- Kategori
- Eğitim
TV, internet kaynaklı şiddet eğitim sorunudur

kendi öcüsünü kendi yaratır insanoğlu...
Şiddet, Televizyon Dizileri, İnternet ve Eğitimsel Etkileri
Televizyon yayınları halkımızın sosyal ve aile yaşantısında vazgeçilemez bir yer tutmakta olup haber, eğitim, eğlence, spor, müzik, aktüalite gibi alanlarda önemli bir işlevi bulunmaktadır.
Bu günkü ekonomik yapı içersinde, ucuzluğu ve kolay erişimi nedeniyle, ailede ve toplumda büyük bir sosyal boşluğu dolduran ve yaygın kullanılanımı olan kültürlenme aracıdır.
Filmler, diziler vb. de görsel öğeleri çok etkileyici şekilde kullanması, bunları senaryosuna uygun özendirici karakterler ve ortamlarda sergilemesi yönüyle de arzu edilen ya da edilmeyen tutum ve davranışların kazanılmasında da etkisi büyüktür.
Özellikle bazı televizyon dizilerin içeriği ve etkililiği, eğitimsel amaçlarda tanımlanan değerlerle çelişmekte, bunlar hakkında şüphe ve kuşku yaratmakta ve arzu edilen toplumsal kültür ortamının oluşmasına engel teşkil edecek niteliktedir.
Çocukluk ve ergenlik (delikanlılık) çağındaki bireylerin hayali kahramanlarla özdeşleşmeye çalışmaları doğası gereğidir.
Sözü edilen dizilerde karakterize edilen sanal kahramanların, eğitim çağında olup yaşı gereği taklit edeceği model arayışı içinde bulunma olasılığı yüksek olan gençlere iyi örnek olmadığı bilinmektedir.
Bu tür dizilerin;
Çocukların zihinsel, devinimsel ve duyuşsal davranışları ile dil gelişimlerini olumsuz etkilediği,
Dinlenme ve ders çalışma sürelerini birbirine karıştırmalarına neden olduğu,
Ailesiyle, arkadaşlarıyla, kardeşleriyle birlikte vakit geçirme, oyun oynama vb. gereksinimini ortadan kaldırarak yakınlaşma ve sosyalleşmelerinin önüne geçtiği,
Yasa dışı kullanılan tabanca, bıçak vb. öldürücü araçlara yer verdiği,
Bunları sıklıkla kullanan karakterize oyun kahramanıyla özdeşleşmeye teşvik ettiği,
Şiddet içerdiği,
Gerçek hayattan kopararak yapay/sanal olarak olağanüstü başarıların kazanılabileceği izlenimini yarattığı,
Gençleri yanlış alışkanlık ve eylemlere yönelttiği,
Toplumca kabul görmüş meslekler ve işler dışında da bazı şeylerin yapılarak lüks bir yaşam sürülebileceği,
Bunların okulda öğretilmemesi nedeniyle okul eğitimine gerek olmadığı,
Toplumun yasal düzenini sağlayan kolluk kuvvetlerinin dışında da düzen ve adaleti sağlamaya yönelik bazı güçlerin olduğu,
Bu güçlere gereksinim olduğu, bunların gerçekte görülemeyen bir boşluğu doldurduğu ve toplumca kabul gören yararlı ve saygın işler yaptığı,
Hatta bu işleri yapanların gerçek kahramanlar olduğu,
Bunlar olmasa adalet ve düzenin sağlanamayacağı,
Milli menfaatlerimizin dahi korunamayacağı vb. olumsuz ve yanlış mesajlar verdiği görülmektedir.
TV kanallarında reyting yapması nedeniyle sıkça yayınlanan bu tür diziler,
gerçeklere ayak uyduramayıp sanal alemin kolaycılığına sığınmak isteyen gençler için
şiddeti yaşamın bir parçası olarak işlemekte ve özendirici olmaktadır.
Kontrol edilemediğinde bilgisayar oyunları da çocukların:
Ruh sağlıklarını,
Ders başarılarını,
Bedensel gelişimlerini,
Sosyal gelişimlerini,
Göz sağlıklarını,
Anne baba ve kardeşleriyle olan iletişimlerini olumsuz etkilemektedir.
Uzun süre bilgisayar başında kalan çocuklarda yorgunluk, iştahsızlık, stres ve ders çalışma motivasyonlarında isteksizlik gözlenmektedir.
Okullar, öğrenim görevinin yanı sıra, çocukların bir araya gelerek sosyalleştikleri ve toplumsal yaşama hazırlandıkları yerlerdir.
Bireyin okul ortamlarında kazandığı davranış modelleri, ise
gelecekte sosyal yaşamında göstereceği davranışlarını belirlemektedir.
Doğal ortamda kazanılan bilgi, beceri ve diğer sosyal yeterlikler de, bilgisayarın sanal ortamında aynı kalitede kazanılamamaktadır.
Bu nedenlerle; okul programlarının, alışılmış disiplinlerin yanı sıra
bireyin elektronik iletişim ortamlarıyla ilişkisini düzenleme ve
bunlardan gereğince yararlanma yeterliklerini geliştiren uygulamalara da yer vermesi,
bireysel ve toplumsal şiddetin önlenmesi ve
sağlıklı birey ile sağlıklı toplum yetiştirilmesi için acil önem taşımaktadır..