini de, Türkiye'yi AB dışında tutmaya çalışarak gösteriyorlar. Üstelik de yurt dışındaki yeminli Türkiye düşmanları ile aynı amaçta buluşma pahasına" dedi."

Kim demiş bunları?

Haberde belirtildiği gibi, TÜSİAD isimli sivil toplum örgütünün "Yüksek İstişare Kurulu" nun başkanı seviyesindeki bir kişi…

Kişinin "Kim" olduğu önemli değil. Bu sivil toplum örgütünde bu kişi bu gün için "Koç topluluğunun" başında Mustafa KOÇ olabilir, yarın bir başka topluluğun bir başka başkanı olabilir. Sonuç olarak bu sivil toplum örgütünün kuruluş amacı, elbette Türkiye’deki sanayinin genel sorunları ve bu sorunların "Türk Milleti" üzerindeki her türlü etkilerini irdeleyen yapıda olmasıdır.

Dernek tüzüğünde ( http://www.tusiad.org/tuzuk.htm ) amaçlar sıralarken:

Derneğin amacı

Madde 2 –

a) TÜSİAD, demokrasi ve insan hakları evrensel ilkelerine bağlı, girişim, inanç ve düşünce özgürlüklerine saygılı, yalnızca asli görevlerine odaklanmış etkin bir devletin varolduğu Türkiye'de, Atatürk'ün çağdaş uygarlık hedefine ve ilkelerine sadık toplumsal yapının gelişmesine ve demokratik sivil toplum ve laik hukuk devleti anlayışının yerleşmesine yardımcı olur.

Dernek, sanayici ve işadamlarının Türk toplumunun öncü ve girişimci bir grubu olduğu inancı ile bu yöndeki uygulamaların takipçiliğini yapar.

b) TÜSİAD, piyasa ekonomisinin hukuksal ve kurumsal altyapısının yerleşmesine ve iş dünyasının evrensel iş ahlakı ilkelerine uygun bir biçimde faaliyette bulunmasına çalışır.

c) TÜSİAD, uluslararası entegrasyon hedefi doğrultusunda Türk Sanayi ve hizmet kesiminin rekabet gücünün artırılarak, uluslararası ekonomik sistemde belirgin ve kalıcı bir yer edinmesi gerektiğine inanır ve bu yönde çalışır.

d) TÜSİAD, Türkiye'de liberal ekonomi kurallarının yerleşmesinin yanısıra, ülkenin insan ve doğal kaynaklarının teknolojik yeniliklerle desteklenerek en etkin biçimde kullanımını; verimlilik ve kalite yükselişini sürekli kılacak ortamın yaratılması yoluyla rekabet gücünün artırılmasını hedef alan politikaları destekler.

e) TÜSİAD, bu çerçevede oluşan görüş ve önerileri, doğrudan parlamentoya, hükümete, yabancı devletlere, uluslararası kuruluşlara ve basın aracılığı ile de kamuoyuna ileterek yukarıdaki amaçlar doğrultusunda düşünce ve hareket birliği oluşturur.

denilmektedir.

Amacın (c) ve (d) fıkralarında belirlenen amaçlara ulaşmak için ne gerekiyorsa yapılır. Bunlar yapılırken de aslında (a) fıkrasını da unutmamak gerekir. Gerçi bu fıkranın içine yerleştirilen "Atatürk" ve "Çağdaş uygarlık" seviyesinden ne algıladıklarını bildiğimiz yok. Ancak, YİK Başkanı Sayın KOÇ’un yazımın başındaki konuşma metninden algıladığım "Ne olursa olsun, girilmeli" anlamı çıkardığım için, derneğin "Amaç"larına da bu söylemin uygun düştüğünü görüyorum.

Oysa biz ne diyoruz?

AB’ne katılma konusundaki çalışmaların hiç birine karşı değiliz. Olmayız da. Ne var ki bu çalışmalar yapılırken, ülkenin "Üniter" yapısının, değerlerin yitirilmemesi ve ülke kaynaklarının millet yararına kullanılmasını ve daha da önemlisi, dayatmaların olmamasını "Ön kayıt" olarak ortaya koyuyoruz.

Bizim bir "Ön kaydımız" var ama anladığım kadarıyla TÜSİAD’ın her hangi bir kaydı yok. Girelim, bitsin bu iş…

Biz de buna karşıyız. Ne olacak şimdi?

09 HAZİRAN 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..