Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '15

 
Kategori
Siyaset
 

Ülkemizde Parti Siyaseti

Ülkemizde Parti Siyaseti
 

Ülkemizdeki Partiler ve Liderleri


43 yaşımdayım. Yıllardır siyaseti takip ediyorum. Geçmişteki siyaset anlayışını ve partilerin hareketlerini izliyorum. Cumhuriyet dönemi siyasetimiz bir dönemi çıkarsak çok parçalı görünümdedir. Tek parti bakarsak aslında ülkemizde kârdan çok zarar vermiştir. Geçmişte örnekleri çoktur. Ama çok parçalı siyaset de zarar vermiştir. İstikrarın bir türlü sağlanamaması, seçim sonuçlarına göre koalisyon hükümetlerinin kurulamaması ve kurulan hükümetlerin ömrünün fazla olmaması. Sonuç ülkede yaşanan krizler. Olan vatandaşa ve ülkeye oluyor. Peki bunun sebepleri nelerdir;

- Amaçları, fikirleri, dünya görüşleri aynı ama küçük nüans farklılıkları nedeniyle bir araya gelememeleri, birlik oluşturamamaları.

- Kazan doğurdu misali bir partinin içinden çıkıp çok sayıda yeni parti kurulması.

- Parti içinde mücadelenin ve siyasetin yapılamaması.

- Parti liderlerinin ve yapılarının parti içi muhalefete pek yanaşmamaları.

- Birlik ruhunun kaybedilip kişisel mücadelelere başvurulması.

- Siyaset anlayışının demokrasiye uygun olmaması.

Daha çok sayabiliriz. Ama bunlardan en çarpıcıları yukarıda sayılmıştır. Parti Ruhu ya da Parti Birliği dediğimiz kavram esasında demokrasiye tamamen ters. Zira bir birlikteliğin içinde muhalifte olur tarafta. Ama nedense partilerimiz tarafı kabullenmekte muhalefete ise tepki göstermektedir. Oysa parti içi muhalefetin partinin gelişmesi ve kendisine yeni bir yol haritası çizmesi için en büyük şansı olduğu gerçeğidir. Sürekli aynı aynaya bakan kendindeki noksanlıkları ve eksiklikleri göremez.

Bunu en bariz örnekle şöyle açıklayabilirim. Ülkemizde 14 yıldır AK Parti iktidarda. Kurucusu ve Lideri Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan devletin zirvesindeki koltukta. Halkımızın ve siyasi partilerimizin bir kısmı Sayın Erdoğan’ı demokrasiye inanmayan ve tek güç haline gelmek isteyen bir lider olarak yorumlamakta ve bu şekilde ifade etmektedir. Muhalefeti, muhalif basını susturmaya çalışmakta olduğu söylenmektedir. Yani Muhalefeti istemediği dile getirilmektedir.

Peki soruyorum size bu söylemleri dile getiren liderlerin hangisi parti içi muhalefeti ve çok sesliliği kabul etmekte ve onaylamaktadır? Hangi siyasi parti içi muhalefeti kabul etmektedir. Kendisini bu yönüyle yapılandırmış ve kurumlarını oluşturmuştur. Hatırlayın parti içi muhalefeti nedeniyle birçok siyasetçi ve tecrübeli kişilerin üstü çizilmiştir.

İşte bu muhalif istememezlik aslında aynı kümeden doğmuş ama bir türlü bir araya gelemeyen siyasi partileri doğurmaktadır. Bu yapıyla da sağlıklı bir seçimin yapılması maalesef mümkün olmamaktadır. Parçalanmış bir siyasi tablo, irili ufaklı birçok siyasi parti ve sağlıklı olmayan bir meclis tablosu.

Bu partiler sandıkta kendilerini temsil ediyorlar oy da alıyorlar ama mecliste temsil edilemiyorlar. Bunların suçu seçim sistemi mi yoksa kendileri mi (yani egoları mı)?

Ülkemizde demokrasi siyaseti değil maalesef parti siyaseti yapılmaktadır. Her lider tek parti olma yolunda ve kendini ona göre yapılandırmaktadır. Bu manada liderler başarısız olsalar dahi kolay kolay gitmezler ve parti mekanizması kendisini kolay kolay yenileyemez.

Aynı tas aynı hamam. Değişen bir şey yok yani. Ha 7 Haziran ha 1 Kasım. Malzeme aynı malzeme, kazan aynı kazan, aşçı aynı aşçı.

 
Toplam blog
: 196
: 493
Kayıt tarihi
: 28.06.07
 
 

Doğayı seviyorum. Onun içinde yaşamayı ve güzelliklerini tatmayı seviyorum. Yaşamayı ve hatta ölü..