Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

18 Şubat '16

 
Kategori
Siyaset
 

Ülkemiz yoğun bakımda gibi…

Ülkemiz yoğun bakımda gibi…
 

Bakın bir daha iyice bakın! Hiç bu kadar kahpe olmamıştı zaman. PKK’sı ile YPG’si ile IŞİD’i ile PYD’si ile Amerika’sı ile Rusya’sı ile İran’ı ile Çin’i ile hiç bu kadar haini bir arada ve el ele görmemişti bu memleket.


Her gün canımız yanıyor.

Tarifsiz acılar yaşıyoruz.

Ölümler sıradan oldu.

Her gün şehit haberleri gelmesine rağmen duyarsızlaştık…

Patlayan bombaların etkisi birkaç saat sürüyor.

Sadece lanetliyor, kınıyor ve unutuyoruz.

Son 7 aydan bu yana verdiğimiz şehit sayısı 300’ü geçti.

Türkiye kocaman bir matem evine dönüştü.

Mezarlıklarımız her geçen gün biraz daha büyümekte.

Daha dün, Diyarbakır’dan 2 şehit haberi geldi.

Ardından Türkiye’nin kalbi olan başkente bomba veya bombalar patladı.

Yazımı yazdığım şu ana kadar şehit sayısının 28, yaralı sayısının 61 olduğu açıklandı.

Güneydoğuda iç savaş, isyan devam ediyor.

Şiddetli çarpışmalar yaşanıyor şehitler verilerek vatan toprakları yeniden geri alınıyor.

Terörün hangi şehirde nereyi, kimleri vuracağı belli değil.

İnsanlarımız kalabalık yerlere gitmekten korkar oldular.

Suriye ile savaşa girmek üzereyiz deniliyor ama aslında savaşıyoruz.

Her gün belli noktaları bombalamaktayız.

Yarın nasıl bir manzara ile karşılaşacağız kimse bilmiyor.

Komşularımızla düşman olduk.

Müttefikimiz Amerika bile, bizim düşman olarak gördüklerimizle iş birliği içinde hareket ediyor.

Yalnızlaştık…

Ülke insanının ekonomik sıkıntılarını, patlayan kredi kartlarını, kapanan iş yerlerini, işsizlikten intihar edenleri ve işsizliği yazmaya gerek bile yok.

Çünkü terör ve istikrarsızlık almış başını gidiyor.

Ey bizi yönetenler, ey siyasiler…

Sevgisizliğin hüküm sürdüğü bir memleket yarattınız elbirliği ile…

Sizler bu ülkenin politikacıları olarak birbirinize karşı hissettiğiniz şiddet ve hiddet travmalarını halka hissettirdiniz…

Hiçbir liderin yüzünde, hiç birinizin yüzünde sevgi ifadesi yok.

Fotoğraflarınıza baktığımızda ürküyoruz.

Konuşmalarınızı dinlediğimizde sinirlerimiz bozuluyor.

Çünkü yapıcı, birleştirici hiçbir mesajınız yok!

Sizin bu tutum ve davranışlarınızdan dolayı bu ülkede hiçbir insanımız ülkemizin nereye götürüldüğünü bilmiyor.

İşte bu nedenledir ki, insanlarımızın omuzlar çökük, gönül köprüleri yıkık.

Herkes canından bezmiş!

Herkes umudunu yitirmiş!

Biz ki, sevginin anayurduyduk bir zamanlar.

Anadoludan, çıkan gönül adamlarının sayısını bilmiyoruz.

Her birinin ağzından bal akardı, savaşları bitirirlerdi.

Gittikleri yerlere yaşama sevinci götürürlerdi.

Maalesef ki sizler gittiğiniz her yerde halka birbirinden nefret etmeyi aşılıyorsunuz.

Bakın Türkiye'nin durumu hiç iyi değil.

Ülke yoğun bakımda, durumu ciddiyetini koruyor…

Kandan beslenen vampirler köşe başlarını tutmuşlar.

Bombaları patlatıyorlar.

Ne kadar ölüm, o kadar ayakta durma derdindeler.

Kör terörü besleyenlerin salyaları akıyor.

Her yanımızda ihanet işbirlikçileri…

Sizler ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Ülkeyi bir gemiye benzetecek olursak, su aldık batmak üzereyiz.

İç ve dış tehditler gittikçe çoğalıyor.

Ülke bölünmenin eşiğinde.

Ülkemiz insanı bile, bir birine düşman gibi bakıyor.

Sağ göz sol göze düşman olmuş.

Herkes birbirinin siyasi görüşünü, inancını, mezhebini sorgular olmuş.

Kardeşlik köprüleri çoktan yıkılmış.

Acı da, sevinçte artık ortak paydamız kalmamıştır.

Milli değerlerimizin hiçbir hükmü kalmamış gibi yaşıyoruz.

Azrail’in bile yorgun düştüğü bir ülke olduk.

Ne içte ne dışta huzurumuz kalmadı.

İktidarda ve muhalefette siyasi tükenmişlik her geçen gün kendisini daha net göstermektedir.

Parti liderleri siyaseti sadece konuşmak ve bir birlerine okkalı söz söylemek sanıyorlar.

Onlar konuştukça halk geriliyor.

Basın sadece yalan haber üretiyor.

Çirkini güzel, yenilmişliği galibiyet, yalnızlığı onurlu yalnızlık olarak empoze etmekle meşguller…

Gazeteler bizleri aldatıyor, televizyonlar kanımızı emiyor.

Bu kadar vahim bir durumda olmamıza rağmen, ülke yoğun bakımda can çekişirken, siyasilerimiz “başkanlık” derdinde, anayasayı değiştirme derdindeler.

Yeter artık, bırakın şu anayasayı, başkanlık işini bir kenara.

Ülke elden gidiyor. Terör şehirlere inmiş. Vatan bölünmek üzere.

Her gün şehitler veriyoruz.

Ankara’nın kalbinde bombalar patlıyor. Onlarca insanımız öldü, yaralıların bir kısmı belki de bir daha eskisi gibi olamayacaklar.

Gün siyasi hesaplar yapma, iktidarda kalıp kalmama, iktidar olup olmama işi değildir artık.

İçinde bulunduğumuz şartlar her geçen gün ağırlaşmaktadır.

Ey siyasiler…

Lütfen zehir zemberek sözlerinizi bir yere koyun, birbirinize meydan okumayı daha sonraya bırakın ülke sorunlarına eğilin.

Ey Millet, uyan artık! Gün sen ben kavgası yapma günü değil, gün ayağa kalma ve ülkeye sahip çıkma günüdür.

Ülkemizin namuslu insanlarının, namussuzlardan daha çok cesur olmasına ihtiyacı var ve tam zamanıdır!

Bilin ki burası son Türk yurdudur!

Bundan dolayı da, Büyük Önderimiz Atatürk’ün dediği gibi; “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır!”

Ve bizlerde vatanın bir parçasıyız.

Nasıl ki, denizi bir parçasından hiç kimse ayıramaz, bizleri de birbirimizden hiç kimse, hiçbir kuvvet ayıramayacaktır.

Bakın bir daha iyice bakın!

Hiç bu kadar kahpe olmamıştı zaman.

PKK’sı ile YPG’si ile IŞİD’i ile PYD’si ile Amerika’sı ile Rusya’sı ile İran’ı ile Çin’i ile hiç bu kadar haini bir arada ve el ele görmemişti bu memleket.

Bu ülkeyi ateş topuna çevirmek isteyen ne kadar hain varsa bizlerde askerimizle, polisimizle, siyasetçilerimizle, halkımızla omuz omuza el ele olmak zorundayız.

Çünkü dört yanımız yılan ıslıkları ile çınlıyor.

Sıkın dişinizi az kaldı!

Bunların da hakkından geleceğiz!

Ali Galip AKYILDIRIM

Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 132 kez görüntülenmiştir

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara