- Kategori
- Ben Bildiriyorum
UHT okul sütü içmeseniz de olur, morfinman yapıyor!

Okullarda dağıtımı yapılan süt üzerine herkes konuştu. Konunun uzmanı olan olmayan herkesin görüşleri medyaya yansıdı. Tartışmalara farklı bir boyut katan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Ahmet Aydın, “UHT sütleri 135 derecede kaynatılmış, içinde tek bir faydalı bakteri kalmamış, dayanıklı beyaz eşya gibi bir süt! Bu sütleri 135 dereceye çıkartıyorlar. Bunun için de yüksek basınç kullanmaları gerekiyor. Yüksek basınç kullandığınız zaman o süt proteinleri de çok ciddi tahribata maruz kalıyor. Geriye biraz protein parçacıkları kalıyor ama onların da yapısı değişiyor. O nedenle en alerjik gıda süttür” diyor.
Prof. Aydın, sütlerin morfin etkisi yarattığını belirterek, “Bu süte alışan çocuk bir daha kurtulamıyor, başka bir şey içmek, hatta yemek istemiyor” diye konuştu. UHT sütlerin zararlarından da bahseden Prof. Aydın, “Bunun bedeli ağır, zira çocuk ağrı hissetmiyor, ağlamıyor ama astım, tiroid, MS gibi hastalıklara çok daha kolay yakalanıyor. Dikkat bozukluğu ve hiperaktivitenin müsebbibi de büyük oranda bu sütler! Eğer kutu süt kampanyası sürerse, morfinman bir nesil yetiştireceğiz!” dedi.
Mine Şenocaklı'nın Vatan gazetesinde “Kutu süt çocuklarda morfin etkisi yapıyor” başlığıyla yayımlanan Prof. Ahmet Aydın’ın ile yaptığı söyleşisinde söz edildiğine göre, ortaya çıkan olumsuzluklar sütlerin üretim aşamasında hijyen kurallarına uyulmadığı ortaya çıkıyor.
Prof. Aydın 135 derecede basınçlı ortamda UHT yöntemi ile hazırlanan sütlerin faydasından çok zararı var. UHT işlemi sırasında sütte zararlı bakteriler yok edilirken aynı zamanda yararlı bakterilerde yok ediliyor.
İlk problemler ortaya çıktığında “sütler bozuk” denildi fakat bakanlık açıklama yaparak sütlerin bozuk olmadığını kamuoyuna duyurdu. “İkinci gün ise Laktoz entoleransı düşük bir ırk olduğumuzdan bu vakaların olması doğal” dendi. Oysa Türk ırkının yüzde 50-70’inde rastlanan bir durumdu bu, ama sadece belli bölgelerde, belli okullarda karşılaşılmıştı bu vakalarla. Sorun laktoz entoleransından kaynaklanıyor olsa, tüm yurtta görülmesi gerekirdi. Dolayısıyla bu yaklaşım da vakaları açıklamaya yetmedi. Bu kez zehirlenme olasılığı geldi gündeme... Henüz araştırılıyor, sütler analiz ediliyor, sonucu hep birlikte göreceğiz...”
Prof.Aydın Mine Şenocaklı’nın “Yani kutu sütler bozuk mu?” sorusuna verdiği yanıtta
“Evet bozuk ya da paketlenirken mikrop bulaşmış.”diyor.
Şenocaklı, nın ,”O kadar UHT işlemine rağmen?” sorusuna verdiği yanıtta “Yanlış anlaşılmasın, UHT sütte mikrop olmaz. Ama paketleme sisteminde mikrop bulaşmış olabilir. Çünkü 7 milyon tane kutu süt yapıyorsunuz. Çok hızlı bir şekilde yapıyorsunuz ve bir de bu işi ihaleye çıkarıp, en ucuz fiyat verene veriyorsunuz... Bu yüzden de bu olay enfeksiyon olarak kokuyor. Yoksa 200 ml sütle bu kadar çocuk hastaneye düşmez. Sadece gaz sancısı olur... Olsa olsa çocuk biraz yellenir, biraz “karnım ağrıdı” der. Bu büyüklükte bir hastane olayı olmaz.”
Bu da gösteriyor ki enfeksiyon kaptılar?
“Çok muhtemelen enfeksiyon. Bir de besin zehirlenmesi bu şekilde ishal tarzında çıkar. Tabii mühim olan aynı tip sütü siz verdiğiniz zaman bu olaylar devam edecek demektir. Bunun tedbiri alınmalıdır.” diyor.
İzmir Belediyesinin yıllardır dağıtımını yaptığı günlük sütlerde olumsuz bir durum yaşanmadığı belirtilen söyleşiyi okumanızı öneriyorum.
Bakanlığın mevsimsel koşullar nedeniyle ortaya çıkan süt fazlasını değerlendirmek için ortaya koyduğu proje kamuoyunu daha çok meşgul edeceğe benziyor.
Vatan Gazetesi’nin 7 Mayıs sayısında yer alan söyleşinin tamamına ulaşmak için; http://haber.gazetevatan.com/Haber/448518/1/Gundem