Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Nisan '12

 
Kategori
Bilim
 

Uçuk fikirler 3: Nükleer Santral ne zaman?

Uçuk fikirler 3: Nükleer Santral ne zaman?
 

 

2005 itibarıyla dünyada 1100 civarında nükleer reaktör çalışır durumdadır. Ülke içinde üretilen enerjinin yüzde dağılımı açısından bakıldığında “1988 itibarıyla Litvanya toplam enerjisinin % 77,21'ini nükleer üretimle karşılarken, bu oran Fransa'da % 80'dir. Bu ülkeleri Belçika % 55,16, İsveç % 45,75, Ukrayna % 45,42, Slovakya % 43,80, Bulgaristan % 41,50, Güney Kore % 41,39, İsviçre % 41,07 ile izlemektedir. Dünyada halen 30 ülkede 438 nükleer santral reaktörü enerji üretiminde kullanılırken, 42 nükleer santral inşa aşamasında bulunuyor.
Şu anda ise Fransa’da işletmede olan nükleer reaktör sayısı 59 olup, ülkede nükleer enerjiden üretilen elektriğin payı %80 civarındadır.”

“Dünyada kurulu 438 nükleer santralin 272'isi (% 62’si) sanayileşmiş 7 ülkenin oluşturduğu G-7 ülkelerinde yer alıyor. G-7 üyesi ülkelerden İtalya'da nükleer santral bulunmaz iken, Fransa'da 59, Almanya'da 17, Japonya'da 55, ABD'de 104, İngiltere'de 19 ve Kanada'da 18 santral var.” (1)

Bütün bu rakamlar bize ne gösteriyor… Kalkınmış diye adlandırılan ülkelerin tümü de (İtalya hariç) çoktan beri Nükleer Enerji üretiminin içinde oldukları halde; kalkınmakta olan ülkeler (Türkiye dahil) daha yene yeni uyanmakta; durmadan,  “Yapsak mı, yapmasak mı?” ikirciklenmesi içinde ve şimdi “Acaba nereye yapsak ?” sorgulaması altında durmadan yerinde saymaktadırlar. Bu gibi teknolojilerin gelmesine ve ülkenin kalkınmasına karşı olan çevreler her zamanki yaygaralarını kopartmakta ve bu önemli gelişme için her türlü engellemeyi yapmaktadırlar. Elbette , nükleer kirlenme önemli bir konudur. Bu türlü Reaktörlerin çok ender de olsa, zıvanadan çıktıkları bellidir. Ama bir ülkenin enerji genel kütlesine katkıları inkar edilemez. Bakınız Fransa , enerjisinin %80’ni Nükleer Enerjiden elde ederken ve bu siyasayı daha 1975’de kabul edip, son derece önemli bir yol almışken, kalkınmakta olan ülkelerin bir çoğu nal toplamaktadırlar.

Bir kısım çevreler de kamuoyunu “Aman efendim, enerji açığımız Rüzgar enerjisi, Solar Enerjiden karşılayabiliriz… Nükleer enerjiye ne gerek var,” diyerek bu alanda çalışan bazı şirketlerin borazan başılığını yapmaktadır . Oysa, biliniyor ki, ne yapılırsa yapılsın  Türkiye’de ki enerji açığının ancak %8’i bu gibi alternatif enerji türleriyle karşılanabilir. Geride kalkınmakta olan bir ülke için son derece büyük olan bir açık vardır ve bu açık gün be gün büyümektedir…

Türkiye gibi, petrolü olmayan, doğal gazı olmayan… diğer enerji kaynakları yetmeyen bir ülkede başka gidecek yol yoktur. Türkiye’ eninde sonunda Nükleer yola başvuracaktır ; kendi santrallerini kuracaktır. Ama Türkiye bu alanda da dışa bağlı, bağımlı olduğu için kıvranıp durmaktadır. Çünkü böyle bir N.Santralın masrafları oldukça yüklüdür ve Türkiye’nin bu alanda oldukça büyük masraflara gireceği bellidir.

Bu alanda uzun yıllardır çalışan, Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nin bir Nükleer Reaktör . Elektrik Enerji Santralının kuruluşundaki öncü rolü ne olabilir?  Bu sorgulanmalıdır.

Diğer yanda Devleti ve milleti düşündüren en önemli soru ; “Eğer bu santralların kurulmasına karar verilirse (bu konuda iktidar kararlı gözükmektedir) nereye kurulacaktır?”  Halen kurulması planlanan  yerler , gazete manşetlerine geçti bile .Bunlar:

Nükleer santrallar nerelere kurulacak, bununla ilgili araştırmalar yapıldı. İşte herkesten gizlenen nükleer santral kurulacak yerler.
Ankara-Nallıhan (Sarıyar Barajı yanında)
Beyşehir-Seydişehir
Akçakoca-Ereğli
Kırklareli-İğneada
Kırıkkale-Nevşehir arası
Mersin-Akkuyu ve Sinop , olarak belirlendi.(2)

Bu belirlenen yerler için  yerli halktan çok önemli itirazlar gelmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla şimdilik iki tane Santral’la yetinilecek; onlar başarıyla tamamlandığı takdirde diğer Santrallar devreye girecektir.

Şimdi bana göre , İlk iki Santral’ın kurulması için iki olası yer , zaten burasının daha önceden  belirlenmesi bakımından oldukça belirgindir.

Bana sorsalar ,  Birinci santralı , Ermenistan Nükleer Santralı’nın karşısındaki alana, yapın, derim. Metzamor Nükleer Santrali , hemen Türkiye sınırları yakınındadır (30 km) , Iğdır topraklarında kalan bu bölümde bir santral kurmanın bence sakıncası yoktur. Çünkü burası tabii olarak belirlenmiş bir bölgedir. Tabii, böyle bir Santralı kurarken, depremlere ve diğer tabii afetlere karşı her türlü tedbiri almak gerekir.

İkinci  bir Santral’in bence Türkiye içinde değil ama , Kardeş ülke Kıbrıs’ta kurulması için ortak girişimlere başlamak gerektiğini düşünüyorum. KKTC’nin oldukça büyük bir enerji açığı vardır. Bu ülkede kurulacak bir Nükleer Santral hem oranın hem de bizim büyük bir ihtiyacımızı karşılar. Peki burada nerede kurulabilir? İşte, Karpaz’lar bölgesinde, Karpaz yarımadasının , o sivri burnunun tam ucuna bir Santral oturtmak mümkündür. Burası da oldukça meskun alandan uzaktır (Daha çok yılkı eşeklerinin yaşama mahallidir). Ve pek itiraz götürmez.

Biraz düşünün derim… Nasıl olsa eninde sonunda benim dediğime geleceksiniz..!:)

…………………..
1.http://www.objektifhaber.com/dunyada-kac-tane-nukleer-santral-var-34586-haber/
2. http://www.denizhaber.com/HABER/9235/1/denizhaber-denizcilik-deniz-haber-turk-denizciligi-bosporus-turk-bogazlari-istanbul-bogazi-canakkale-bogazi-dto-turkish-maritime-pilotage-marine-environment-deniz-kirliligi-balikcilik.html

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..