Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tuz Tansiyon Yapar!

Tuz Tansiyon Yapar!
 

Klişe Avı No:2
Yeni başlayan klişe avcılığı serüvenimizde ikinci durağımız tuz. Bilinen üç beyazdan bir tanesi. Özellikle hipertansiyon açısından riskli olan gıda maddesi.

Şimdi burada tuz tansiyon yapmaz diyerek klişe avcılığının suyunu çıkartacak değiliz. Bilimsel gerçekler tuzun yüksek tansiyon hastalığında önemli bir rol oynadığını söylerken benim filimsel araştırmalarım aksini iddia etmez. Nitekim ben aynı zamanda bir bilim insanıyım…

Benim burada söyleyeceklerim, en az tuz kadar tuzsuzluğun da tehlike yaratabileceği hususuna dikkat çekmek amaçlı. Öteki beyazlara ise girmeye hacet yok. Onlarla ilgili gördüğümüz klişelere de değiniriz, yeri geldikçe…

Tuz yüksek tansiyona neden olur, amenna. Ama tuzu kullanamamak da riskli olabilir. Nitekim yaptığım son bilimsel gezide yaşadığım hadise bana bunu düşündürttü.

İlk akşam yemeğimizde bir yandan otelin üzerimizde yarattığı yabancılık hissini bastırmaya çalışıyoruz, bir yandan etrafı tanımaya ve kollamaya çabalıyoruz. Daha önce de dediğim gibi ben de azıcık sosyal fobi de olduğundan bu yabancılık hissi ile mücadelem tehlikeli de olabiliyor.

Akşam yemeğine oturduğum sırada önce garsonun oda kartımı ve ardından içecek bir şey isteyip istemediğimi sorması ile irkildim. Acaba yanlış giden bir şey mi vardı. Benim otele kaçak girmiş biri olduğum ihbarı mı yapılmıştı? Yoksa konaklamamıza yemekler dahil değil miydi?(Oysaki bilgilendirme formunda yemekler de şirketten diyordu)…

İnsan fobili olunca işte böyle en ufak bir durumda bile bir sürü soru doluşuyor aklına. O sorular içerisinde bocalarken bir de elim ayağıma dolaşmasın mı. Al başına belayı. Altı üstü garsona "sadece su yeter" diyeceğim. Ama ne mümkün. Dilim de katılaşmış. Basbaya sosyal fobi atağı!

Neredeyse garsonu, suyun yararlarından girip yemekte asitli içeceklerin ne denli zararlı olduğuna dair bir konferans vererek süper bilgili bir garson haline getireceğim. Sadece su yeterli deyip geçmek varken…

Neyse, yemekten önce kendime güzel bir salata tabağı yaptım. Yeşili her daim severim. Ben de önlemez bir yeşil sevgisi var. Bilahare bu konuya bir risale ile vakit ayıracağım (bitki çayları da dahil).

Ardından ana yemeğe geçtim fakat bazı yemekler tuzsuz. Aslında tuz atılmıştır da, bana az geldi. Damak tadı kişiden kişiye değişiyor ne de olsa. Tuzluğu aldım, hafifçe salladım. Gelen giden bir şey olmadı. Sallamanın şiddetini arttırdım ki azıcık tuz dökülsün. Ne fayda. Bir damla bile dökülmedi. Tuzluğun delikleri tıkanmıştır diyerek hafifçe masaya dibini vurdum. Tekrar salladım… Yine bir şey yok…

Tuzluğun içinde tuz var (sesi geliyor), delikleri de açık, ama sallayınca tuz dökülmüyor. O kadar uğraştan sonra pratik çözüme geçiş yaptım. Tuzluğun altındaki kapağını açarak avucuma bir miktar tuz döktüm… Aaa, bir de ne göreyim!

Elime dökülen ne olsa beğenirsiniz… Tuzluğun deliklerine sığmayacak irilikte tuz tanecikleri… Tuzluk delikleri bir numara ise, tuz tanecikleri iki numara. Bu tuzun o deliklerden akması imkan dahilinde değil. Bu durum benim sinirlerimi yerinden oynattı. Haliyle tansiyonumu da… Herkes tuz yediği için hipertansiyona sahip olurken ben tuzluk mücadelesi neticesinde tansiyon yüksekliğine maruz kalacaktım…

Neyse korkulan olmadı, tansiyonum normal seyretti. Çünkü yemeğe oturduğumda bir tabak yeşil salata yemiştim. Sağlıklı beslenmenin yararını bu olayda da bizzat yaşayarak görmüş oldum.

Sevgi, hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

www.murathacioglu.com

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..