- Kategori
- Etkinlikler / Festivaller
Ula, öyküleri ile yaşayan evlerinin arasından kültür ve sanat geçti

Ula Belediye Başkanı Nadi Şenkal Yönetmen Ulalı Yüksel Aksu ile birlikte.
Önceki günlerde gerçekleşen Kültür ve Sanat festivali oldukça coşkulu ve güzel geçti. Çok içten yerel özelliklerle hazırlanmış program üç –dört gün süreyle bir belgesel niteliğinde belleklere izler bırakarak geçti.
Öyle ki, “ Fethiye’de oturuyorum Başkan program için geldim, ne güzel şeyler hazırlamışsınız çok teşekkür ederim, diyen Ula kökenli sevenler, Başkanla içten kucaklaşmalar yaşandı.”
Kültür ve Sanat Festivali’nin kendi öz değerleri ile buluşması çok sevecen yaşandı.
Programa şöyle baktığımda aynı izleri ve etkileri veren içerikte kültür ve sanat etkinlikleri herkes için aynı düşüncede yaşandı.
Öyküleri ile yaşayan evlerinin içerisinden sızan kültür ve sanat pek çok izleri ve öykülerini bırakarak tarihe geçti.
Belediye Başkanı Nadi Şenkal beyefendiyi gerçekten tekrar kutlamak gerekli, diye düşünmekteyim. Eğer bu programa yüreğim ısınmışsa, izleri de etkileyici ve gerçekçidir.
Biraz akşamın o serin havasında neler yaşandı? Görelim. Örneğin yemek yarışması hemen orada kısa sürede izleyebildiğim halkın konuşmalarına neden oldu, beğenmişlerdi.
Rıfat Çığ tanırsınız hani şu Muğla’da Muğla dokusunun tarihini belgesel çekimleri ile emek veren dostlarımız.
Ula’da “ Ateşten Doğan Orman” belgeseli ile karşımıza geldi. Rıfat Çığ’ın belgesellerinden hoşlanıyorum, oldukça çekici ve etkileyici buluyorum. O nedenle yüreğim beni yine “Ateşten Doğan Orman” çekimlerine attı.
Hani şu bildiğimiz, her gün çeşitli nedenlerle ciğerlerimizin yandığı güzelim ormanlarımız konu alınmıştı bu kez.
Ancak Rıfat Çığ gerek mesleki bilgilerine ve araştırmalarına dayanarak yanan ormanın tekrar kendi canlı hayatına dönüş yaptığını iyi incelersek görebiliriz, diyordu. Kendini yeniler, canlanır diyordu.
Tabiatın gücü ve dönüşümüne kim inanmaz ki? Yeter ki ona hayat verecek, soluk alacak damarlarını kesmeyelim.
Ormanlarımızı korumak sözde gerçekleşecek işler değil. Biz tabiatla yaşam süreceğimizi soluk alacağımızı pek çok çıkarlar, sözde korumalarla, dikkatsiz yaklaşımlarla, bilişsiz etkilerle, çıkarlar uğruna neler kaybetmiyoruz ki, can damarlarımızı hayatımızı, geleceğimizi, sağlıklı yaşam koşullarını , gelişmişliğimizi kaybediyoruz.
Rıfar Çığ oldukça gerçekçi belgeseli ile can damarımıza basıyor, haykırıyor ormanlarımız yandığında onun dönüşebileceğini unutmayalım o hayat verecek damarları kesmeyelim, yok etmeyelim, diyor.
Ne zaman beyinlerimiz duru, yaşadığımız herşey duru olacaktır.
Ve o belgeselden sonra Rıfat Çığ Başkan Nadi Şenkal’a bir söz verdi. Ula evinin bir restorasyonunda başından sonuna dek çekim yapacak ve belgesel hazırlayacak.
İnanıyorum ki, Ula evlerinden ilginç öykülere rastlayacak, yaşanan hayatın duygu ve düşüncelerin izlerini görecektir.
Görkemli öyküleri ile yaşayan gül kokulu bahçelerinin içinden geçen hayatlar…?
Fotoğraf Kulübü etkinliklerinde sevgili dost, arkadaşım Şevki Bardakçı’nın “Kültürlerin kesiştiği Yer, Akdeniz konulu gösterisi değişik kesitlerden, değişik ülkelerden esintiler, karakterler getiriyordu.
Şevki Bardakçı’yı Muğla Müzelerinin bölümlerinin oluşmasında, açılmasında çevresiyle birlikte Müze avlusuna hayat verdiği, emek verdiği o çalışmaları ile anımsarsınız. Şevki Bardakçı mesleki duruşu ve sade düşüncesi ile müzeye ayrı duygular katmıştır.
Şevki Bardakçı Ula’nın kendi evladı olarak Ula etkinliklerinde başkanın yanında yer aldı.
Kyllandos antik kenti varmış, orada gösterimde izledim. Ula Belediyesi’nde çalışan etkinliklere çok emek veren Yerkesik kökenli Hafize Toksöz(Kasap) izletti.
Günsu Yiğitcan küçük bir öğrenci o da çekimler yapmış, annesi kızımla gurur duyuyorum, diyordu.
Ve, hepinizin yakından tanıdığı Yüksel Aksu, söz verdiği için kendi halkına, kısa bir süre de olsa aralarında idi. Ve Entelköy Efeköy’e karşı filmi Ula halkını yakından etkiledi.
Ve yazımda Yüksel Aksu’ya bir mesaj iletmek istiyorum. Mesaj şöyle; “ Yüksel Aksu’ya ulaşma imkanınızvar ise, Kadirli Halkının çektiği "TURPLAR VADİSİ", Aydın yöresinde çekilen İNCİR ile ilgili yöresel figürler ve şive ile çekilen çok harika filmden sonra biz de NAR ve NARENCİYEMİZ ile ilgili bir film çekilse diyoruz, bahçede kalan, para etmeyip üreticisini ağlatan bu ürünlerimiz için kısa bir filmi de sevgili hemşerimiz çekebilirmi halkımız ile ? Ben bir isim buldum sanki DALAMAN NAiR_PORT mesela, selamlar-Mehmet Keza KUNDAKÇI-Ortaca Turunçgil Üreticileri Birliği Başkanı.
Yönetmen Yüksel Aksu’nun bu konuda bir değerlendirme yapacağına inanmaktayız. Halkın ve üreticinin ekonomik durumunu etkileyen konular, yaşamın içinden gerçekler.
Ula Kültür ve Sanat Festivali tüm Ula ve çevre halkını, yöresel ve bölgesel genişlikte izlenecek bir program olarak tarihe ve belgelere geçmiştir.
3 yıldır gerçekleşen program gelecek yıllarda çok daha geniş kapsamda ve içeriklerle yaşanacaktır.
Başkanı ve Ula halkını tekrar kutluyoruz. Hayırlı uğurlu olsun.