Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '08

 
Kategori
Güncel
 

Ülkemin en büyük sorunu

Ülkemin en büyük sorunu
 

Sırada binlerce Kubilay var.


Tarihin tekerrür etmek gibi bir durumu var…

Memleketime göz atalım, hatırlayalım; Terör örgütü legal olarak meclisimize girdi. Biz şehitler ölmez dedikçe her gün üç-beş eve ateş düşüyor. İnsanlarım İstanbul’un göbeğinde tinerci dehşeti, kapkaç dehşeti, mafya dehşeti arasında seçim yapmaya zorlanıyor. Sokaklar evsizlerle dolu. Ülkem hala töre cinayetlerinin pençesinde.Beş yüz küsur ytl asgari ücret alan halkım, 400-500 ytl’den düşük kira ödenemeyen İstanbul’umda nüfusu 25 milyona dayamak üzere. 3. köprüden önce 4. köprü gerekli hale geldi. İnsanlar çok çok bir öğün yemek yiyebilecekleri kadar paralar için cinayet işliyor, 70 yaşındaki adamlar küçücük kızlara tecavüz ediyor, ama kızımız ülkemde olanlara o kadar alışık ki psikolojik olarak bir sıkıntı yaşamıyor bu durumdan. Yöneticilerin milletime en büyük hizmeti doğal gaz, ısınmak isteyeni buna pişman ediyor. Bir asgari ücret tutarında doğalgaz faturası mı olur?? Promosyon sapkınlığımız “bir ev alana bir ev bedava” ve, “125 liralık alışveriş yapana çekilişle özel uçak veriyoruz” boyutunda. İsrail’e alabildiğine küfür ediyoruz, Musevi vatandaşlarımızdan hiç ses çıkmıyor, gücenmiyorlar, Ermenistan’a söylenince bütün ermeni vatandaşlarda bir hezeyan bir curcuna. Bana bile dolaylı yoldan “ bu kadar sığ insanlarla arkadaş olduğum için özür diliyorum” gibi bir laf atıldı. Ve biz katillerden özür diliyoruz. Bayrağımızı yakan çocuklara gofret alıyoruz. Terörist başının konutuna klima takıyoruz, adada, deniz manzaralı… her biri birer yetenek kumkuması özenilesi mankenlerimiz ekmek fiyatını “ bilmiyorum herhalde 10-15 milyon vardır” olarak biliyorlar, ama biz günümüzü onların ilişkilerini öğrenmek için tüketiyoruz. Onlara imreniyoruz. Bir yanda beş yüz lira için haftada 6, ayda 24 gün günde 12 saat çalışan insanlar, öte yanda bahşiş diye bir anda bir tomar 100 dolarlık banknotu yere atanlar, daha da acısı, bunu kapışmak için birbirini parçalayan garsonlar. Suyumuzda arsenik, tuzumuzda kanalizasyon… Kızlarımız hala okula gidemiyor, 15 yaşında evlendiriliyor. Boşanma oranı tarihinin zirvesini yaşıyor, toplumsal cinnet her türlü emaresini gösteriyor. Her gün vahşice işlenmiş bir aile cinayeti, kollar, kafalar vs. vs.

İçim sıkıldı yazarken, ben hatırlatmak istedim ama yazarken hatırladıklarım beni bile ürküttü. Bir bu kadar daha var yazılacak. Daha da çok belki…Bu kadarı kafi şimdilik.

Biz ne ile mi uğraşıyoruz. Hepsinden daha önemlisiyle. Açlık, tecavüz ve cinayet halledilebilir. En önemlisi başörtüsü…

Ulemalar anlamışlar bizim muhasır medeniyet seviyesine erişemeyeceğimize, karar vermişler, kadınlarımızın iffetine güven olunmaz, erkeklerimizin durumu zaten vahim, aynı yerde oturmasınlar, bir araya gelmesinler, günahtır. Çünkü İslamiyet akıl dini değildir, yasaklar dinidir. Şimdilik Arap emperyalizmine yöneliyoruz başörtüsüyle, sırada Taliban ekolü var, burkalarla daha iffetli, daha huzurlu bir toplum oluruz. Ama yavaş yavaş. Bu Kemalistlerden kurtulmamız lazım…

Kubilay’ın öcünü daha almadık…

 
Toplam blog
: 8
: 656
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

Hava soğuk, kış bastırmış, gece karanlık...sene 1980, aylardan Ocak, 6'sını 7'sine bağlayan gece gün..