Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

04 Ağustos '08

 
Kategori
Güncel
 

Umudun ölümle dansı

Umudun ölümle dansı
 

Dünyaya insanlık dersi veren benim ülkemin polisi.


Umuda yolculuk bu kez denizden değil, karadan başlar.

İçerisine doldurulan yüz kırk insanla kocaman bir tır, Van’daki gümrük kapısından birşekilde yasal olmayan yollardan Türkiye sınırları içersine ışınlanıyor.

Bu tır Van’dan başlamak üzere iki bin km ye yakın bir yolu kat etmek üzere harekete geçer.

Erzurum, Kayseri, Ankara, Bolu… Her ne ise güzergâhı İstanbul’a ulaşır.

Yoluzun, meşakkatli, tırın kasasına tıka basa doldurulan umut yolcularının tuvaletihtiyacı, hava alma ihtiyacı var. Ama olur mu? Bu umuda yolculuk; Tuvaletti, molaydı, hava almaydı dinler mi? Bir an önce transit ülkenin geçilmesi lazım.

Yani sözün kısası ve işin özü ; ”nefes almadan yola devam”.

Umuda yolculuk hiç durmamacasına yoluna devam ediyor. Yaklaşık iki bin km yolaşılıyor. İşin garip ve tuhaf yanı; Bu ülkenin karayollarında hiç mi trafik polisi yok, hiç mi maliyenin denetim elemanları yok, hiç mi jandarma yok. Kocaman tırı ne soran var ne de denetleyen, ne de durdurup : “Ne taşıyorsun kardeşim bu tır da? , ver bakalım şu belgelerini, aç bakalım şu tırın içini de bir görelim ”diyecek bir baba yiğit yetkili ortaya çıkmıyor.

Nihayet umut yolcuları İstanbul’a ulaşır, buradan da Avrupa’nın kapısı olan Yunanistan’a geçilecek ve böylece bir umut yolculuğu daha mutlu sona ulaşarak yeni hayaller ve yeni umutlara yelken açılacak. Bu işin organizatörleri olan insanlıktan nasibini almamış umut tacirleri de kişi başına aldıkları ve zaten peşin cebe indirdikleri 4500 dolarları hak etmiş olacaklar.

Ama“kazın ayağı öyle olmuyor”. İşler yolunda gitmiyor. Tır kasalarına “hayvanistifi” misali doldurulan çoğu Pakistanlı ve Asyalı olan bu umut yolcuları uzun yolculuk nedeniyle havasızlıktan ve susuzluktan kırılmaya, birer birer telef olmaya başlamışlardır. Artık dayanacak gücü kalmayan ve ölümlerin başlamasıyla da panikleyen bu insanlar demir kasalara vurarak insan tacirlerini uyarırlar.

İnsan tacirleri İstanbul Küçükçekmece’ye bağlı Kayabaşı Köyü civarında boş bir alana park ederler ve umut yolcularını indirirler. Kasalar açılır insanlar indirilir. Havasızlıktan, açlıktan, susuzluktan on üç mülteci ölmüş, sağ kalanlar ise“ölümle yaşam arasındaki o ince çizgide” gidip gelmektedir.

Durumun vahametini kavrayan, ancak insan oldukları şüphe götüren cani tacirleri bu insanlara : ”Burası Yunanistan, bizim işimiz burada bitiyor, cesetlerinizi gömün ve başınızın çaresine bakın” diyerek yok oluyorlar.

Umuda giden bu yolculuk çoğu zaman olduğu gibi yine “ölüme yolculuk” olmuş, on üçmülteci ölmüş, sağ kalanlar ise perişan bir vaziyette on iki milyonluk nüfusuyla Avrupa kenti olan İstanbul’da kaderleriyle baş başa bırakılmışlar, yeni bir insanlık dramını sergilemişlerdir.

Aç, susuz ve perişan olan bu insanların imdadına “tüm insanlığa ders verircesine”Türk insanı koşar, yardım elini uzatır. Kayabaşı köyü sakinleri umut yolcularını toparlar, karnını doyurur, tıbbi yardımda bulunur.

Yardıma koşan sadece köylülerimiz değildir. Görevli polislerimizin de vicdanı sızlar, gördükleri manzara karşısında. Elleriyle su içirirler, çekinmeden yüzlerindeki boncuk boncuk olmuş terlerini silerler, kısacası dünyaya insanlık dersi verirler.

Umut yolcularına sahip çıkmak, darda kalana yardım etmek güzelde bu yeterli midir?

Hepimizin yüreklerini burkan, içimizi acıtan bu “insanlık dramına” dur! Diyecek bir sistem, bir mekanizma kurulamaz mı?

Yasalara aykırı bir şekilde insan tacirlerinin eline düşen ve adına da “umuda yolculuk” denilen bu insanlık ayıbına son verilecek düzenlemeler yapılamaz mı?

İnsanlık önce bu soruların cevabını bulmalı, bu sorunun temeline inilerek çözüm yolları bir an önce bulunarak uygulamaya konulmalıdır.

Acil tedbirler alınmazsa, daha birçok Pakistanlı, Tunuslu, İranlı Yemenli i umut yolcularının sonu ya tırların kasalarında, ya balıkçı motorlarının teknelerinde can vermeye devam edecektir.


SONSUZLUK (Osman Özeker)

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..