Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '16

 
Kategori
Deneme
 

Uçmak üstüne...

Uçmak üstüne...
 

gelişenbeyin.net


İnsanlar yürürler; balıklar yüzerler ve kuşlar uçarlar… Bunu bilmeyecek ne var? Öyle mi dersiniz?
 
Aslında “uçmak” bu eylemler içinde en zor olanıdır. Yüzmek daha kolay, yürümek en kolayı...
 
Peki, insanlar uçamazlar mı?
 
Nasıl uçamazlar? İnsanoğlu uçmak için Wright Kardeşlerden beri (Belki de daha da eskisi var..) ne kadar çok uğraştı. 
 
Uzun uğraşlar sonucunda insan yavaş yavaş kanatlandı ve sonunda 500 kişi alabilen kocaman uçaklarla uçtu… Siz bunu uçmak mı sanıyorsunuz. Asıl uçmak kazlarınki. Kanatlarını çırparaktan gökyüzüne, ufuklara doğru, sınırları aşaraktan ülkelerden ülkelere… Evet. Asıl uçmak bu…
 
Ama insanoğlu onun da altında kalmadı,  o cesur insanlar yaptıkları yapay kanatlarla kendilerini dağdan atıp, bir güzel uçuyorlar… Acaba? Benim hala bir kuşkum var. Bu uçmak mıdır, yoksa kaçmak mı? 
 
Aslında insan için çok başka şekillerde “Uçmak”da var.. Örneğin insanoğlu gece rüyasında havalanıp bulutların üzerine çıkamaz mı? Böyle rüyalarımız olmaz mı? 
 
Bazılarımız diyecek ki, bunu da saymayız… Öyle uçmak mı olur? O düşte uçmaktır ama gerçek değildir.
 
Daha başka nasıl uçmak olabilir ki?
 
Hani bazen deriz ki, “bu sabah sevgilimi gördüm, o kadar sevindim ki, sanki kanatlanıp göklere uçtum..” İnsan çok sevinince uçar gibi olur mu? Belki ama bazıları bunu bile uçmadan saymazlar.  O çok sevinçtendir, mutluluktandır, sevgiliyi görünce uçmak, gerçek uçmak değildir, derler.
 
Olsun, yine de bazen insan uçmasa bile uçmuş gibi olur… Hele sevgilisini görünce.
 
Bazen de “Uçmak” lafını olumsuz anlamda kullanırız: Nasıl mı?
 
Fazla konuşan; gereksiz yerlerde gereksiz şeyler yapan… Ne bileyim ben, yani fıttırık tipler vardır… O adamları görünce, söylediklerini duyunca ne deriz… “Adama bak be… Adam uçmuş… Bu adamın söyledikleriyle, konuştuklarıyla tutarlılığı var mı? İşe bak sen… Bu adam uçmuş…!” Yani o sözü hangi anlamda söylediğimizi bir çoklarımız gayet iyi anlar. Bazen hayatta , söylemek istediğimiz sözlerin yerine başka sözler buluveririz. Örneğin, “Adam uçmuş…” deriz… Başkaları ne dediğimizi çok iyi anlar.
 
Başka…
 
Başka… Şimdi gençler çok fazla uçma talimleri yapıyorlar…
Yok öyle dağdan kanatlanıp, filan..  uçmayı söylemek istemiyorum… Onun yerine  gençler oturuyorlar, barlara, gazinolara veya neresini elverişli bulurlarsa, oraya… Ondan sonra gelsin bira, votka, envai çeşit içki … Ve sonra..Sonra esrar, eroin… Ve uçuyorlar..
Onları görenler de : “Bunlar uçmuş..”diyor. Bazen de uçalım derken, gerçekten bu dünyayı terk edip gidiyorlar. Bunların sayısı giderek o kadar çok artıyor ki , artık polis amcalar bunları parklardan, izbe yerlerden topluyorlar. Tabii, öyle fazla para filan bulamayanlar , tinerle, yapıştırıcılarla… Uçuyorlar ve uçuyorlar. Allah gençleri ve herkesi böyle uçmalardan esirgesin.
 
Uçmak… Keşke gerçek kanatlarımız olsa da uçsak… Ama bu mümkün değil. Allah herkese yaraşığını vermiş… Kuşlara kanat… Balıklara yüzgeç… Bizlere de ayak bacak… Yürü Allah yürü…
 
Bazı yazarlarımız, gazetecilerimiz de televizyona çıktıkları zaman öylesine atıyorlar ki, mangalda kül bırakmıyorlar. Bir bakıyorsun uçuyorlar… Ondan sonra yalanın bini bir para, Adamlar yalan söyleye söyleye uçuyorlar be… Hay Allah… Söylediklerinin hangi birisine inanacaksın… Hele o politikacılar, mikrofonu boş bulunca, at Allah at… Uç Allah uç…
 
Bunlara bakınca: Gül Allah gül…
 
Öylesine martavallar, öylesine tarihten, gerçeklerden uzak şeyler ki, Akıl mantık almaz ama “belki yutarlar..” diye  uçuyorlar, atıyorlar…
 
Yani gerçek hayatta da uçan uçana… Kaçan kaçana… 
 
Tabii öyle her sözü siz de yutarsanız, siz de kolaylıkla bulutların ötesine uçup, öte cennetlere gidebilirsiniz.
 
Uçmak öyle herkesin kesesinin karı değil… Marifet be… Marifet…
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..