- Kategori
- Siyaset
Ulusalcı zincirin zayıf halkası... MHP
Ülkemizde özellikle 22 Temmuz seçimlerinden önce bir kutuplaşma ve hesaplaşma dönemi başladı..
Laik Cumhuriyetin temellerini dinamitlemeye çalışan gerici AKP hükümeti ile Cumhuriyete sahip çıkan, Atatürk ilkelerinden taviz vermeyen ve bu uğurda meydanları dolduran kesimlerin hesaplaşmasıydı bu…
Efendim yine “ Atatürk İlkeleri deyip, Atatürkçülüğü kullanıyorlar” dediklerini duyar gibiyim malum çevrelerin..
Atatürkçülük aynı zamanda; böyle durumlarda sarılmak ve bu ilkeleri unutturmaya çalışanlara bir tokat olmak için vardır. Ve her zaman olacaktır. Bundan gocunanlar gocunabilir.
Vücut mikrop kapmışsa antibiyotik tedavisine başlamıyormuyuz ?..
Atatürkçülük’te bu mikroplar için en etkili antibiyotiktir. Hastalık her nüksettiğinde bu antibiyotik tedavisine hemen başlarız.
Atatürkçülüğe her zaman sarılırız, savunuruz.. Okyanus ötesindeki “Hocaefendi’ye” sarılacak halimiz yok.
Hacıya, hocaya, Hikmetyar’a, ABD’ye sarılanların sonunun hüsran olacağını biliriz, bilmeyenleri uyarırız.
Atatürkçülük ve Laik Devlet yapısı bu yobazlar içinde bir güvence bir sigortadır ama bilen kim ?..
Gelelim MHP’ye…
22 Temmuz seçimlerinden önce bu parti, geniş kitlelere ümit ve güven veren bir tavır takınmış, Bir çok alan da Cumhuriyetçilerle birlikte hareket etmiş, Atatürkçülük ve Laiklik konusunda “Sosyal Demokrat CHP tüzüğünü ve programını” uygulamak için yola çıkanlardan bile daha demokrat bir duruş sergilemiştir.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Yargının’da yardımıyla Çankaya işgalini geciktiren Ulusalcılar, seçimlerden sonra Meclis’e girecek böyle bir MHP’nin CHP ile yapacağı işbirliği ile bu Laik kalelerin kurtarılacağı umuduna kapılmışlar ve bu yüzden bir sürü yurtsever de MHP’ye oy vermiştir.
Fakat ne yapmıştır, Meclise girer girmez bu MHP ?..
İlk önce Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinin yolunu açmıştır..
Gerekçe ;
Gerginliğin ülkeye faydası yok bunun engellenmesi lazım..
Sanki RTE’nin yaptıkları ve yapacaklarına destek olmanın ilerde büyük gerginliklere yol açacağını bilmiyorlarmış gibi…
AKP’nin yaptığı Anayasa taslağına gereken tepkiyi göstermemiş, aksine destekler bir tavır içine girmiştir.
Üstelik AKP’nin hazırlayacağı Anayasa’nın gerçekçi olmayacağı ve maddeler üzerinde değişiklik yapılmasının daha yerinde olacağını söyleyen Sayın Haşim Kılıç’a rağmen..
MHP ve Sayın Bahçeli şimdi de AKP’nin Türban Meselesini çözeceğim uyutmacasının baş destekçisi olma pozisyonuna geçmiştir..
Öyleki; Türban ve türbanlıları senelerce kullanan AKP’den daha hızlı ve Kraldan çok kralcı olarak.
“Buldukları çözüm”…
“Hizmet alanlara Kamusal alan da türban serbest olmalı..”
Bu cümleyi bilmem hangi maddeye ekleyecekler ve türban sorunu bitecek !!...
AKP’de o kadar saftı ya.. Bu meselenin bu kadar kolay çözülmesinin yolunu açacak ve bundan MHP’nin büyük oranda nemalanmasını görmezden gelecek !!!...
MHP, AKP’nin tuzağına düşmüş ve Güneşi Balçıkla sıvamaya kalkışmıştır..
Kaldı ki ;
“Hizmet verenlerin de kamusal alan da Türban serbest olsun” demeyeceğinin garantisi var mı ?...
Rus Ayısı’nın huyu meşhurdur,
Bal kovanını verirsin, yer bir daha ister. Bir daha verirsin yer, yine ister, yine verirsin yer yine ister. Gün gelir veremezsin bu sefer seni yer…
İkinci Milliyetçi Cephe ortaklarından MSP’nin genel başkanı Necmettin Erbakan; O zamanlar hükümete gensoru veren muhalefeti son dakikaya kadar destekler görünür, “Kadayıf’ın altı kızardı, bu sefer düşüreceğim” diyerek geniş kitlelere umut verir. Gensoru oylamalarında Güvenoyu vererek herkesi şaşırtırdı. Adı Kadayıfçı Erbakan’a çıkmıştı o zaman..
Bu MHP liderinin de adı yakında Türbancı Bahçeli’ye çıkar…
Bunlara şimdilik ilk dersi Yargıtay başsavcısı verdi. (Emekli değil halen görevde olan Yargıtay Başsavcısı)
“Türban yasağının kaldırılması, üniversiteleri cemaatçi ayrılıkçı güçlerin, laik ve üniter yapıya aykırı faaliyetlerinin alanı haline getirir.”
“Halkı çatışmaya götürecek bu girişimin sonuçlarından siyasi partiler sorumlu olur.”
Tüm döneklere de yarın halkımız gereken dersi verecektir.
Saygılarımla…
Kaynak: Milliyet Gazetesi..