Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '11

 
Kategori
Anılar
 

Üçüncü sayfadan bakan Gelincik

Üçüncü sayfadan bakan Gelincik
 

Çok zaman geçmiş. Nerden baksan artı eksi, bin yıl vardır. Yedi, sekiz yaşlarında olmalıyım. Doğmadığım ama büyüdüğüm mahalledeyim. Mahallede çocuk boldu. Bu bolluğa iki çocuk daha eklendi. Bir çocuk daha vardı ama ondan efsane gibi bahsedilirdi.

Tekin’miydi yukarda bahsettiğim iki kardeşten erkek olanının adı? Obez olmaya yakındı nerdeyse. Bizler zargana tabir edilenlerdik genelde. Yemekle pek işimiz yoktu. Ya Tekin! Ne yedin Tekin? Tavukçuk, pilavcık, karpuzcuk. -Cuk ekinden Tekin’in bu mönüyü çok sevdiği belli oluyordu. Kızkardeşi de öyleydi. Şişko yani. Aslı diyelim ona. İsmini hatırlamıyorum bile. Neden Aslı ismini yakıştırdım ki? Babaları noterdi. Aslı gibidir damgası vururdu en çok herhalde. Öyle değil midir? Tasdik ederler işte!

Aslı, Tekin gibi değildi ama. Yediğini inkâr etmemesine rağmen, saftirikçe yediklerini söylemezdi. Pek sokağa da çıkmazlardı sanki. Belki de bir yaz boyunca oturdular o evde. Anneleri de çalışıyordu sanırım. Avukat gibi kalmış aklımda. Dedim ya bin yıl geçti aradan.

Bir çocuk daha vardı evde. Yaşı aşağı yukarı bizim kadar olmasına rağmen, çocuk olmasına izin verilmedi. Büyükçekmece Çocuk Yurdundan evlatlık edinmişlerdi. Tekin’in ismini –varsayalım- tadında hatırlıyorum, Aslı’nınkini babasının mesleği ile özdeşleştirerek yazıyorum da, çocuk olmasına bu evde izin verilmeyen Gelincik’in ismini o kadar net hatırlıyorum ki….

Gelincik’i gördüğümüz zaman bembeyaz teninde morluklar görürdük çoğu zaman. Ev işlerini yapması için evlatlık alındığı söylenirdi.

Bizim evde o aileden tiksinti ve belli bi uzaklıkla bahsedilirdi. Annem de babam da çok kızarlardı. En çok da annem ama.

Sonra ne oldu bilmiyorum. Bu dıştan çok medeni olan aile taşındı mı? Yok oldular. Bir yaz kalmışlardı ama.

Tekin mönüsüne –cık, cik eklerini ekleyerek sayar, biz onunla dalga geçerdik.

Gelincik’i arka odadan morarmış kolunu, yüzünü gördüğümüzde, içimi bi ürperti kaplardı.

O arka odadan, gazetelerin üçüncü sayfasındaki vesikalık fotoğraf gibi, geleceğe umutsuz ve yorgun yorgun bakardı.

Onlar da mor mor mühürleyip, tasdik ederlerdi durumu. Babaları noterdi ya!…

 

 

 
Toplam blog
: 246
: 1012
Kayıt tarihi
: 15.02.08
 
 

..