Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '11

 
Kategori
Güncel
 

Ucube demek değil, yıkın demek tehlikelidir...

Ucube demek değil, yıkın demek tehlikelidir...
 

Her sanat eserinden, tarihsel anıtlardan, herkes farklı şekilde etkilenebilir...

Sanatı güzel ve gizemli yapan belki de bu farklılıklardır...

Öğretmen okulu yıllarında, resim öğretmenimiz yağlı boya çalışması olarak bir afiş yarışması düzenlemişti...

Okulumuzun Resim atölyesinde harıl harıl yağlı boya çalışması yapıyorduk. (O zamanlar okulumuzda dört adet resim-iş atölyesinin olduğunu da belirteyim)

Bu çalışmayı öğretmenimiz hem notla değerlendirecek hem de derecelendirme yapacak ve afişler okulumuzda sergilenecekti...

Arkadaşlar çok güzel çalışmalar yapmışlardı. Kendi aramızda birinciyi ikinciyi seçmiştik bile...

Ve değerlendirme sonuçlarını öğretmenimiz açıkladı...

Herkeste bir şok...

Cengiz arkadaşımız, beş dakika içinde bir afiş yapmıştı. Beyaz tuval üzerine siyah boya ile eğri büğrü bir çerçeve çizmiş, çerçevenin içine de çirkin bir yazıyla” boş” yazmıştı.

Bu afişin birinci olmasına bir türlü akıl sır erdirememiştik, arkadaşlarımız da itiraz etmişlerdi... Öğretmenimiz: "Hepiniz güzel afişler yaptınız ama gördüğünüz gibi bu da adı üzerinde boş bir afiş ama düşünce olarak dolu bir afiş" demişti... Şimdi öğretmenimizi daha iyi anlıyor ve hak veriyorum...

Başbakanımızın düşüncesinde bu anıt “ucube” olabilir, bundan doğal bir şey olamaz...Bunu dillendirmesinde de olağan bir şey yoktur... Bu, Başbakanımızın kişisel beğenisi, değer yargısı ve sanata bakış açısıdır... Başkaları da bu eserde daha farklı güzellikler, çirkinlikler ve tatlar bulabilir...

Bu açıdan baktığımız zaman Başbakanımızın bu esere “ucube” demesi o kadar önemli değildir...

Asıl önemli olan ve unutulan çok önemli bir ayrıntı vardır...

Şeytan ayrıntıda gizlidir derler ya...

Başbakan’ın“Yıkın bunu” demesi ucube değerlendirmesinden daha tehlikelidir...

Bu ülkenin bir anıtlar kurulu, sanat danışmanları, kısacası bu konuda uzmanları vardır...

Yıkın demek çok üst bir buyruktur ve ancak padişahlıklarda ve krallıklarda olur...

Dışişleri Bakanı’nın da aynı ifadeleri paylaşması şaşırtıcıydı...

Her nedense insanın aklına hemen padişahlar geliyor...

Wikileades belgelerinde A. Davutluoğlu için “Yeni Osmanlıcı” tanımı kullanılırken Başbakan’ın da bu etki altında kaldığı belirtilmekteydi...

Şimdi tüm bunlar birleşince asıl ortaya vahim bir durum çıkıyor...

İtalya’daki Pisa Kulesini biliyorsunuz...Eğri, devrilecekmiş gibi duran kule... Her yıl biraz daha eğilmeye başlayan kuleyi kurtarmak için İtalyan Hükümeti doksanlı yıllarda çok büyük bütçelerle bu eğilmeyi durdurmayı başarmıştı...

Fransa’nın Paris’in simgesi haline gelen ve turizm de para basan Eiffel Kulesi aslında bir demir yığınıdır...

Şimdi bu örnekleri niye verdim, tükürrüm bu sanatın içine diyen anlayış ve yıkın bu ucube anıtları diyen anlayış, Pisa ve Eiffel Kulesi hakkında ne düşünürlerdi?

Başbakan, yasaların demokrasinin olduğu söylenen bir ortamda “yıkın” deme gücünü nerden buluyor...

Geleceğimizi tehlikeye atan asıl unsur, heykele “ucube” denmesi değil, “yıkın bu ucubeyi” denmesidir...

Bu gözden kaçırılmaması gereken önemli bir ayrıntıdır ve geleceğimizi etkileyecek bir ayrıntıdır...

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..