Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '14

 
Kategori
Dünya
 

Ukrayna’yı kim yaktı?

Ukrayna’yı kim yaktı?
 

Türkler olarak güzel Rus bayanları ile yakından tanıdığımız Ukrayna yangın yerine dönmüş bir durum sergilemektedir. Kim yaktı bu alımlı kızlar ülkesini? USA, İsrail, İran, Rusya, AB, Türkiye. Bence “asil” fail Türkiye. T.C. hükümeti değil elbette. Ukrayna halkının özgürlük arayışlarının ateşleyici unsuru Türk Halkı olmuştur. Dünyanın dört bir tarafında sıcak gündem olan Gezi Parkı Direnişi yaptı yapacağını. Ne mi yaptı? Günümüzde tarihi bir halk özgürlük hareketinin baş aktörü olduğunu kanıtladı. Domino etkisi yaparak bir başlangıç yaptığı kanısını taşımaktayım. Kişi hak ve özgürlükleri alanında sınıf dışı bırakılmış olan ülke insanlarının, aynı fay hattı üzerinde bulunan toprak kütleleri gibi kitleler halinde hak ve özgürlük hareketlerini başlatmaları kaçınılmaz bir realite olarak gözükmektedir.

 

Bu eylemler başkaldırıdan uzak toplumların kişilik arayışlarındaki “ben ve biz” deklarasyonudur, aslında. Kime ve kimlere karşı? Koltuk ve hüküm sahibi “hep ben bilirimcilere” karşı. Sosyoloji ve temel insan hakları konularında enformasyon noksanlığı yaşamakta olan, umursamaz, sorumsuz yöneticilere karşı bir bildirgedir.

 

Bilgin olmak demek, isminin önünde unvan, san, nam niteliklerini yazdırmakla olmuyor yalnızca. Bilge: Bilen kişi. Halkı, halkın bizatihi kendisinden daha iyi tanıyan, bilen kimse olamayacağına göre, halk eylemlerinde bilirkişi doğal olarak yine halkın kendisi olmaktadır. Basit bir mantık denklemi.

 

Gezi Parkı Direnişi’nde olduğu şekliyle gençler yine ön plandadırlar. Ama onlar kolay kandırılıyorlar? Hayır. Teşhis hatası. Öncelikle gençlerin birer yetişkin oldukları gerçeği kabul edilmiyor. Sorun burada başlıyor.

 

Kadın haklarında iyileştirmelerin yapılmaması, ekonomik gelir dağılımında adil olmayan uygulamalar, herhangi bir şekilde yönetimi ele geçirenlerin dededen kalma mirasa sahip çıkarcasına kendilerinden başkalarını hak ve söz sahibi olarak görmemeleri, bunun yanında, yarın ölmeyeceklermişçesine yaşam sürme çabaları.

 

Durunuz ve bir nefes alınız, lütfen. Vatandaşların istek ve beklentilerine önem veriniz. Onları can kulağı ile dinleyiniz. Yanlış anlaşılmasın, dinleyiniz derken; evlerine, işyerlerine, haberleşme ve ulaşım araçlarına “böcekler” yerleştirin anlamı çıkarılmamalıdır.

 

Zor olan nedir? Algılama güçlüğü çekiyor insan. Paylaşımcı olunacak, hepsi bu kadar. İşte o zaman sıkı sıkı sarılmakta olunan koltuklarda rahat rahat arzu edildiği kadar oturulabilir. Bu derece aç gözlü olmanın anlamı nedir? Görüldüğü üzere hiçbir şey kimseye kalıcı olmuyor.

 

Empati güzel bir sözcük. Denemekte yarar olduğunu düşünüyorum.

 
Toplam blog
: 635
: 614
Kayıt tarihi
: 07.09.13
 
 

Şiiri, yazmayı seviyorum..hepsi bu kadar.. ..