Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

27 Ekim '13

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Tüyap Sanat Fuarı / Sanat, İnsan, Tabiat

Tüyap Sanat Fuarı / Sanat, İnsan, Tabiat
 

Musa Güney / katharsis detay / 170 x 130 TÜYB


Bu yıl yapılmakta olan Tüyap Sanat Fuarı /Tüyap- Art Fair/’nda, Non/Art isimli grupla Türkiye’den ressam  Musa Güney ve Tolga Boztoprak Makedonya’dan akademisyen Prof. Fehim Hüskovic, ve Nehat Beqiri eserlerini sergiliyorlar. 

Aslen Avrupa’nın doğusu ile Türkiye’nin doğusundan sanatçıların bir araya geldiği bu buluşma tarihin araladığı mesafeyi yeniden yaklaştırıyor. Unutulmuşluğu veya uzak olan parçaları bir araya getiriyor. Bu açıdan bakıldığında, “Non/Art” ruh olarak benzeyen insanların beraber sanat yapma gayesiyle vücut bulmasıdır diyebiliriz.

Bu dört Sanatçının, her ne kadar yüzeyi resmetme biçimleri birbirlerinden farklı  olsa da  ortak  noktaları merkeze  insan ve doğayı koymalarıdır. Sanat, doğa ve insan arasındaki ilişki insanlık tarihi kadar eskidir. Bu ilişkiyle alakalı Francaois Bacon şöyle der: “Sanat tabiata ekli insandır”. Benzer bir sözü Emile Zola söyler ; “Sanat, bir mizacın arasından görülmüş tabiattır”. [1] Doğa karşısında sanatçı genelde gördüğünden farklı, kendine has yeni bir tabiat (dünya) teklifinde bulunur. Bunu yaparken gördüklerini kendince yeniden düzenler. Bu durum Non/Art’ı oluşturan sanatçılar için de geçerlidir. 

Fehim Hüskovic’in resimleri, şiddeti aza indirgenmiş bir renk ve dönüştürülmüş biçim anlayışı ile bambaşka bir serüven gibidir. Hüskovic’i, bazen soyutlama dozajı yüksek portreler ve figür soyutlamaları ile izliyoruz. Bazen de reel bir anlatımdan kopmadan, kullandığı jestüel hareketlerle yüzeyi betimliyorken... Ama her bir hızlı sürüşün  oluşturduğu geometrik biçim, doğada bir eleman oluyor. Manzara resimlerinde ovalar, bulutlar, dereler gibi doğa elemanlarının her biri bu geometrik formların bir araya gelişiyle oluşuyor. 

Musa Güney’in tabiat karşısındaki deneysel yaklaşımı bütün işlerinden okunmakta. Bitmek tükenmek bilmeyen bir arzuyla, çoğunlukla soyut diyebileceğimiz bir görünüyü bizlere izlettiriyor. Mondrean’da evrilen ağacın serüveni, Musa Güney’de doğanın metamorfozu gibi. Başlarda salt doğa görünüleri resmederken artık tamamen aza indirgenmiş bir reellik söz konusu resimlerinde. Temelinde rengin ve ritmik bir biçim anlayışının hakim olduğu bu resimlere dinamizmin resmi demek de mümkün. Onun izlediği dünya çoğu zaman yatay, dikey ve diyagonal formların ritmine dönüşmüş ve bunu yüzeyde betimlemiştir. Güney’e ait fırça mührü, her resmini onun yaşayan enerjisi gibi damgalamıştır... 

Tolga Boztoprak, resimlerinde, bazen bir şehir, bazen bir mekan içerisinde  günlük yaşamı kendine has yorumuyla yüzeye taşıyor. Bitmek tükenmek bilmeyen yaşam mücadelesi, doğumdan ölüme akıp giden insan hayatı ve onun dramı, Boztoprak’ın resimlerinde girift bir kompozisyon anlayışıyla ele alınıyor. Çoğu zaman yüz çevirdiğimiz toplumsal gerçekleri bize buğulu bir ortamda izletiyor. Renkler pastel tonlarda ve yaşamın kenarında duran sessizlikle paralel bir anlayışta. Akışan boyalar gerçekleri direkt gözümüzün içine sokmak yerine bir tülün ardından izlememizi sağlamak için yapılmış gibi... Bu durum da bizim “bu dramatik görüntüler karşısında irkilmemizi engelliyor” dememizi mümkün kılar.  

Nehat Beqiri, Çalışmalarında, birçok farklı yöntemi deneyen bir ressam. Pentür’den kolaja, asemblaja  kadar uzanan bir yolculuk gibi  onun resimleri. İkonografik yüklemelerin olduğu  soyut çalışmalarının yanı sıra yine birçok anlamın yüklendiği deneysel diyebileceğimiz düzenlemeleri de mevcut. Şiddeti düşürülmemiş bir renk anlayışıyla yüzeye eklediği nesneleri de boyayan Beqiri, noktacı (puantilist) göndermeler de yapıyor. Seçtiği konular ve kullandığı malzemeler açısından bakıldığında, sanatçı yine yaşama, insana ve onun içinde yaşadığı tabiata yeniden bir bakış açısı geliştirmiştir, diyebiliriz. 

Yrd. Doç. İsmail Tetikçi

 

[1]Nurullah Berk, “Resim Bilgisi”, Varlık Yayınları, Üçüncü Baskı,İstanbul, Kasın 1972, s.29

 
Toplam blog
: 84
: 605
Kayıt tarihi
: 05.03.09
 
 

Konya Akşehir doğumluyum. Selçuk Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, İnşaat Mühendisliğ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara