- Kategori
- Şiir
Umarsızca

Köşe başında bir gölge
Çelimsiz bedenin ritminde
<ı>-titreyen dudaklar ve eller-
Elleri kara…
Toz bulutu saçları
Gözleri mavi..
Kirpiklerine hapsetmiş
Hani şu uçsuz bucaksız denizi.
Yırtık ve kısa bir pantolon,
…………………düğmesiz.
Bir ip bağlı kemerine
Belki de belini kesmiş.
Rengi kaçmış bir tişört
Yaka paça savruk
Kollarını sürdükçe yüzüne
Parlar hasta yanının yaldızları
<ı>Öyle güler umarsızca
Patlamış bir top ayağının ucunda
Ayakkabısı yırtık
Biri bağlı
Biri açık
Bir de konuşsa kopuk dili
Beden yorgun
Ayaklar yorgun
Bakışlar deli dolu
Boş bir cola kutusu
Damlasında tadıyor lezzeti
Ekmeği hep bayat
Katığı hep yokluk
<ı>Öyle yaşıyor umarsızca
Karanlık çöktükçe
Yastık oluyor elleri
Sarıldığı düşlerine
Ayazı sinmiş kahpe şehrin
Soğuk ve yalnız uykusu
Yıldızlar yıkıyor sabahını
Suratını ise bir avuç güneş
Ana yok-baba yok
Sevgi alıp- verdiği
Dört ayak üstünde candaşı
Kuyruğu kesik sokak köpeği
Ekmeğini, korkusunu paylaştığı
<ı>Öyle büyür umarsızca
Köpeğin gözlerinde ‘çocuk’
Çocuğun gözlerinde ‘şehir’
Bilmez oysa;
<ı>‘O’ sokakta büyüdükçe
Küçülür ‘insanoğlu’
Çelimsiz bedenin ritminde
<ı>-titreyen dudaklar ve eller-
Elleri kara…
Toz bulutu saçları
Gözleri mavi..
Kirpiklerine hapsetmiş
Hani şu uçsuz bucaksız denizi.
Yırtık ve kısa bir pantolon,
…………………düğmesiz.
Bir ip bağlı kemerine
Belki de belini kesmiş.
Rengi kaçmış bir tişört
Yaka paça savruk
Kollarını sürdükçe yüzüne
Parlar hasta yanının yaldızları
<ı>Öyle güler umarsızca
Patlamış bir top ayağının ucunda
Ayakkabısı yırtık
Biri bağlı
Biri açık
Bir de konuşsa kopuk dili
Beden yorgun
Ayaklar yorgun
Bakışlar deli dolu
Boş bir cola kutusu
Damlasında tadıyor lezzeti
Ekmeği hep bayat
Katığı hep yokluk
<ı>Öyle yaşıyor umarsızca
Karanlık çöktükçe
Yastık oluyor elleri
Sarıldığı düşlerine
Ayazı sinmiş kahpe şehrin
Soğuk ve yalnız uykusu
Yıldızlar yıkıyor sabahını
Suratını ise bir avuç güneş
Ana yok-baba yok
Sevgi alıp- verdiği
Dört ayak üstünde candaşı
Kuyruğu kesik sokak köpeği
Ekmeğini, korkusunu paylaştığı
<ı>Öyle büyür umarsızca
Köpeğin gözlerinde ‘çocuk’
Çocuğun gözlerinde ‘şehir’
Bilmez oysa;
<ı>‘O’ sokakta büyüdükçe
Küçülür ‘insanoğlu’