Tuzak

BDP stratejisini adım adım uygulamaya koyuyor. 

Devlet bütün kurumları ile acz içerisinde olduğu imajı yaratılmaya çalışılıyor. 

BDP'nin PKK'yı da arkasına alarak yaptığı silahlı-şiddet tehditli şantaja boyun eğmeye zorlanıyoruz. Devletin ve milletin üzerinde etkili bir yıldırma politikası uygulanıyor. 

Önceki yazımda değindiğim gibi, baştan sona planlı bir şekilde ve kasten hukuken sorunlu adaylar çıkartarak bu günlere gelmenin yolunu açan BDP devlete ve millete alenen meydan okuyor, aba altından sopa gösteriyor. 

Devlet, BDP'lilerin seçim öncesi ilk manevralarını adayların önündeki hukuki engeli -hukuk sistemini, devletin ve milletin onurunu ayaklar altına serme pahasına- kaldırarak bertaraf etmişti. Bu anlamda devlet, sorunun meclis çatısı altında çözüme kavuşturulması yönündeki iradesini bir kez daha ortaya koydu. Bilindiği üzere devlet kurumları, bir süreden beri siyasi iktidar ile çözüm ortaklığına girişerek bu sorunun nihai ve barışçıl çözüme kavuşturulması amacıyla ciddiye alınması gereken bir kürt açılımı başlatmıştı. 

Gelinen noktada BDP'nin ısrarlı provokasyonları, kendilerinin amaçladığı şeyin hiç de ifade ettikleri gibi mevcut sistem içerisinde barışın tesisi, demokrasinin ve özgürlüklerin geliştirilmesi vs. olmadığı, adım adım self determinasyonu dayatmaya çalıştıkları, bunu baskı, şiddet, zorbalık, tehdit ne ararsanız her tür yoz yöntemi kullanarak yapmaktan çekinmedikleri ve çekinmeyecekleri açıkça görülmektedir. 

Bu şartlar altında bu düşünceye verilecek her türlü tavizin, gittikçe gelişen kendine güveni doğrultusunda onu daha da azgınlaştırmaktan, taleplerini karşılanamaz noktalara taşımasından ve toplumsal barışı geri dönülemez biçimde yerle bir etmekten başka bir sonuç vermeyeceği ortadadır. 

Devlet bu noktadan sonra kendi hukuk sistemini ve dolayısı ile varoluş temelerini alt üst edecek tavizler vermekten kesinlikle vazgeçmelidir. Hukukun gereği ne ise yerine getirilmeli ve hiçbir baskı, tehdit ve şantaja boyun eğilmemeli, vatandaşının can ve mal güvenliğini korumak için alınması gereken hiçbir tedbirden geri durmamalıdır. Kötü niyete karşı iyi niyetin fayda vermediği ve vermeyeceği her geçen gün biraz daha gün yüzüne çıkmaktadır. 

Vaziyet budur.