Ülkemin birliği ve esenliği için 'ahlaklı ' Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekliyoru

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından muhalefetin Cumhurbaşkanı 'Çatı adayı' Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu açıklandığı an tüm Türkiye, aday için aaaa kimmiş bu İhsanoğlu?' dedirtecek kadar sürpriz bir isim olmuştur.

Hele Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kamuoyunda 'medyatik,' 'popüler' bir isim olmaması; 'tanınmamış,' 'siyasetçi olmayan' bir simanın aday gösterilmesi; başta yandaş medya olmak üzere AKP İktidarı neredeyse 'zil takıp oynuyor.'

AKP Cephesinden ilk tepki Gaziantep Milletvekili Gazeteci-Yazar Şamil Tayyar'dan geldi.

Düşüncelerini twitter dan dile getiren Tayyar, 'Çatı adayı belli oldu. Başbakanımızı kutluyorum, hayırlı olsun!' derken; Başbakan Erdoğan'ın 'rakibine' karşı kesinlikle kazanacağını vurguluyor, şimdiden kazanmış gözüyle bakıyor, O'nu kutluyor.

Başbakan'ın 'moral danışmanı' Şamil Tayyar, 'dereyi görmeden paçayı sıvıyor'

Evli ve 3 çocuk babası Prof. Dr. İhsanoğlu, 'bilim insanı' ve 'uluslararası kanaat lideri' olarak hem batı kültüründe hem de doğu kültüründe yoğrulmuş, yüksek  'ahlak' sahibi 'ihtiyar-delikanlıdır.'

Batının ve Doğunun en tanınmış, kaliteli eğitim sisteminde, seçkin akademik kadroya sahip üniversitelerinden 'fahri doktora' kazanmıştır.

Saygıdeğer eşi; 'kariyeri,' 'yaşam tarzı,' 'sosyal etkinlikleri' ve olağanüstü iletişimi ile 'çağdaş,' 'inançlı' Türk kadını olarak Prof. Dr.İhsanoğlu ile ortak 'sinerjiyi' yakalamışlar.

İnanıyorum ki; Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu 'kuvvetler ayrılığı' ilkesine sadık, 'hukukun üstünlüğüne' inanmış, 'tarafsız yargıdan' yana olacaktır.

Prof. Dr. İhsanoğlu için 'paralel devlet' sarmalından kurtulmak amacıyla devlet kurumları arasında 'koordinasyon' ve 'işbirliği' sağlamak 24 yıl boyunca İslam Kalkınma Konferansı Örgütü içinde yaşadığı deneyimi yeterli olacaktır.

Uluslararası arenada Başbakan Erdoğan'ı vizyonu' olmayan, 'dengesiz' 'devlet stratejisi' ile 'duygusal' dış politika çıkmazından; 'sağduyusu' ve 'Batı' ve 'İslam Dünyası' hakkındaki derin bilgi birikimi ile Prof. Dr. İhsanoğlu kurtaracaktır.

Yoksa Başbakan Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti'ni 'bodoslama' duvara çarpacaktır.

Ayrıca Prof. Dr. İhsanoğlu'nun özgeçmişinde 'siyaset' deneyiminin olmaması; Anayasa'nın 101. maddesinde yer alan 'tarafsızlık' ilkesini teyit etmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti; Selçuklunun, Osmanlının, 'ulusal' geleneğini sürdüren özgün, sağlam bir yapılanmadır.

Ancak bugün Türkiye Cumhuriyeti 'sahipsiz' ve 'sigortasız' konumdadır. Her 'ulusal' devletin 'kırmızı çizgisi' bulunmaktadır.

Başbakan Erdoğan'ın 'her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına alırım' söylemiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin 'kırmızı çizgisi' kaybolmuştur.

3 dönem 12 yıl süren Erdoğan Hükümetleri sürecinde 'din-siyaset' ilişkisi arasındaki ince sınırın belirlenmesi sorun olmuştur.

Prof.Dr. İhsanoğlu 'din-siyaset' ilişkisini Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti'nde 'Siyasi güçlerin din üzerinde baskı kurmaması gerekir. Benzer şekilde siyaset üzerinde din adına bir baskı da kurulmamalı. Bu durumların her ikisinin de başarısızlıkla neticelendiği örnekler hem İslam hem de dünya tarihinde mevcuttur' şeklinde açıklamıştır.

Ancak 'ATATÜRK düşmanlığı' iddialarına üzüldüğünü belirttikten sonra yaptığı 'özlü' değerlendirme yeterli değil mi?

'ATATÜRK'ü inkar Türk tarihini inkardır' özdeyişinden sonra devam etti:

'Lütfen bunu yapan arkadaşlarımız geçmişime baksın. Türkiye Cumhuriyeti kurumlarında, hatta adında bizzat ATATÜRK yazılı kurullarda üstlendiğim görevlere baksınlar. ATATÜRK'ü, Cumhuriyet realitesini ve kazanımlarını inkar etmek tamamen yanlıştır.

'ATATÜRK istiklal mücadelesinin kahramanı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olarak tüm Türk milletinin gönlünde yer etmiş mümtaz bir şahsiyettir. Bunun aksini söylemek tarihin realitesine yakışmayan bir tutum olur.'

Ülkemin birliği ve esenliği için 'ahlaklı' Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekliyorum.

19.06.2014, İzmir, Türkiye

Not: Fotoğraf Alıntıdır.