Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '07

 
Kategori
Sinema
 

Umudunu kaybetme

Umudunu kaybetme
 

Bu filmin sinemada fragmanını izleyeli bayağı oldu..

Yalnız filmi sinemada izlemek kısmet olmadı..

Ya bizim buralara film gelmedi, ya da yaz ayları olduğu için biz kaçırdık…

Aslına bakarsanız bayramlık ayakkabı almak için gitmiştik alışveriş merkezine, ben her zamanki gibi beğenemeyince D&R da aldık soluğu..Evde sandığın üzerinde biriken onlarca yarım kitap olduğu için, yeni çıkan kitaplara hiç yüz vermedim…

Uzatmayayım; vcd aldık, çıktık..

***

Baş rolde Wıll Smıth, bilirsiniz polisiye komedi filmlerinde oynayan şu zenci çocuk.

Filmin İsmi; Umudunu kaybetme

Filmin tanıtım yazısında “ Oğlu için imkansızı başaran bir baba” yazıyor ama çalıştığım sektörden midir? Nedir?

Benim filmden aldığım mesajlar daha başka…

Kabaca filmi özetleyeyim size;

Röntgen makinesinin daha çetrefillisini satmaya çalışan bir adamdır. Chris Gardner. “Röntgen makinesi” dediysem aklınıza devasa bir şey gelmesin bunun ki portatif, elde taşınabiliyor…

Filmin başında karısı zannettim ama değilmiş, kız arkadaşı Linda ve beş yaşındaki oğlu Christopher ile zor bir hayatları var.

Neden?

O röntgen makinesi benzeri cihaz kolay, hatta hiç satılmıyor da ondan..

Bizim Chris, biraz iyi niyetli biraz sakar ama akıllı bir adam..

Bir dönemlerin modası zeka küpleri var ya! Kimse yapamıyor o dakikasında aynı renkleri bir araya topluyor..

Linda çift mesai çalışıyor, Chris cihaz satamıyor..

Linda çift mesai çalışıyor, Chris cihaz satamamaya devam ediyor..

Sonuç ta Linda evi terk ediyor…

Chrisin başına bundan sonra gelmeyen kalmıyor…

Gördüğü son model bir arabadan etkilenip, arabanın sahibinin bir aracı kurumda çalıştığını öğrenince o aracı kuruma girmeye karar veriyor. Bunun için o kurumda altı ay boyunca ücretsiz staj yapması gerekiyor..Staj yapacak yirmi kişinin arasına girmekte, yirmi kişinin arasından birinci olup şirkete kapağı atmakta imkansıza yakın işler….

Bu esnada ödemediği trafik cezaları yüzünden vergi dairesi banka hesabına el koyuyor..

Beş parasız kalınca ilk önce kaldığı evden, ardından otelden atılıyor..

Kalacak yeri olmadığı için bazen metro tuvaletinde, bazen düşkünler evinde bazen de otobüs duraklarında oğlu ile beraber kalıyor…

Yaşadığı olumsuzluklara rağmen, ders çalışması, staja devam etmesi ve her şeyden önemlisi umudunu kaybetmemesi gerekiyor…

Şimdiye kadar bu filmi izlemediyseniz!

Eğer hayatınızı bir şeyler satarak kazanıyorsanız! Bu filmi izleyin

Eğer bir satış ekibi yönetiyorsanız! Ekibinizle beraber bu filmi mutlaka izleyin..


Ve mümkünse film, kendinizi çok umutsuz, şanssız ve karamsar hissettiğinizde tekrar izlemek isteyene kadar….

Elinizin altında bir yerlerde olsun…

Foto: http://www.main-board.biz/thread.php?threadid=129791

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..