Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ağustos '07

 
Kategori
Felsefe
 

Uçurum uçurum...

Uçurum uçurum...
 

Sen uçuruma baktığında uçurum da sana bakar, demiş sonu delilikle biten filozofun biri. Adam doğru söylemiş. Söylemiş ama, cesurca hep uçurumlarda gezindiği, uçurumun söylediklerini umursamadığı için de sonsuz düşüşe bırakmış kendini.

Yirminci yüzyıl düşünürleri ve aklı başında her insan, bu adam neden uçurumlarda gezmiş diye kafa patlatmış. Ama uçurumlarda gezmeyi çok azı göze almış. Çoğu da sadece anlatmışlar uçurumların güzelliğini...

Bu yüzyılın insanları uçurumlar hakkında ne biliyor! Bizler düşüncelerimizin uçurumlarında gezmeyi deniyor muyuz? Tanrı, din, savaş, küreselleşme, siyaset, seks, özgürlük, kadın, birey, hatta taş, ağaç, kedi, kömür... (siz hiç kömürü beyaza boyayıp yakan insan gördünüz mü?) sözcükleri istediğimiz kadar çoğaltabiliriz. Siz bu sözcükleri uçurumlarda gezdirdiniz mi hiç?

Bir uçurumdan denize atladığında suyun derinliğini bilemezsin; atlamadan. Gözlerin uçurum gibi, bakmaya korkuyorum. O gözlere bakamayanlar, uçurumdan atlayamazlar...

Düşünmekten korkmayalım, bugüne kadar düşünülenlerin ötesine geçelim. Yeni kıtalarda uçurumlar keşfedelim. Kavramlar ve semboller dünyasını aşalım. Her ağaçta bir yaprak olalım, sararıp solalım. Dalında güzel olan yaprağı düşerken yakalarsan, avucunda da güzel görünür...

Yaşadığınız gökdelenlerden, geçtiğiniz köprülerden daha yüksek olsun düşünce ufkunuz, uçurumunuz...

Adam söylemiş. Kim ki intihar etme noktasından dönerse, hayatı daha anlamlı olurmuş. Ben bunu bedensel intihar olarak algılamıyorum. Uçurumlarda gezdirdiğiniz düşüncelerinizin intiharıdır bu...

Eğer cesaretiniz yoksa, yine de tek başınıza bakmayın uçurumdan. Elimi tutun....





 
Toplam blog
: 22
: 1841
Kayıt tarihi
: 30.07.07
 
 

5 Ekim'de, sonbaharın güzelliğini görmek için doğmuşum. Öğretmen olana kadar, okumam gereken tüm ..