Üç kızkardeş, gel bili bili...

Çehov, Üç Kızkardeş'i Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde öyle, öylece görünce hüzünlü bir müzik eşliğinde karşımda; İstanbul'la birlikte, solumda Aşk, daha solumda Eylül, ağladım taşra taşra Moskova özlemiyle.
Yarbay, Maşa aynı Maşa deği mi, taaa o Moskova yıllarından...
İrina haykırıyordu İrina, kardeşlerin en küçüğü müzik eşliğinde, ışık, mutlulukla çalışmalı diyordu, tembelliğe elveda, çalışmalı çalışmalı. Yarbay, araya giriyordu; bundan iki yüz yıl sonra, beş yüz yıl, dünya bambaşka olacak; daha güzel, çok güzel, bambaşka güzel.
Ah yarbay ah, al sana yüz yıl sonra manzara; değişen bir şey yok, dünya aynı dünya, biz, insan aynı insan!
Olga çalışıyordu Olga, kardeşlerinden memnun, Moskova gözlerinde tüte tüte, babasız, baba özlemiyle çalışıyordu Olga, kızların en büyüğü.
Andrey odasında Andrey, içeride, bilim adamı Andrey, ağabey, davul çalıyor, davul çalıp bir başına eğleniyor Andrey.
O yaşı altmışlarda doktorla bir ilgin yok değil mi Çehov?
Moskova'ya nasıl gidilecek Moskova'ya? Nataşa, o masum görünüşlü Nataşa, Andrey'le evlendikten sonra hele bir de çocuğu olunca, çocukları, değişti Nataşa; hükmetmeye başladı, yaktı yıktı herkesi Nataşa, ya inanamazsınız aynı Nataşa, güya dürüst, güya namuslu Nataşaaaa!...
Baba yaşasaydı, babanız, dönerdiniz Moskova'ya, o çocukluğunuza bizim alkışlarımızla.
Çehov, taşrada eriyip biten üç kızkardeşi ancak sen, evet sen böyle canlandırabillirdin İstanbul'da, yine bir İstanbul gecesinde, dışarıda yağmur varken, soğuk; aynı Moskova ateşiyle yana yaza, Çehov, bir sen!

1. Not: Maşa'nın kocası komik bir adamdı Maşa'nın kocası, kocaman bir zavallıydı Maşa'nın kocası ve Maşa Yarbay'da kendini bulan Maşa, Yarbay gidince bir kez daha ayrıldı kendinden Maşa, taşra esiri Maşaaaa!...

2.Not: Bir, iki, üç dört dil biliyordu kızlar, üç kızkardeş ama o dillerde, bilip de konuşamadıkları taşrada hep Moskova diye diye...

3.Not: İrina'ya aşıktı o ikisi; birisi sempatikti, yaşam dolu, hani Moskova'ysa Moskova, öteki, yani gel bili bili, alaycıydı, kalabalıklarda sinirli, ikili buluşmalarda aşık, korkutucu bir aşıktı.

4.Not: Eğer konu Çehov'sa, üç kızkardeş, Harbiye'ye gitmeli, Muhsin Ertuğrul'un önünde saygıyla eğilip coşkuyla alkışlamalı oyuncuları; oyunculardaki bizleri taşra taşra, olmadı Moskova Moskova, hadi bu da benden olsun tiyatro, İstanbul İstanbul alkışlamalı coşkuyla.