Ulus Devlet olmayı hedefleyen APO ve Demirtaş'ın 'güvenirliği' nedir ki?

Ulus Devlet olmayı hedefleyen APO ve Demirtaş’ın ‘güvenirliği’ nedir ki?

Öncelikle samimi bir itirafta bulunmak istiyorum; başından beri ‘çözüm sürecine’ karşı tavır almaktayım.

Ancak bu vatan hepimizin olduğuna göre karşıdan bakmak bana bir şey kazandırmadığı gibi, vatana çok şey kaybettireceğe benziyor.

11.12.2014’te Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen Kürt Konferansı’nda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın söyleminde yer alan tutarsız, ilkesiz ana başlıkları irdeleyeceğim:

Bugüne kadar Orta Doğu Projesi’nde tarihe damgasını vuracak olan çözüm sürecinde, tarafların çorbada tuzu; diğer bir ifade ile Projeye katkı payı oranı eşit sayılır.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Çözüm Süreci Projesi’nin APO tarafından hazırlandığı ve organizasyon yapısının oluşturulduğunu açıklaması en başta AKP Hükümetine saygısızlık olup, güven bunalımına yol açmaktadır.

Selahattin Demirtaş, projenin sahibi APO’nun taş duvarlar arasında haksız olarak tecrit edildiğini Avrupa Parlamentosu’na anlatmıştır.

Ancak APO ile PKK’lı Bayram Kaymaz, Cumali Karsu, Şeyhmuz Poyraz, Hasbi Aydemir ve TİKKO üyesi Hakkı Alkan 11.81 metrekare koğuşlarda yalnız kalıyor.

APO, haftanın Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri diğer mahkumla bir saat hobi odasında Türkiye’de ve dünyada olup-bitenleri değerlendiriyor, sosyalleşiyorlar.

Salı ve Cuma günleri basketbol, voleybol veya masa tenisi oynuyorlar. Koğuşunda kitap, dergi ve günlük gazeteleri okuma, TV kanallarını izleme olanağına sahip bulunuyor.

APO’ya İmralı adasında tanınan yaşam tarzı G-20 ülkelerinde siyasi mahkuma tanınan olanaklardan daha aşağı olmadığı halde APO’nun şartlarını Avrupalı parlamenterlere kötüleyen ve şikayet eden Demirtaş’a T.C. güvenilebilir mi?

Demirtaş, T.C.’niitibarsızlaştırabilecek ve AB üyeliğini zora sokabilecek yalan ve eksik bilgileri Parlamento üyelerine aktarmıştır.

APO’nun ‘asal hedefi,’ farklı kimliklerden oluşan, içinde bulunduğu demokratik ulusun bir devleti olması, devlet yoksa devletin bir ulusu yoktur, devlet kutsaldır, Ulus kutsaldır demagojisi ile ‘özerklik’ yolunu açmaktır.

Çok genç yaşta politikaya atılmasına rağmen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, TBMM’nde tüm Kürtlerin sorumluluğunu omuzlarında taşımakta zorlanmakta, konuları da manipüle etmektedir.

Diğer yanda, ‘Taslakta özerklik var’ diyen HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 360 derece dönüş yaparak bir TV programında şunları dile getirdi: Oysa ‘özerklik’ bu tartışma odağında bir yere oturtmak gerekirse yerelin kendi hakkında karar verebilmesidir. Bunun sınırları, alanları bellidir. Bundan bölünme değil, bütünleşme çıkar. Bir bölünme, bir ayrılma olmayacak.

Sonuç olarak HDP Milletvekili Gültan Kışanak  APO’nun hedefini şöyle deklare etmiştir: ‘Öcalan, demokratik özerk Kürdistan projesinin de mimarıdır’ söylemiyle HDP ve dolayısıyla APO’nun gerçek niyetini ortaya koymuştur.

HDP Milletvekili Önder tarafından kamuoyuna ‘bölünme’ değil, ‘bütünleşme’ olarak tanımlanan ‘özerklik’ kavramı yerli ve yabancı bilimsel kaynaklarda  ‘muhtariyet,’ ‘otonomi’ ve ‘ayrı bir yasaya bağlı olarak kendi kendini yönetme yetkisi’ olarak tanımlanmıştır.

Özellikle ırk, etnik köken, din veya dil farkları bulunan devletlerde ‘özerklik,’ ‘eyaletler’ veya ‘kantonlar’  şeklinde ortaya çıkabilir.

Ulus devlet olmayı hedefleyen APO’ya güvenebilir misin?

13.12.2014

N0t Fotoğraf Alıntıdır.