Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

02 Ekim '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ülkede toplam kaliteyi artırmalıyız

Ülkede toplam kaliteyi artırmalıyız
 

Türkiye 30-40 yılda fiziksel olarak epey yol katetti.

Türk insanı iyi uygulamaları çok güzel taklit ediyor ve başarı ile ülke sathına yayabiliyor.
 
Mesela Organize Sanayi Bölgeleri ile TOKI konutları buna en güzel iki örnek.
 
Eskiden sadece Ankara, istanbul, izmir gibi büyükşehirlerde olan imkanlar artık yurdun her köşesinde var. Artık mobilizasyon bir zorunluluk değil, bir tercih. Artık her şey yerinde vatandaşa ulaşabiliyor. Son yıllarda ülkedeki ulaşım ve iletişimin önündeki engeller de kaldırılınca ilerlemeler peşi sıra geldi.
 
Artık Organize Sanayi Bölgeleri (OSB'ler) her yerde, artık toplu konutlar (TOKI) her yerde, artık hemen
hemen her ilde üniversite ve havaalanları var. Havaalanlarımız dünya çapında örnek gösteriliyor. 
İlin konumuna göre otobüs terminalleri daha modern görünümde (İstanbul hariç).
İlin coğrafi konumuna göre tren garları, vapur iskeleleri daha modern bir görünümde.
Artık otomobil sahipliği sorun değil.
Artık çeşit çeşit petrol istasyonları ve otomobiller var. Elektrikli otomobillerin de eli kulağında.
Ülkede birbiri ardına her yere deli gibi Alışveriş Merkezleri (AVM'ler) açılıyor.
Bütün iller duble yollarla bağlanıyor, otoyolların sayısı artırılıyor.
Cep telefonu sahipliğinde ve cep telefonu hizmetlerinde Türkiye dünyada hatırı sayılır bir yere sahip.
Artık karakollar şeffaflaşıyor ve daha ferah.
Artık askerlik daha iyi şartlarda yapılıyor.
Ülkenin dört bir yanında zincir marka mağazaları, zincir fast-food restoranları var.
MIGROS, KIPA, TANSAŞ, ŞOK, DIASA, BIM, A101 gibi zincir marketler artık ülkenin her yerinde.
Ülkede fuarcılık gelişti hemen hemen her ay ülkede bir fuar var.
Şehir merkezlerinin albenisi daha da geliştiriliyor, değişik simgesel heykeller, tema parklar yaratılıyor.
Eskiden bu kadar kreş, ana okulu yoktu, sayıları artırılıyor.
Eskiden okullar bu kadar çeşitli değildi, şimdi çeşit çeşit özel ve devlet okulları var.
Hastanelerde hizmet kalitesi artırıldı, sağlık ocakları artık mahallelere kadar girdi, eczanelerde rahatlıkla ilaç alınabiliyor. Her ilde üniversite olması ilin ekonomisini ve sosyal kültür ortamını canlandırıyor. Eskiden oteller bu kadar etkin kullanılmıyordu, şimdi konferans, balo, eğitim amaçlı daha çok kullanılıyor. Internet gibi yeni bir kavram hayatımıza girdi, işler daha da hızlandı, artık e-devlet uygulamalarından yararlanmak çok kolaylaştı. Şimdi artık tema parklar, büyük parklar yapılmaya başlandı. İnsanlar düzenli yeşil ortamlarına kavuştu, buralarda spor aletleri
ile spor da yapabiliyor. Her ilde statlarda, spor salonlarında genellikle belediyeler çeşit çeşit kültür-sanat ve festival etkinlikleri düzenleniyor. Ülkede 70 binden fazla camide insanlar özgürce ibadet yapabiliyorlar, her geçen gün camilerin sayısı da artıyor. Artık mezarlıklarımız daha bakımlı, mezarlık hizmetleri daha kolaylaşmış durumda.
 
Yani beşikten mezara insanların bütün ihtiyaçları artık oldukları yerde çok rahatlıkla karşılanabiliyor.
Bir insan daha ne ister ki!? Bir insan barınmak için ev ister (artık TOKI ile bu daha kolay),
bir insan yaşamak, hayatını kazanmak için çalışmak ister, bir işi olsun ister. Böylece kendini geliştirmek hayatta anlamlı şeyler yapmak ister. O nedenle ben çalışmak isteyip de çalışamayan insanları gördükçe, kahroluyorum. Bir insanın işsiz kalmasını aklım almıyor, bu ortamı hangi düşüncede olursa olsun toplumun sağlamasını gerektiğini düşünüyorum. Bir insan yine daha rahat şartlarda işine, evine gidip gelmek için arabası olsun ister. Artık bir insanın ortalama
bir geliri varsa bunu taksitle gerçekleştirmesi de kolaylaştı. Hatta yerli Türk Otomobili yapımı konusunda ülkede çok büyük bir istek ve heyecan var. Bir insan okula gitmek, eğitim almak ister. Artık anaokulundan üniversiteye kadar bulunduğu ilde bunu yapabilir. Bir insan hastane, eczane, sağlık ocağına, 112 Acil Servise rahatlıkla ulaşmak ister. Bir insan güvenli bir ortamda  yaşamak ister, karakol ve askeriye bir ihtiyaçtır. Bir insan çoluk çocuğuyla geleceğe güvenle bakmak için sigortalı olmak ister, iş güvencesi olmasını ister. Bir insan kitap, sinema, gazete, dergi, tiyatro, müzik VCD/DVD gibi şeylere kolay ulaşarak kültürünü geliştirmek ister. Bir insan azimle, anlamlı yaşamak için inancını özgürce yaşamak ister. Bir insan değişik yerler, kültürler görmek için gezmek ister, turizm ister. Bir insan son noktada okuyarak, araştırarak, kafa çalıştırarak kendini geliştirmek ister. Yani demek istediğim artık yavaş yavaş ülkede alt yapılar gelişiyor. Artık bundan sonra bu altyapılar üzerine anlamlı yeni bir şeyler kurmak gerekiyor.
 
Örneğin artık ülke olarak kendi helikopterimizi, savaş uçağımızı, tankımızı, savaş gemimizi, vagonumuzu, uydumuzu, telsizimizi, hatta kendi robotumuzu bile yapmaya başladık. Bunlar çok güzel gelişmeler, yıllardır olmasını beklediğimiz hayaller gerçek olmaya başladı, gerçekten sevindirici bir durum.
 
Artık ülke olarak hedefimiz kurumsal yapı içinde iyi organize olarak marka yaratarak yüksek teknoloji üretmek olmalıdır.
 
Kendimiz için olduğu kadar dünya milletleri için de anlamlı şeyler yaratıp bunu satabilmemiz gerekiyor. Örneğin gerçekten yerli otomobili seri bir şekilde üretip bunu en azından 30-40 yıl sürdürebilirsek işte devrimsel başarı bu olacaktır.
 
Yani ülkede artık nicelik sorunu yok. Daha çok niteliğe, kaliteye yönelmemiz gerekiyor.
 
İnsan odaklı, insanı her bakımdan koruyan sosyal sistemleri kurmalıyız. Tıpkı İskandinav ülkeleri gibi.
Yani insan odaklı sistemlerin kalitesini artırmaya bakmalıyız. örneğin anayasamız özgürlükçü olmalı.
Düşünce, inanç ve fikir hürriyetini, özgürlüğünü çağdaş batılı ülkeler seviyesine getirmeliyiz, hatta aşmalıyız.
 
Ülke olarak innovasyona, yeniliğe, ARGE'ye değer vererek teknolojimizi geliştirmeli, üniversitelerimizi
verimli kullanmalıyız.
 
Türkiye enerji konusunda dışarıya bağımlı. Her sene 5-60 milyar dolar enerji ithalatı var. 
Bu bağımlılığı azaltacak çaraleri aramak zorundayız, belki demiryollarını, hızlı tren sistemini geliştirmeliyiz.
 
Demokrasimizi geliştirmeliyiz, %10 seçim barajı gibi ayıplarından kurtulmalıyız. Halkın tercihlerine ipotek koyulma ayıbından kurtulmalıyız. Oylar boşa gitmemeli.
 
Aanayasal haklara büyük özen gösterilmeliyiz. Yasaları hızlı ve adil dağıtılmalıyız.
 
Enerjide alternatif yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeliyiz.
 
Sağlık ve eğitim kalitesini artırmalıyız.
 
Çevre performansımızı artırmalı, çevresel kaynakları korumalıyız.
 
Daha etkin ve kolay ekonomik birliktelikleri teşvik etmeliyiz.
 
Çalışan hakları ve örgütlenmeyi demokrasimizin sağlığı için kolaylaştırmalıyız.
 
Kendi sosyal medyamızı, kendi özgün teknolojilerimizi geliştirmeliyiz.
 
Teröre karşı etkin önlemler almalı, askeri bakımdan geri kalmamalıyız.
 
Kurumsal yapıya önem vermeli, marka yaratmak ve bunu yaşatmak için çalışmalıyız.
 
Ülkede emniyet kültürünün yerleşmesini sağlamalıyız.
 
Ülkede denetleme mekanizmalarının etkin çalışmasını sağlamalıyız.
 
Yani sonuçta ülkemizin daha çok düşünmeye, daha çok olumlu düşünen insanlara, 
sosyal sorumlu girişimcilere ihtiyacı olduğunu bilmeliyiz.
 
 
 
 
 
Toplam blog
: 648
: 2341
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1995 ODTU Fizik Lisans, 1998 ODTU Fizik Yüksek Lisans (Biyofizik)  mezunuyum. Özel sektörde kalit..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara