- Kategori
- Deneme
Uçan bir apartmanda yaşam

Şehirdeki insanların pek çoğu apartmanlarda yaşar. Kat kat, sefer tası gibi yaşamlar. Yer bellidir, yurt bellidir. O evde, o semtte oturur, o mahallede komşu, kasap, manav, bakkal edinir. İşe o mahalleden gider, dönüş yine orayadır.
Böylesi başı sonu belli, sabit yaşamların arasında hepsinden farklı bir apartman düşünün. Ayakları ve kanatları olan, bir apartman. Gezmeyi seven bu apartmanın sakini olsanız. Her sabah uyandığınızda başka bir manzara ile karşılaşsanız. Pencerenizin perdesi, her seferinde ayrı yerlere açılsa.
Her sabah, işe nereden gideceğinizi bilmeden uyansanız. Sizin apartmanın vicdanı, dolayısıyla adalet duygusu olsa. Kimi zaman 9 numaralı daire sakininin işine yakın, kimi zaman 1 numaralı daire sakininin hasta annesinin apartmanına yakın konuşlansa.
Hatta karlı günlerde çocuklarınızı, eşinizi, sizi her neredeyseniz almaya gelse. Tatile gittiğinizin dönüşünde sizi havaalanından ya da otogardan karşılasa. Yazları yaylaya, kışları sıcak bölgelere şöyle bir uğrasa. Hasret kaldığınız, kokusunu özlediğiniz uzaklarda okuyan evladınızın şehrinde uyansanız bir sabah. Torununuzun doğumunu telefonla öğreneceğinize, doğumun olduğu şehre ve hastaneye gidip, bu mucizeye bizzat tanıklık etseniz.
Televizyonda ilgiyle seyrettiğiniz seyahat programlarındaki keşfedilecek şehirlere, o programı seyrederken eş zamanlı gidiverseniz. Bir anda kendinizi ekrandan alıp, istediğiniz yerlerin sokaklarında gezinseniz.
Elbette 20 dairenin 80 sakini de aynı anda bu gezilere ister istemez eşlik etse. Dedik ya bu apartman vicdan sahibi. Hak yemiyor. Her dairede ikamet eden kişiye ihtiyacı olanı veriyor. Yani bugün bana, yarın sana demek gerekiyor.
Peki böylesi bir apartmanın sakini olmak sizin için bir kabus mudur, yoksa hareketli, paylaşımcı, macera dolu bir yaşam mıdır?
Çimen Erengezgin