- Kategori
- Siyaset
BDP'nin niyeti ne?

BDP seçim öncesinde başlattığı bir oyunun ikinci perdesini sahneye koydu.
Hatırlayacağımız üzere BDP, seçilme yeterliliği önünde yasal engeller olan bir takım isimleri milletvekilliğine aday göstermiş, YSK tarafından hukuki durumları tespit edilen adayların aday olamayacakları açıklandığı zaman kızılca kıyamet kopmuştu. Halkın büyük kesiminin de en azından prensip olarak desteklediği, hukuk tarihimize kara leke olarak geçecek bir hukukun etrafından dolaşma operasyonu ile sözkonusu isimlerin adaylıkları önündeki engeller kaldırılıp, milletvekili seçilmelerinin yolu açılmıştı.
Buraya kadar edindiğimiz intiba devletin ve milletin kürt sorununun meclis çatısı altında çözüme kavuşturulması yönünde sergilediği gayret ve iyiniyetin PKK destekli kürt siyasal hareketi nezdinde karşılık bulmadığıdır.
Aklı başında, az buçuk siyaset tarihi okumuş ve olaylar arasında nedensellik ilişkisi kurmaya gayret eden bireyler olarak bizler PKK ve uzantısı BDP'nin kilitli kasada tuttukları nihai planın ne olduğunu tahmin edebiliyoruz. En azından görünürdeki hedef olan demokrasi ve özgürlük taleplerinin gerçeğin sadece bir kısmından ibaret olduğunu görebiliyoruz.
Bu türden bir hedefi gerçekleştirmenin ancak ve ancak kitle desteği ile mümkün olabileceği bellidir.
Kitle desteğini sağlamak, bir kürtlük bilinci oluşturmak ve yaymak için ilk adım silahlı propaganda yöntemiydi. Geldiğimiz noktada bu yöntem işlevini tamamladı. Şimdi planın ikinci aşamasındayız ki o da nihai hedefe ulaşana kadar bu kitle desteğini canlı ve bir arada tutabilmek. BDP kanadı bu stratejinin taktiksel aracı olarak yıllardır uyguladığı gerilim politikasının yeni bir adımı olarak, bu seçimde milletvekii seçilebilmenin hukuki şartlarını zorlamış, aday olmasının hukuki sorun yaratacağını bildiği isimleri kasten aday yaparak, ve hatta -bana göre- hukuken gerekli belgeleri başvuru aşamasında YSK'ya kasten göndermeyerek veya eksik göndererek zaten beklediği ve umduğu bir gerilim ortamının oluşmasını sağlamıştır.
Bu stratejinin son meyvesi Hatip Dicle'nin vekilliğinin YSK tarafından iptal edilmesi olarak avucumuza düştü. Şimdi plan gereği BDP kanadı demokrasi, temsil hakkı vs. kavramları ve mağduriyet olgusunu sonuna kadar sömürerek, olabildiğince gürültü kopartarak kendi yarattığı bu durumdan sağlayalabileceği maksimum faydayı sağlamaya çalışacak.
Ama biz olup bitenin farkında olacağız ve izleyeceğiz.